BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın, İmralı’da yürütülen görüşmelerle ilgili bir savcının çıkıp dava açabileceği, bu nedenle yasal güvence gerektiğine ilişkin görüşüne Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı yanıt verdi. Bakan Yazıcı "Türkiye’nin bu sorununun çözülmesine odaklandığı bir yerde tam bir çılgınlık olur" dedi.
Yazıcı, Hürriyet gazetesinden Turan Yılmaz'a özetle şunları söyledi:
Düşmanla görüşülür
"Dünyanın her tarafında istihbarat teşkilatları ülkenin çıkarları doğrultusunda terörist unsurlarla, hatta bazen yeri geldiğinde tamamen düşmanlık içinde bulunan başka devletlerin elemanları, ajanlarıyla da görüşmeler yapar. Bunun hukuku böyledir. Hiç kimse de bunu hukuksuz olarak nitelendiremez. Oslo ile ilgili örnek veriliyor. Orada da yanlış bir uygulama yapıldığı kanaatindeyim. Siz ülkenin çıkarlarını gözeterek bir terörist, yasadışı unsuru sonlandırmayı hedeflemişseniz, ki göreviniz bu, ülkenin çıkarını korumak, nasıl koruyacaksınız, ya o unsuru bertaraf edeceksiniz ya da eylemsizlik durumuna getireceksiniz. Bunu yaparken bir yerden bir yere mesaj götürüyorsanız, sizin onun içeriğini kabullendiğiniz anlamında bir yorumun mantıksal hiçbir tarafı olamaz. Yeri geldiği zaman kuryelik de yaparsınız."
Tam çılgınlık olur
"Suç tanımlanırken manevi unsurunun olması gerekir. Öyle bir niyet yok ki, yani onlara müzayir olmak gibi. Yani suç unsurları da tamamlanmaz o bakımdan. Ne demek bir çılgın savcı çıkacak da... Çıksa böyle bir çılgınlığın esamesi olabilir mi yani? Bütün milletin topyekün Türkiye’nin bu sorununun çözülmesine odaklandığı bir yerde tam bir çılgınlık olur, öyle bir şey olmaz."
Müneccim mi adamlar
"Ben başından beri BDP’lilerin taşın altına ellerini daha fazla sokmaları, yetkin pozisyon üstlenmeleri gerektiğini söyledim. ‘Öcalan ile mi konuşsunlar’ diye sorduklarında da ‘nereyle konuşurlarsa konuşsunlar, bu işin çözümüne katkı vermeleri lazım’ dedim. Konuşmadan görüşmeden nasıl katkı verecekler, müneccim mi bu adamlar?"
Güvence hukuktur
"Yasal güvence de hukuktur. Çünkü insanların mal ve can güvenliğinin, yaşam hakkının korunması herşeyin önündedir. Hukuk yaşam hakkını önceler. Kanın akmamasını sağlamayı, yaşam hakkını korumayı hedefliyorsan onun önüne geçen başka bir hukuk olabilir mi? Hukukun amacı ne, düzen kurmak. Bunun için de yaşam hakkını koruyacaksınız. Koruyacaksınız ki diğer özgürlüklerin anlamı olsun. Yaşam hakkını koruyamıyorsanız inanç, düşünce, seyahat, teşebbüs özgürlüğünün bir anlamı olabilir mi, onlardan söz edilebilir mi? O zaman öncelikle devletin de, hukukun da görevi, amacı yaşam hakkının korunmasını, güvenliğin sağlanmasını temin etmektir."
