Dünya

Belçika'da neler oluyor: Sıra inkâr yasalarında

23 Temmuz'da Belçika Meclisi gündemine gelen 'Ermeni soykırımı tasarısı' 8'e karşı 24 oyla kabul edildi

25 Temmuz 2015 01:19

Türkiye'nin gündeminden çok ötede, Yunanistan krizi ve ardarda gelen maliye bakanları toplantıları henüz atlatılmışken, Avrupa'nın en büyük ve aktif Türk toplumlarından birine sahip olan Belçika'nın iç politikası, Ermeni soykırımı yasa tasarısı ile hareketlendi.

Belçika'da ilk olarak, Flaman Parlamentosu 22 Nisan'da Ermeni soykırımını tanıdığını açıkladı. 18 Haziran'da Belçika Başbakanı Charles Michel, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını soykırım olarak niteledi. Ardından soykırım tasarısı meclis gündemine taşındı ve 23 Temmuz'da da 132 kişilik temsilciler meclisi, tasarıyı 124 oyla kabul etti. 8 milletvekili ise oylamaya katılmadı.

Oylamanın en ilginç tarafı, Belçika'daki Türkiyeli milletvekilleri'nin de mecliste hazır bulunması ve soykırımı tanıyan kararı desteklemesiydi. Zira seçim kampanyaları döneminde karşıt görüşlerini ifade etseler de 22 Temmuz'da mecliste yapılan hararetli tartışmalar ise ilgi çekiciydi. Hümanist Parti birkaç ay önce milletvekili Mahinur Özcemir'i soykırım konusunda parti içinde verilen kararı onaylamadığı için 'Ermeni soykırımını inkâr ettiği' gerekçesiyle ihraç etmişti.

Belçika'daki siyasi partiler ise iç meclislerinde soykırımı tanıyan kararları üyelerinin mecliste ve parlementoda red etmesi için bu kez üyelerine baskı yaptı. Belçika siyasetinin adı en çok basında geçen ismi Emir Kir'in partisinin üst yöneticileri tarafından baskı görerek oylamada hazır bulunmaması durumunda ihraç edileceği tehdidi ile karşı karşıya kaldığı kulislerde konuşurken. 23 Temmuz'da Emir Kır (PS), Özlem Özen (PS), Zuhal Demir (N-VA), Meyrem Almacı (Yeşiller) ve Veli Yüksel (CD&V) tasarıyı destekledi.

Peter De Roover (N-VA) unutma beni çiçekli bir rozetle çıktığı kürsüden Türk otoriteleri Ermeni soykırımını tanımaya çağırdı. Stephane Crusnière de Sosyalist Parti'nin her zaman Ermeni soykırımını tanıdığını söyledi. Denis Ducarme (MR) Belçika Başbakanı'nın aynı kürsüde 18 Haziran'da soykırımı tanıdığına değindi, Sarah Claerhout (CD&V) ise bu tasarının Türkiye'yi Ermeni soykırımının tanınması konusunda adım atmaya zorlamasını temenni ettiklerini vurguladı.

 

Hrant Dink vurgusu

 

FDF'den Olivier Maingain güçlü durmanın ve soykırımı tanımanın zamanı olduğunu söylerken Fransız sosyalist Jean Jaures'dan alıntılar yaparak, Hrant Dink'in bu konudaki duruşuna dikkat çekti.

Marco Van Hees (PTB-GO) ise ilerici Türkiyeli siyasilerin ve bazı partilerin halihazırda Ermeni Soykırımı'nı kabul ettiklerini belirtti.

Tasarının kabulünün ardındna Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Kaspar Karampetian şunları söyledi: "Ermeni soykırımının 100. yılında soykırımı tanıyan ülkelerin arttığını görüyoruz. Bu inkarcılığın Avrupa'da yeri olmadığı konusunda Türkiye'ye açık bir mesajdır.

Belçika'nın resmen soykırımı tanıması ile bugüne kadar kararın resmileştiği ülke sayısı 28'e yükseldi. Bu ülkeler arasında Rusya, Brezilya, Fransa, Avusturya, Kanada da var.

 

İfade özgürlüğü mü? Nefret suçu mu?

 

AP'nin Ermeni soykırımı konusundaki inkâr faaliyetlerinin engellenebilmesi ve nefret suçlarının engellenmesi için AB ülkelerine temenni niteliğindeki çerçeve kararının ardından soykırımı henüz tanımamış olan AB ülkelerinin parlamentolarının harekete geçmesi zaten bekleniyordu.

Şimdiye kadar parlamentolara sunulan tasarılar inkârla ilgili herhangi bir yasal kısıtlama sunmuyor ancak bundan sonraki adımlarda artık inkâr yasalarının gelmesi bekleniyor.

İnkâr yasalarının gündeme gelmesiyle birlikte AB'ni bu konudaki dillemasının da çözülmesi muhtemel. AB ülkelerinde inkarcılığın cezalandırılmasının ifade özgürlüğünün sııtlanması olarak görülmesi son dönemde Avrupa'da ırkçı siyasi hareketlerin yükselişe geçmesiyle birlikte artık o kadar rağabet edilen bir söylem olmaktan çıktı. Yani ayrılıkçıların yükselişi inkar yasalarının geçmesi konusunda karşı bloku güçlendirebilir. Çünkü inkârın, insanları nefret suçlarına yönelteceği düşündülüğünden aynı kategoride değerlendirilmesi muhtemel.

Şimdi ilk beklenen gelişme ise İsviçre ile Perinçek arasındaki davanın AİHM tarafından sonuçlandırılması.