Ankara'da 3 kişi tarafından "Kürt Alevi Naki sin misin lan!' denilerek saldırıya uğrayan Deniz Naki, adli makamlara neden başvurmadığına yönelik olarak kişisel Facebook sayfasından açıklama yaptı. Naki açıklamasında, "Roboski’nin faillerinin ortaya çıkarılmadığı, milyonların gözü önünde Ethem'i Ali İsmail'i, Berkin'i katledenlerin yargılanmadığı bir makama başvurmanın anlamı yok" ifadelerini kullandı.
Futbolcu Deniz Naki, Gençlerbirliği'nden gelen 'polise başvurmamış' suçlamasına yönelik olarak yazılı bir açıklama yaptı.
Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden açıklamada bulunan Naki, Kaynar'ın kendisi hakkında sarf ettiği 'çelişkili ifadeler kullanıyor' sözlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Deniz Naki'nin açıklaması
ZORUNLU BİR AÇIKLAMA
Yapılan saldırı ve sonrasında çıkan haberler ile birlikte Gençlerbirliği Kulübü’nün de yapmış olduğu açıklamalar üzerine sizlere olayı birinci ağızdan anlatma gereksinimi duydum.
02.11.2014 tarihinde Bahçelievler bölgesinde ziyaret ettiğim arkadaşımın evinden yemek için bir şeyler almak üzere çıktım. Çıktığım sırada üç kişi peşimden “Kürt Alevi Naki sen misin lan Naki?” diye bağırarak bana yaklaştı. Etrafımı sardılar, bu esnada sürekli küfürler ettiler. Aleviliğimle, Kürt olmamla ilgili küfürler ettiler. Kobane ile ilgili bağırıp çağırdılar. Kolumda neden Tunceli değil de Dersim yazdığını sordular. Ben onları sakinleştirmeye çalışırken aniden solumda duran adam bir yumruk attı yüzüme. Ben şok oldum. Kendimi korumak için bir karşılık verip oradan uzaklaştım. Silahlı ve bıçaklı olmalarından çekindim. Peşimden küfür etmeye devam ettiler, 'IŞİD sizi bilmem ne yapsın' diyerek bağırdılar. Çok ağır küfürler kullandılar. Bunun sadece bir uyarı olduğunu söylediler. Daha çok Alevi ve Dersimli oluşum üzerinden bana hakaretler etmelerinin yanı sıra Kobane nedeniyle sosyal medya hesaplarımdaki destek mesajlarımı hatırlatarak Kürt kimliğime de hakaretler yağdırdılar. Eğer ben bu saldırıdan daha ağır yara almadan kurtulduysam nedeni; uzun zamandır böyle bir şey olacağını tahmin ettiğimden o kişilerin niyetini anlayarak ilk yumruklarına karşı hamle yapmam ve sporcu oluşumdur. Saldırı bu şekilde gelişmiştir.
O bölgeden uzaklaşır uzaklaşmaz arkadaşımın evine geri döndüm. Kulüp ile irtibata geçtim ve başıma gelen olayı hemen bildirdim. Ertesi günün sabahı ise kulübe giderek durumu aktardım. Kulübün duyarsızlığı ve önceki yaşanmış olaya dair destek olmamaları nedeniyle karşılıklı olarak sözleşmeyi feshettik. Çünkü bu ortamda daha fazla kalamazdım. Korkum kendim için değildi. Ankara'da kendi başıma dışarıya çıkamıyordum. Takım arkadaşlarım için de endişeliydim. Onların da başına bir şey geleceğinden korkuyordum. Burada olmamın artık hiç bir anlamı kalmamıştı.
Gençlerbirliği Kulübü Basın Sözcüsü Hakan Kaynar’ın kulüp adına yaptığı açıklamayı ise üzülerek okudum ve iddialarına tek tek cevap verme gereksinimi duydum. Çünkü gerçekleri bilme hakkınız var. Böyle bir dönemde birde kulübün açıklamaları ile uğraşmak istemezdim.
• Hakan Kaynar: "Nedeni ne olursa olsun saldırıyı kınıyoruz. Ancak, sanırım Deniz Naki futboluyla yapamadığını, demeçleriyle yapmaya çalışıyor. Çünkü bize anlattıkları ile başkalarına anlattıkları arasında çelişkiler var.
