'Terör örgütü propagandası' suçlamasıyla yargılandığı davadan beraat eden Lyon-1 Üniversitesi öğretim üyesi ve Barış Akademisyeni Tuna Altınel'in ocak ayından bu yana pasaportunu alamadığı ve bu nedenle de "çalışma ve seyahat hakkının ihlal edildiği" belirtildi.
Tuna Altınel'in dava dosyasıyla ilgili yapılan basın açıklamasında Altınel hakkında verilen beraat kararına savcının itirazının ardından istinaf sürecinin sürüncemede bırakıldığı dile getirilerek Altınel'in mahkeme kararının kesinleşmediği gerekçesiyle pasaportunu alamadığı vurgulandı.
Açıklamada şöyle denildi:
"Tuna Altınel 1996'dan beri Fransa Claude Bernard Lyon-1 Üniversitesi'nin matematik bölümünde öğretim üyesi. 12 Nisan 2019 akşamından beriyse Türkiye'de zorunlu iskana tabi...
21 Şubat 2019 tarihinde Türkiye gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin imzacısı olan
Fransa'nın Lyon şehrinde, yasal bir derneğin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında valilik izniyle
düzenlediği bir etkinliğe katkıda bulunmuştu, bu yüzden pasaportuna el kondu. Etkinlik Cizre'de
2016 yılının ocak sonu ve şubat başında 3 binanın bodrum katlarına sığınan korunmasız insanların
katledilmesini hatırlatmak, Türkiye'de terörle savaş adına işlenen ağır insan hakları ihlallerine
dikkat çekmek amacını taşıyordu.
"Tuna Altınel beraat etti ama..."
11 Mayıs 2019 tarihinde tutuklandı ve hakkında terör örgütü üyeliğinden dava açıldı.
Balıkesir L Tipi Kapalı Cezaevi'nde geçen 80 günlük cezaevi deneyimi 30 Temmuz 2019'da
hakkında açılan davanın ilk celsesinde, herhangi bir yurtdışı yasağı konulmadan tahliye edilmesiyle
sonuçlandı. Bunun üzerine 2019 eylülünde Balıkesir Valiliği'ne yaptığı pasaport başvurusu beraat
etmesi durumunda yeniden inceleneceği belirtilerek fiilen reddedildi. Bu hukuksuzluğa karşı
avukatı Meriç Eyüboğlu'yla birlikte Balıkesir 2. İdare Mahkemesi'nde yürütmeyi durdurma davası
açtı.
Tutuklanmasına neden olan davanın 15 Kasım 2019 tarihindeki 2. celsesinde suçlama maddesi terör örgütü propagandası olarak değiştirildi. Davanın 24 Ocak 2020'deki 3. celsesinde beraat etti. Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından savcı karara itiraz etti. Böylece, beraatin kesinleşmemiş olması sağlandı. Ardından Bursa Bölge Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nin sorumluluğunda istinaf süreci başladı. Şubat ayı avukat itiraz dilekçesini de içeren çeşitli belgelerin karşılıklı iletilmesiyle geçti. Mart ayında Corona geldi, o gün bugündür de gitmedi.
İstinaf mahkemesi duruşma olmaksızın dosya üzerinden karar verebilecekken sessizliğe gömüldü. İdari
mahkemedeki davaysa işleyişi ağırlaştırmaktan başka bir işlevi olmayan ara kararlarla herhangi bir
somut sonuca varmadan ağır aksak devam etti.
"Anasayasl hakları ihlal edilmektedir"
Duruşmaları çeşitli uluslararası kurum ve kuruluşlar, mesleki dernekler, bilim insanlarının
hak örgütleri izledi. Altınel'in üniversitesi, Fransa'nın tüm üniversite rektörlerinin oluşturduğu
Conférence des Présidents d'Université1 (CPU), Fransa Matematik Derneği (SMF), Amerikan
Matematik Derneği (AMS), Committee of Conc erned Scientists2 (CCS) bu gözlemciler arasında yer
aldı.
Altınel'in beraatini adaletin doğal bir tecellisi olarak gören bu kurum ve kuruluşlar savcının
itirazı ve bunu izleyen istinaf sürecinin uzaması, Altınel'in anayasal hakkı olan çalışma ve seyahat
özgürlüğünün ihlal edilmesi için hukuki bir kılıf olarak kullanılması karşısında şaşkınlık ve
tepkilerini gizlemediler. Mayıs ayından itibaren istinaf mahkemesine mektuplar göndermeye başladılar. Bu mektuplarda ortak tema Altınel'in herhangi bir suç işlememiş ve beraat etmişken akademisyenlik mesleğini yapmaktan alıkonulması oldu.
Tuna Altınel Türkiye'deki birçok insan hakları savunucusu, akademisyen ve aktiviste
dayatılan bir hak ihlali sürecinin içine hapsedilmiştir. Beraat etmiş olmasına rağmen davaya ilişkin
hiçbir neden-sonuç ilişkisi içermeyen bir itirazla davası istinafa taşınarak beraatinin kesinleşmesinin
önüne geçilmiştir. Bu belirsizlik pasaport başvurularına olumlu yanıt vermeyi geciktirmek için
kullanılmakta, hukuki yollardan tıkanıklığı açma girişimleri dosyaların mahkemeler ve devlet
daireleri arasında gidip geldiği bir kısır döngü içinde boğulmaya çalışılmaktadır. Türkiye'de sıkça
görüldüğü üzere, adil yargılanma hakkına saygı duyuluyormuş görüntüsü altında Altınel'in anayasal
hakları olan çalışma ve seyahat özgürlükleri ihlal edilmektedir."