Gündem

Berna Yılmaz: Mesut ketum biriydi, üzüntüsünü dışa vuramazdı, oğlumuzun acısına dayanamadı

17 Ocak 2021 12:25

Kent Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve yaşamını yitiren eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz, "Eşimin psikolojisi, rahmetli oğlumuzun vakitsiz kaybının acısıyla çöktü. Mesut, çok ketum ve hislerini belli etmeyen biri olduğundan acısını içinde yaşadı. Oğlumuzun acısına dayanamadı. Bence bu acı, geçirdiği acımasız hastalığın başlangıcı oldu. Oğlumuzdan daha uzun yaşamış olmak ona ağır geldi." dedi.

Hürriyet gazetesine konuşan Berna Yılmaz "Uzun süren bir rahatsızlık ve ameliyat sürecinin sonunda kıymetli eşimi kaybettik. Mesut’un hastalığı, rahmetli oğlumuz Yavuz’un vefatından sonraki yıl yani, 2019 Ocak’ta akciğer kanseri olarak başladı. Ameliyat ve kemoterapi tedavileri neticesinde sağlığına kavuştu. 2020 Mayıs ayına kadar herhangi bir sağlık sorunu olmadı. Mayıs ayında baş dönmesi şikayetiyle doktora gittik beyninde metastaz olduğu ortaya çıktı. Hemen ameliyat oldu ama sonrasında beklenmedik negatif ilerlemeler gerçekleşti. 46 günlük hastane süreci başladı ve doktorlarımızın sonsuz çabalarına rağmen hayata veda etti." ifadesini kullandı. 

Yılmaz, "Özel hayatında da konuşkan biri değildi. Oğlumuzun kaybının ardından daha da sessizleşti. Küçük oğlumuz Hasan’la iş hayatını ve özel hislerini eskisinden çok paylaşmaya başladı. Büyük torunumuz Ceylin, ona hayat ışığı, yaşamının en büyük desteği oldu. Küçük torunumuz Mesut Kaan bu duygularını katladı, son anlarına kadar huzurla yaşadı. Yaşamı boyunca, her şeyimizi paylaştığımız bir hayat yaşadık. Tüm vasiyeti oğlumuz Hasan’a verdiği nasihatlerdi. Hastanedeyken geleceği ve ailemiz için ona nasihatler verdi." diye konuştu. 

Berna Yılmaz açıklamasında şunları kaydetti:

"Mesut ülkesini çok seven, hatta bazen ailesinin önüne koyan biriydi. Hayatının sonuna kadar refahı, huzuru ve demokratik bir yaşamı arzuladı. Ülkeyi yöneten devlet büyüklerine her dönemde destek olmaya çalıştı. Bilgisini, birikimini paylaşmaktan kaçınmadı. Onun en için en önemli sorunlar; erkek şiddeti, taciz, aldatma, cinayetti. Böyle haberleri görmekten, duymaktan utanırdı. Bunların yaşanmadığı bir ülke ve dünyayı özlediğimizi konuşurduk."