Gündem

"Berkin Elvan davasında TÜBİTAK'ın 'iyileştirdik' dediği fotoğraflar daha da bozuldu"

"TÜBİTAK’ın raporu utanç verici"

17 Kasım 2017 11:31

Gezi Parkı protestolarında polisin attığı gaz fişeğiyle hayatını kaybeden Berkin Elvan'​ın dün (16 Kasım 2017) görülen  davasında  TÜBİTAK’ın “İyileştirdik” dediği bazı kanıt fotoğrafların daha da bozulduğu belirtildi. Elvan ailesi avukatlarından Can Atalay, "TÜBİTAK’ın raporu utanç verici. Bazı sayfalardaki fotoğrafların iyileştirme olmadığını siz de görmüşsünüzdür. Bazı fotoğraflar daha da anlaşılmaz hale gelmiştir. En yakın tarihe duruşma tarihi verilmesini, TRT ile ilgili suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz" dedi.

Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz kapsülüyle başından yaralanan ve yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın katil zanlısı Fatih Dalgalı’nın olası kastla öldürmek suçlamasıyla yargılandığı davaya devam edildi.

İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava öncesi polislerin ve güvenlik görevlilerinin adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi aldığı görüldü. Cumhuriyet'ten Canan Coşkun'un haberine göre adliye binasının metreler ötesinde polisin, duruşma kapısında da güvenlik görevlilerinin arama yaptığı gözlendi. Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan’a duruşma salonu kapısında ‘ince arama’ uygulanacağı söylenince CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın tepki göstermesi üzerine bu uygulamadan geri adım atıldı.

Duruşmaya baba Sami Elvan, anne Gülsüm Elvan, abla Özge Elvan katıldı. CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Gamze İlgezdi, Hilmi Yarayıcı, Ali Haydar Hakverdi, sanatçı Melike Demirağ’ın yanı sıra Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı Sarısülük ve Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan da seyirci olarak salonda yer aldı.

Geçengünlerde dava avukatlarının tutuklanması nedeniyle, aileyi yalnız bırakmamak için aralarından Özgürlükçü Hukukçular Platformu’nun da bulunduğu hukuk örgütleri duruşma salonunda hazır bulundu.

Elektriksiz adliye

Mahkeme, Van Emniyet Müdürlüğü’nde görevli sanık polis Fatih Dalgalı’yı şimdiye kadarki duruşmalarda olduğu gibi yine Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya almaya çalıştı ancak, sanığın olduğu adliye binasında elektrik olmadığı için uzun süre bağlantı kurulamadı.

İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasının başında TRT’nin kurumda TOMA görüntülerinin iyileştirilmesi için yeterli bilirkişi olmadığına ilişkin mahkemeye yazı yolladığı belirtildi. Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, TÜBİTAK’ın iyileştirilmiş TOMA görüntülerini dosyaya gönderdiğini söyledi. Başkan Rüzgar, bundan sonraki aşamada tanıklara görüntüleri izlettirip, sorular soracaklarını bildirdi. 

“TÜBİTAK’ın raporu utanç verici"

Ardından söz alan Elvan ailesi avukatlarından Can Atalay, sanık polisin sorgusu ve teşhisi tamamlanmadığı için duruşma salonunda hazır bulundurulması gerektiğini söyledi. Atalay, “TÜBİTAK’ın raporu utanç verici. Bazı sayfalardaki fotoğrafların iyileştirme olmadığını siz de görmüşsünüzdür. Bazı fotoğraflar daha da anlaşılmaz hale gelmiştir. En yakın tarihe duruşma tarihi verilmesini, TRT ile ilgili suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz, çünkü cevabı hakaret niteliğindedir. Sanığın burada bulunması savunma hakkı açısından da zorunludur” dedi.

Duruşma savcısı da, TOMA görüntülerinin TÜBİTAK’a ve Jandarma Kriminal Şube’ye iyileştirilmesi için gönderilmesini, iyileştirilecek görüntülerden de olay yerindeki Emniyet yetkilerinin kimlik tespitinin yapılması talep etti. Savcı ayrıca olay günü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan personelin ve sanık polisin görev yaptığı kurumdaki polislerin tanık olarak dinlenmesini istedi.

