Gezi eylemlerinde 15 yaşındayken polisin attığı gaz fişeğiyle yaralandıktan 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan, ölümünün 10. yılında Feriköy Mezarlığı’nda anıldı. Anmada konuşan anne Gülsüm Elvan, “Onu koklamayalı 10 yıl oldu. Ona sarılmayalı, onunla konuşmayalı tam 10 yıl oldu. 10 yıl adalet adalet dedik olmadı. Katillere sesleniyorum. Çocuklarını öperken, sarılırken benim çocuğumu hatırlasınlar. Acımız katlanıyor. Öfkemiz katlanıyor” dedi.
Gezi eylemleri sırasında, Okmeydanı'nda kafasından gaz fişeğiyle vurulan ve tedavi gördüğü hastanede 269 gün sonra 11 Mart 2014 tarihinde 15 yaşındayken hayatını kaybeden Berkin Elvan, öldürülmesinin 10'uncu yılında mezarı başında anıldı.
Feriköy Mezarlığı'nda düzenlenen anma törenine DEM Parti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Eş Başkan adayları Meral Danış Beştaş ile Murat Çepni ve Cumartesi Anneleri de katıldı.
Anmada konuşan anne Gülsüm Elvan, “Onu koklamayalı 10 yıl oldu. Ona sarılmayalı, onunla konuşmayalı tam 10 yıl oldu. 10 yıl adalet adalet dedik olmadı. Katillere sesleniyorum. Çocuklarını öperken, sarılırken benim çocuğumu hatırlasınlar. Acımız katlanıyor. Öfkemiz katlanıyor” dedi.
Baba Sami Elvan ise şunları söyledi:
“Bugün bizim yaşadığımız bu adaletsizliği yarın onların yaşamasını diliyorum. Onların çocuklarının yaşamasını diliyorum. Adalete ne kadar ihtiyaç olduğunu herkesin görmelerini bekliyorum.”
"Giyilemeyen mezuniyet giysisi on yıldır askıda"
Berkin'in ablası Gamze Elvan, aile adına bir mektup okudu. Mektupta şunlara yer verildi:
“Tüm süreci annem, babam, avukatlarımız anlattı. O nedenle bu bir basın açıklaması değil, bu bir haykırış. Artık şimdi yaşayamadıklarımızı anlatmanın vakti… Berkinimiz, oğlumuz, canımızın bizden koparılmasının onuncu yılı. Giyilemeyen mezuniyet giysisi on yıldır askıda, çekemediği şutlar, dans edemediği sahneler, giremediği sınavlar, çalamadığı ıslıklar on yıllık bir dağ. Mutfak masasında yeri sabit, tabağı boş, sandalyesi boş. Telefonu çalmadı ama çalışıyor. Odası dağılmıyor, sakal yakışacak mıydı bilinmiyor, bıyıkları terlememişti ki daha. Ağız dolusu gülüşü eksik kaldı, mahcup mahcup ama ışıl ışıl bakan bakışları. Artık kokusu sadece burnumuzda tütüyor mesela. Caddeler bomboş kaldı, onun yürümek bilmediği, koştuğu o daracık sokaklar. Sayısız keşkelerin, donakalan hayallerin, dinmeyen hasretin, sönmeyen yangının on yılı. Bedeni küçücük kaldı, bir sabah ansızın bir polis kurşunuyla vurulduktan sonra. Dokuz ay boyunca direndi. Umut oldu bize. Yoğun bakımdaki gözlerini oynatmasıyla, ellerini ufacık kıpırdatmasıyla, bilinci yerinde değilken “anne” diye bağırmasıyla. Tutunmaya çalıştı yaşama. Ama olmadı. Berkin’in adı sokaklarda, Berkin’in adı meydanlarda, Berkin’in adı sloganlarda, Berkin’in yokluğu onuncu yılında, Gezi’de atan her yürekle oradan oraya. Tutulamayan yas reva değil insana. Artık tam hakkıyla bu yası tutma vakti. Onu anıyoruz, onsuzluğun onuncu senesi. Elvan ailesi adına, Gamze ve Özge Elvan
Can Atalay: Anısı bize umut olsun
Anmada Can Atalay’ın mesajı da okundu. Elvan ailesinin ve Atalay'ın avukatlarından Deniz Özen'in okuduğu mesaj şöyle:
“14 yaşında bir çocuğu evine iki adım mesafede vurdular. Vurulmasının üzerinden 11, aramızdan ayrılmasının üstünden 10 yıl geçti. Anısı bize umut olsun. Anısı, acıların acıları çağırmadığı bir memlekette yaşasın.”
Ne olmuştu?
Berkin Elvan 16 Haziran 2013 tarihindeki Gezi Parkı protestoları sırasında polis tarafından atılan gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu yaralanmış ve kalbi durmuş olarak hastaneye götürülmüştü. 269 gün boyunca komada kalan 15 yaşındaki Elvan, tedavi sürecinde 16 kiloya kadar düşmüştü. Elvan, 11 Mart 2014'te tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybetmişti.
Berkin'in ölümünün ardından Okmeydanı cemevinde, binlerce kişinin katıldığı cenaze töreni düzenlendi. Elvan'ın cenazesi, yaklaşık beş saatlik bir yürüyüşün ardından Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verildi. Türkiye'nin farklı il ve ilçelerinde Berkin'in ölümü için aynı saatlerde yürüyüş düzenlendi. Berkin'in ailesi çocuklarının gösterilere katılmadığını olayın ekmek almaya giderken yaşandığını söylemişlerdi.
|