Sağlık

'Beyaz ekmeğin zehirden farkı yok'

Prof. Dr. Canan Karatay: Ekmeklerin içinde birçok katkı maddesi var. Bunları topladığınızda ekmek sizi değil, hastalıkları besleyen zehir haline geliyor

27 Ağustos 2013 21:02

Karbonhidratsız, yağ ve protein ağırlıklı zayıflama diyetiyle tanınan Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, "Beyaz ekmek zehir gibi, çünkü içinde şeker ve çok sayıda katkı maddesi var. Bunlar da eroin gibi bağımlılık yapıyor" dedi.

Datça'da 'Sağlıklı Yaşam Kasabası Projesi' kapsamında Vatan gazetesinden Meltem Günay'a konuşan Karatay, "doğal olan tüm yağların sağlıklı olduğunu, ancak işlem görmüş yağlardan yani bitkisel sıvı yağlardan ve margarinden uzak durulması gerektiğini" belirtti.

Vatan gazetesinde yer alan söyleşi (27 Ağustos 2013) şöyle:

Karatay Diyeti nedir?

17 yıl yurtdışında yaşadıktan sonra Türkiye’ye döndüm. İlk yaptığımız şey Türk ekmeğine, pidesine saldırmak oldu. Tabi eşimle birlikte şişmeye başladık, tansiyonlarımız yükseldi, kilo almaya başladık. Sonra ekmeği bıraktık ve rahatladık. Beyaz ekmek zehir gibi, çünkü içinde şeker ve çok sayıda katkı maddesi var. Bunlar da eroin gibi bağımlılık yapıyor. Ben insanlara diyet değil bir yaşam tarzı gösteriyorum.. Karatay Diyeti’yle önce insanların kilo almasını önlüyoruz, daha sonra da kilo verilmesini sağlıyoruz. Ama temelinde yediğimiz her şeyin doğal ve mevsimsel olması yatıyor!

Türk halkının ‘temel’ besini ekmeğe niye bu kadar karşısınız?

Türkiye’de üretilen ekmeklerin glisemik indeksleri çok yüksek. Yediğiniz bir dilim ekmeğin üzerine alabileceği kadar kesmeşeker dizin, işte siz bir dilim ekmekte o kadar şeker yiyorsunuz. Bütün ekmek, pasta, tatlı gibi ürünlerde bağımlılık yapan ve son derece ucuz olan früktoz kullanılıyor. Ekmeklerin içinde birçok katkı maddesi var. Bunları topladığınızda ekmek sizi değil, hastalıkları besleyen zehir haline geliyor.

Başka neden uzak duracağız?

Simit, tost, ambalajında diyet ya da light yazan ürünler, pirinç pilavı, makarna, patates, mısır, reçel, çikolata, meyve suları (taze sıkılmışlar da dahil), işlenmiş et ürünleri, süt tozu, kapalı çiftlik tavukları, kızartma, hazır çorbalar.

Yağlar sağlıklıdır ve yenmelidir dediniz ve tartışma başladı...

Biri kalp krizi geçirip öldüğünde herkes yağları suçladı. Kimse karbonhidratları düşünmedi. ‘Yağ yeme kilo alırsın’ deniliyor. Eskimolara bakın, beslenmelerinin yüzde 75’ hayvansal yağlardan ve kalp hastalığı yok. Doğal olan tüm yağlar sağlıklıdır. Sabahları köy tereyağına sade veya pastırmalı iki yumurta kırıp yiyin. Ama işlem görmüş yağlardan yani bitkisel sıvı yağlardan ve margarinden uzak durun. Fransızların hayatı yağ yemekle geçer. Fransızlarda kalp krizi de yoktur. Yağ yemeyen ABD’de şişmanlık oranı yüzde 31. Fransa’da bu oran yüzde 9 civarındadır.

 

Bizi bu hatalar şişmanlatıyor

 

- En büyük sorun hareketsizlik.

- Çok fazla tatlı ve unlu gıdalar tüketiliyor.

- Sağlıklı zannedilerek günde 1-2 kg meyve yeniliyor.

- Kuruyemiş çiğ değil kavrulmuş ve tuzlanmış yiyerek büyük hata yapılıyor.

- Halkın büyük kısmı yabancıların mutfağı ile zayıflamaya çalışıyor.

- İnsanlar az ama sık yiyerek yağları eriten leptin hormonunun salgılanmasına engel oluyor.

- Yalnızca kalori hesabına bakılıyor.

- Sağlıklı yağlarla sağlıksız yağlar aynı kefeye konuyor.

 

İşte bir günlük sağlık menüsü

 

Sabah kahvaltısı: Az pişmiş iki yumurta; bir el ayası kadar az tuzlu peynir; bir çay bardağı kavrulmamış ceviz, fındık veya badem; az tuzlu 10 zeytin; mevsimsel sebzeler; şekersiz limonlu çay ya da süt.

Öğle yemeği: Etli ya da zeytinyağlı sebze yemekleri; 3-5 kalem pirzola, biftek, bonfile, balık ya da kebap türleri, bol salata ve yoğurt; mercimek yemeği; pastırmalı veya etli kuru fasulye; evde pişirilmiş her türlü çorba, geleneksel yöntemlerle yapılmış turşu.

Karatay Diyeti’nde akşam yemeği: İsteğe göre öğlen yemeğine benzer yiyecekler seçilebilir.

 

Bunlara dikkat

 

- Sabahları kuvvetli ve proteinli kahvaltı yapın.

- Öğünler arasında en az 3-4 saat olmalı.

- Günde en fazla üç öğün yiyin.

- Her gün 2-3 litre su için.

- Akşam 20.00’den sonra hiçbir şey yemeyin.

- Her gün hareket edin.

- Kandaki D vitamin düzeyinin en az 80 ng/ml’nin üstünde olmasına dikkat edin.

- Düşük glisemik indeksli besinler tüketin.