Gençlerbirliği Kulübü yaptığı açıklama da saldırıyı kınamaktadır fakat "Ancak bu olay adli makamlara yansımadığı gibi, futbolcumuz da bu hadiseyi olay yaşandıktan iki gün sonra bize bildirmiştir" gibi ilginç bir savunma yapmaktadır. Olayın yaşandığı yerlere dair çelişkiler olduğunu belirtmesi çok komik görünmektedir. Ben bizzat kulüp ile görüşmemde olayı bütün ayrıntılarıyla anlattığım halde siz halen ‘çelişki’ arıyorsunuz. Basının ülkedeki durumunu size anlatmaya gerek dahi duymuyorum. Gazetelerde yer alan haberlerin hemen hemen hepsi benden görüş almadan haber yapmıştır ve böyle bir ‘hata’ yapmış olmaları da normaldir. Esas olan benim açıklamamdır. Tabi ona inanıp inanmamakta size kalmıştır. (Not: olayın basına yansıdığı gün yani 4.11.2014 tarihinde tek demecimi Birgün gazatesine verdim. Gazetede videosu durmaktadır. Gazete haberinde ‘tesislerden çıkarken’ ifadesini kullanmıştır. Bunun yanlışlıkla yazıldığını tahmin ediyorum. Ve bu yanlışın düzeltilmesi hususunda gazete ile irtibata da geçtiğimi bilmenizi isterim.)
Evet, adli makamlara başvuru yapmadım çünkü milyonların gözü önünde Ethem’i katleden, Ali İsmail’i sokakta döverek öldürenler, 14 yaşındaki Berkin’i öldürenler, Soma’da Ermenek’te maden emekçilerini katledenlerin yargılanmadığı, Roboski’nin faillerinin ortaya çıkarılmadığı ve buna benzer birçok önemli olayların aydınlatılmak yerine ‘karartıldığı’ ve kapatıldığı yerde adli makamlara başvurmanın bir anlamının olmadığını düşündüğümden başvurmadım. Ki düşünüldüğünde bana saldırı gerçekleştiren üç kişi olmuş olsalar dahi asla ve asla o üç kişinin bu işi yaptığına inanmıyorum. Yani sadece üç kişinin cezalandırılması çokta önemli değildir. Bu zihniyette olan binlerce milyonlarca insanlara karşı ‘adli makamlar’ yerine kendimden, duruşumdan ve düşüncelerimden taviz vermeden devam etmenin en doğru yol olduğunu düşünüyorum.
• Hakan Kaynar: “Biz Deniz Naki'yi zamanında isteyerek ve kim olduğunu bilerek, hangi kolunda, ne dövmesi olduğunu da görerek transfer ettik. Kadromuza katmamızın asıl nedeni o zamana kadar gösterdiği futbol performansıydı. Neticede futbolcular, dövmeleri, siyasi fikirleri ya da doğum yerleri ile değil, yetenekleri ile kulüplerin ilgisini çekerler. "
Size göre görünür olarak yaptıklarım, benim için her ‘vicdanlı’ ve ben ‘insanım’ diyen kişilerin yapması gerekenlerdir. Siz bana sadece futbolcu veya çalışanınız olarak bakabilirsiniz ama unutmayınız ki ben her şeyden önce ‘bir insanım’ ve dünyanın her yerinde insanlar katlediliyorken sessiz kalamazdım. Bildiğim bir şey var ki Kobane işgal ediliyor, insanlar katlediliyorken susmak ihanettir. Eğer bu nedenle kriterlerinize uymuyorsam diyecek söz bulamıyorum.
• Hakan Kaynar: “Eğer olayı, gitmeye karar vermeden bize anlatsaydı kulüp olarak Deniz Naki'ye sahip çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Gençlerbirliği Kulübü ve taraftarları, Deniz Naki'nin transferinden ve burada bulunmasından da her zaman mutlu olmuştur"
Kulüp yönetimine yaşananları anlatmak için gelmiştim. Fakat siz olayı size önceden anlatsaymışım destek olacağınızı söylüyorsunuz. İlk dakikalarda kulübe bildirdim ve sabahında yetkililer ile görüştüm. Daha ne kadar erken olabilirdi ki.. Destek olma konusunda ise sizlere hiç inanmıyorum. Destek olmak isteyenler ilk 6 ay önce kolumdaki dövme nedeniyle saldırılar olduğunda olurdu. Bu dönemde başta taraftarımız olmak üzere herkesten destek alırken; kulübümüz yetkililerinden hiçbir şekilde destek göremediğimi de belirtmek isterim!!!
Sonuç olarak:
Buradan tekrar belirtmek isterim ki; Ben DERSİMLİYİM ve ALEVİYİM. Bununla gurur duyuyorum ve gurur duymaya devam edeceğim. Bunu kesinlikle ‘ırkçı’ bir anlamda söylemiyorum. Kimsenin beni yanlış anlamasını istemem. Diğer milletlere karşı herhangi bir önyargım yok ve tüm inançlara saygı duyuyorum. Ayrılırken bu saldırılardan korkup savunduğum değerlerden vazgeçmeyeceğimi bilmenizi isterim. Bütün endişemin beni yalnız bırakmayan takım arkadaşlarım ve dostlarımın, benim yüzümden bu tip saldırılara maruz kalmasıdır. Yaşananlardan dolayı ailemin de çok endişeli olduğunu, onları daha fazla üzmemek için yanlarına, Almanya'ya gitmek üzere Türkiye'den ayrıldım.
İlk günden itibaren yanımda olan ve hep desteklerini belirten başta taraftarımız olmak üzere herkese çok çok teşekkür ediyorum..
Deniz Naki