Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, "Karl Marks'ın kapitalizmin temeli olan 'ütilitarianizm (faydacılık)' konusundaki eleştirilerinden etkilendim" dedi.
SKYTURK360'ta 3 Şubat Pazar günü saat 22.00'de yayınlanacak "CEO CLUB" programında Murat Sabuncu ve Rauf Ateş'in sorularını yanıtlayan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, önemli açıklamalarda bulundu. Doktorasını Ekonomi ve Felsefe üzerine yaptığını dile getiren Faralyalı, özellikle Marksizm'in kurucusu Alman Filozof Karl Marks'ın kapitalizmin temeli olan "ütilitarianizm (faydacılık)" konusundaki eleştirilerinden etkilendiğini söyledi.
Önümüzdeki dönemde holding olarak medya, eğlence ve enerji sektörüne yoğunlaşacaklarını dile getiren Begümhan Doğan Faralyalı, "Doğru satın alma fırsatları olduğu zaman bunları değerlendireceğiz" dedi. Faralyalı, Milliyet ve Star TV'nin satışı konusunda burukluk yaşamadığını belirtti.
İşte Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı'nın açıklamalarından önemli başlıklar:
Felsefe okuduğunuz için de soruyorum, kimden etkilendiniz en çok?
Karl Marx ‘ın ütilitarianizm’e* bakışı beni gerçekten etkilemiştir. Yani sadece kendin için bir şeyleri yapmak değil de bireysel düşünmek yerine daha toplumsal, daha kalabalık bir grubun avantajlarını ve bütün gruba iyi gelecek şeylerin üzerine fokus olmak. Hegel, Schopenhauer... Alman felsefesini çok okudum. Hepsinden birtakım şeyler kapmışımdır.
‘Medya, eğlence ve enerji sektörüne yoğunlaşacağız’
Doğan Holding aynı zamanda bir portföy yenilemeden, yeni bir ivme kazanma sürecinden geçiyor. Biraz oradan da bahsedersek, yeni bir takım işler var gündeminizde bildiğimiz kadarıyla. Bunun için neler planlıyorsunuz yakın ve uzak gelecekte?
Doğan Holding'e baktığınız zaman öncelikle biraz önce de söylediğim gibi 25 milyon yani ülkenin %25'ine hergün dokunan bir grubuz biz. Son tüketiciye dokunan ürünlerde ciddi bir bilgi birikimimizin olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda farklı yatırımlar yapabileceğimizi düşünüyoruz. Bunun dışında enerji sektöründe de ciddi bir bilgi birikimimiz var. Hatta 2012 senesinde enerji konusunda ciddi atılımlarımız da oldu. Hem daha önceden başladığımız projeler hayata geçti Boyabat Barajı gibi, hem yenilenebilir enerji konusunda ciddi bir yatırım yaptık. Medya-eğlence ve enerji konularında yatırımlara devam edeceğiz. Bir de geçmişimize baktığınızda birçok farklı sektörde doğru satın almalar yapıp bir değer yaratmış bir grubuz biz. Dolayısıyla seçici farklı sektörlerde doğru satın alma fırsatları bulduğumuzda bunları değerlendireceğiz.
Hedeflerden devam edersek, "yeni birtakım satın almalar gündemde olabilir" dediniz. Bunların olabileceği sektörler var mıdır?
Yani dediğim gibi medya-eğlence.. Geleneksel medyada Türkiye'de bir yatırım yapmayı düşünmüyoruz ama dijital medyada veya tüketiciye dokunan eğlence sektörü diye tanımlayabileceğimiz daha geniş anlamda baktığımızda bu sektörde enerji sektöründe büyüme hedeflerimizin olduğunu paylaştık zaten birçok yerde. Dolayısıyla burada yatırım fırsatlarına bakıyoruz. Bunun dışında da çok seçici doğru satın alma fırsatları çıkarsa bunları da değerlendireceğiz ama biz genel olarak medya-eğlence ve enerji sektörlerine kendimize ana sektörler olarak belirledik.
‘Türkiye yüzde 4 büyümeyi gerçekleştirebilir’
Büyüme hedeflerinde Türkiye’nin % 4'ü yakalayacağını düşünüyor musunuz? Holdingte bunu baz alarak bir plan yaptınız mı?
Evet biz Türkiye’ye gayet optimist bakıyoruz.%4 büyümenin de gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Bunun gerçekleşmemesinin iki sebebi olabilir.1- Avrupa’daki kriz gerçekten öngördüğümüzden çok daha derinleşir ve problem büyürse bizi etkileyecektir kuşkusuz, bir de çevremizdeki bu siyasi sorunlar daha da tırmanır yukarıya giderse bu da kuşkusuz bizi etkileyecektir. Ama böyle öngörülmez bir şey olmadığı sürece Türkiye % 4 büyümeyi gerçekleştirecektir diye düşünüyorum. Biz de zaten daha orta ve uzun dönemli bakıyoruz. Senelik planlar yapmıyoruz. Ama bu sene de iyi gideceğini düşündüğümüz için yatırımlarımıza devam edeceğiz.
'Çocukları yatırmadan dışarıya çıkmam'
Özel hayatınıza, çocuklarınıza ne kadar vakit ayırabiliyorsunuz?
Bir rutine sahip olmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çok fiks bir rutinim var yani evden kaçta çıkıp kaçta geleceğimi biliyorum, bütün planımı ona göre yapıyorum. Genelde sabahları bir saat çocuklarla vakit geçiriyorum. Onlar okula gitmeden önce, okuldan geldikten sonra da bir buçuk-iki saat onları yatırana kadar beraber oluyorum. Her türlü akşam programını çocukları yatırdıktan sonra yapmaya özen gösteriyorum. Yani çok mecbur olmadığım sürece onları yatırmadan dışarı çıkmamaya özen gösteriyorum. Haftasonları çalışmamaya çalışıyorum. Mümkün olduğunca onlara zaman ayırmaya çalışıyorum. İyi bir denge oturttuğumu düşünüyorum. Planlayarak bunun yapılabildiğini görüyorum. Her şeyin doğru bir rutine oturtmakla alakalı olduğunu düşünüyorum.
'Milliyet ve Star'ın satışı konusunda burukluğum yok'
Çocukluk günlerinizden bugüne en fazla andığınız gazete Milliyet oldu. Milliyet'i sattınız. Bir özlem var mı?
Yani doğrusu 76 yılında doğdum ben. 79 yılında Milliyet hayatımıza girdi ve ben kendimi bildim bileli vardı. Yani açıkça söylemek gerekirse çok güzel bir marka olduğunu düşünüyorum. Devam etmesini ve Türkiye'de var olmasını her zaman isterim. Bir gün Milliyet olmayacak olsa üzülürdüm ama içimde öyle bir burukluk da yok. Yolu açık olsun.
Şimdi Star da yok. Kalbinizde çok büyük bir boşluk olmadı öyle mi?
Açıkçası yok. Her ikisi de çok iyi markalar ve bir ara grupta olmasından memnuniyet duyduğum markalar. Gitmiş olmalarından dolayı da bir burukluk yok.
*ütilitarianizm (faydacılık): 18. yüzyılda İngiltere'de ortaya çıkan ve bir eylemin yarar sağladığı sürece doğru olduğunu öne süren inanç sistemidir.