Elvan ailesi avukatlarından Çiğdem Akbulut ise söz alarak dava avukatı olan ve geçen günlerde tutuklanan meslektaşlarını anımsatarak, “Operasyonun tek kaynağı kim olduğu belirsiz bir şahsın Halkın Hukuk Bürosu hakkındaki mesnetsiz iddiaları. Dediği tek doğru şey ‘kamuoyunda öne çıkan davaları takip ederler, Berkin davası gibi’ sözü. Müvekkillerimiz bizle özdeşleştirilmemeli ama bu davada hem avukatlarıyız hem de Berkin bizim de çocuğumuz” ifadesini kullandı.

Dava 13 Aralık’a ertelendi

Mahkeme de ara kararında, olay yerindeki polisler Kadir Eyüp Hambaloğlu, zetçi polisler, Berkin Elvan’ın olay yerinde yanında olan kişilerle ve Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yanında olan sağlık görevlilerinin tanık olarak dinlenmelerine karar verdi.

Hakkında bir önceki celse çıkarılan zorla getirme kararına rağmen duruşmaya gelmeyen polis Celal Büyük hakkında yeniden zorla getirme kararı düzenlenmesine hükmeden heyet, sanık polisin bir sonraki duruşmaya da SEGBİS aracılığıyla katılmasına karar verdi. Heyet, Elvan ailesi avukatlarının sanığın tutuklanmasına ilişkin taleplerini yine reddetti. TOMA görüntüleri ile ilgili iyileştirme talep edilen TRT’nin bilirkişi yetersizliği cevabına ilişkin suç duyurusunda bulunulması talebini de reddeden heyet, duruşmayı 13 Aralık’a erteledi.

Duruşmanın ardından açıklama yapan baba Sami Elvan, şunları kaydetti:

“Bugünkü duruşma sadece Berkin Elvan’ın duruşması değil Türkiye’deki yaşayan bütün insanların duruşması. Biz haksızlığa uğramış bir aile olarak başka kimsenin başına böyle bir haksızlığın gelmemesi için Gezi aileleri hep beraberiz. Ne sağına ne soluna bakmadan bütün toplum için mücadele ediyoruz. Bu çocuklar boşuna bedenlerini vermediler, bu çocuklar hepinizin çocukları, bu çocuklara sahip çıkmanızı istiyoruz. Bizim tek istediğimiz hukuk ve adalet. Bizim çocuğumuzu terörize ederek bugün avukatlarımızı susturmaya çalışıyorlar. Biz bunlarla yılmayacağız, bunlardan korkmuyoruz, korkmayacağız. Bir bedenimiz var daha fazla öldüremezler bizi. Zaten yaşayan bir ölüyüz. O zanlı burada yargılanmalı. Bizim karşımıza çıkıp bizim karşımızda haklı olduğunu ispat etmeli. Eğer haklıysa maskeyle, gözlükle, takma bıyıkla karşımıza çıkmamalı gelsin burada insanca kendini savunsun. Biz insan yemiyoruz.”

Elvan ailesi avukatlarından Can Atalay da şöyle konuştu:

"Burdayız. Ne olursa olsun avukat tutuklamalarına rağmen buradayız. Tutuklanan avukat arkadaşlara 'Neden bu Berkin Elvan dosyasını takip ediyorsun' diye sorulmasına rağmen biz burada olmaya devam edeceğiz. Bir aradayız. Adalet isiyoruz. Kendimiz için değil, sadece Berkin için de değil. Berkin bu topraklarda eşitlik ve özgürlük isteyen herkes için bir simge olduğu için adalet istiyoruz. Şu anda cezaevinde bulunan 17 avukat arkadaşımız içinde adalet istiyoruz. Bakırköy'de bulunan iki avukat arkadaşımız için de adalet istiyoruz. 13 Aralık'ta da burada olacağız, sonrasında da burada olacağız.”

Son olarak Taksim Dayanışması üyesi Mücella Yapıcı da şunları söyledi:

“En demokratik hak mücadelesi, toplumsal mücadelesi Gezi dayanışması asla terörize edilemeyecektir ve Gezi'nin çocukları asla terörize edilemez. Biz buradayız, her yerdeyiz, bir aradayız. Bügün buraya pankartımızı bile sokmadılar. Burada Berkin'in resminden ürkenler bilsinler ki Gezi ölmedi, yaşıyor. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam."