Sağlık

Beslenmede 7 altın kural

Beslenme alışkanlıklarınızda size sunduğumuz şu yedi öneriye kulak verirseniz daha zinde ve sağlıklı bir yaşama kavuşabilirsiniz.

07 Haziran 2008 03:00

Kimi zaman yeteri kadar yememek, kimi zaman fazlaca yemek, kimi zaman da yeteri kadar su içmemek gibi beslenmeye dayalı birçok nedenle insan kendini bitkin hissedebilir. Ancak beslenmede şu 7 öneriye kulak verirseniz daha zinde bir yaşama kavuşabilirsiniz.

1- Aç olmasanız bile kahvaltı yapın: Yapılan araştırmalar, sabah kahvaltısını atlamayan kişilerin, kahvaltı yapmayanlara kıyasla kendilerini hem ruhsal, hem de fiziksel açıdan daha iyi hissettiğini gösteriyor. O yüzden uzmanlar, o anda açlık hissi yoksa bile kahvaltı yapılması gerektiğini belirtiyor. Cardiff Üniversitesi bilim adamları, her sabah bir kase kahvaltılık tahıl gevreği yiyenlerde stres hormonu kortizolün daha düşük çıktığını söylüyor.

2- Her 3 - 4 saatte bir yiyin: Gün boyunca 3 kez küçük öğünler halinde yemek ve iki kez de atıştırmak kan şekeri ve enerji seviyenizi bütün gün yüksek tutar. Burada 'küçük öğünler' ifadesine dikkat etmek gerekiyor. Çünkü bir oturuşta fazlaca yenmişse, bunu sindirmek için vücut daha fazla enerji harcar ve bunun sonucunda halk arasındaki tabirle 'ağırlık basar'.

3- Sağlıklı yağlar, protein ve karbonhidrat: Her küçük öğünde, vücudun enerji için kullandığı karbonhidrat ve gerektiğinde bu enerjinin sürekliliğini sağlayan proteinin yanı sıra balık, kabuklu yemişler ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlardan tüketmek gerekiyor. Bu yağlar ve protein bir taraftan doymanıza yardımcı olurken, yemekten bir saat sonra canınızın tatlı çekmesini de engeller. Yani, hafif bir yemeğin ardından şekerinizin kısa süreli olarak yükselmesi ve ardından birden düşmesi gibi sorunlar yaşamazsınız.

4- Beyninizi omega-3'le güçlendirin: Somon ve ton gibi yağlı balıklarda, cevizde ve kanola yağında bolca bulunan bu yağ asitleri beyin hücrelerinin sağlıklı kalmasını sağlarken, zihninizi açık tutar. Omega 3 yağ asitlerinin bir başka faydası da, vücudun, karbonhidratları yağ olarak değil, glikojen (yani kan şekeri glikozun depolanmış hali ve vücudun enerji kaynağı) olarak saklamaya teşvik eder.

5 - İkindi vaktinde kafein alımına dikkat: Normal olarak, günde 200 ila 300 miligram arası kafein (2-3 fincan kahve), içildikten sonraki birkaç saat için sizi enerjik ve ruhsal olarak zinde tutar. Ancak çok fazla miktarda kafein almak ya da akşam ile ikindi saatleri arasında çok fazla kahve içmek uyku kalitenize darbe indirebilir.

6 - Vücudunuzu susuz bırakmayın: Kanımızın büyük bölümü sudan ve diğer vücut sıvılarından oluşur. Dolayısıyla, çok az bir susuzlukta bile kan kalınlaşır; kalp ise hücre ve organlarınıza kana taşımak için çok daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bunun sonucunda da yorgunluk ortaya çıkar. Vücudunuzu susuz bırakmamak için yeteri kadar su içmelisiniz. Doğal haliyle su içeren yoğurt, brokoli ve havuç gibi gıdaların yanı sıra, karpuz, portakal, greyfurt gibi sulu meyveler de tüketebilirsiniz.

7 - Uyku öncesi alkol almayın: Alkol, vücudun iç ve dış uyarıcılara karşı tepkilerini kontrol eden hücre, doku, sinir ve organların oluşturduğu sinir sistemini zorlar. Yatmadan önce içtiğiniz bir kadeh şarap belki biraz daha kolay uykuya dalmanızı sağlar ancak bu sakinleştirici etki, alkolün vücut tarafından emilip sindirilmesinin edilmesinin ardından geçer. Dolayısıyla gecenin ortasında uyanabilir ve yeniden uykuya dalmakta zorlanabilirsiniz.
Alkollü içecekler, vücudun 24 saatlik doğal biyoritmini bozarak, normalde sakin ve rahat olan gece saatlerinde tansiyonunuzun yükselmesine ve kalbinizin daha hızlı atmasına neden olur. Uzmanlar, yatmadan 2 ya da 3 saat öncesinden, alkol alımının durdurulmasını öneriyor.

(Kaynak: WebMD sağlık sitesi)