T24 - BDP'li Bengi Yıldız, özerkliğin zamanlamasını tartışanlara yanıt vererek, "Mustafa Kemal'in yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz demesi gibi bir şey" dedi.
Demokratik özerklik tartışmaları sürerken BDP’li Bengi Yıldız’dan çarpıcı açıklamalar geldi. Özerkliğin ilan edilmesinin zamanlamasıyla ilgili tartışmalara dikkat çeken Yıldız, “Bu Mustafa Kemal’in ‘İsmet, yarın sabah cumhuriyeti ilan edeceğiz’ demesi gibi bir şey. Cumhuriyet ilan edildiğinde tüm kurumları hayata geçmemişti. Bu da bizim nasıl yönetilmek istendiğimizle ilgili bir irade beyanı” dedi.
Radikal’e konuşan BDP’li Yıldız, Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) özerklik ilanının ardından kamuoyunda tartışılan sorulara yanıt verdi. Özerkliğin, Kürtlerin ‘nasıl yaşamak istediklerine’ ilişkin bir irade beyanı olduğunu söyleyen Yıldız, “Bunun günlük yaşama geçmesi nasıl olacak, zaman gösterecek. Bu yaptığımız bir irade beyanıdır. ‘Böyle yaşamak istiyoruz’ mesajıdır” dedi.
‘İçi zamanla doldurulacak’
Atatürk’ün Cumhuriyet’i ilk kurduğu günleri örnek veren Yıldız, “Bu yaptığımız, Mustafa Kemal’ın ‘İsmet yarın sabah cumhuriyeti ilan edeceğiz’ demesi gibi bir şey. Cumhuriyeti ilan etmek tüm kurumların hayata geçmesi anlamına gelmiyor. Halen de tüm kurumlar hayata geçmedi. İşte böyle bir şey bizim ilanımızda. İçinin doldurulması zaman ve imkân meselesi” diye konuştu.
Birkaç hafta sonra tartışılmayacak
Özerkliğin hem Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Demokratik Toplum Partisi hem Barış ve Demokrasi Partisi DP hem de DTK’nın tüzüklerinde yer aldığını anlatan Yıldız, şunları söyledi:
“Sürekli bütün programlarımızda, konuşmalarımızda, pratik adımlarımızda, anadilde eğitim ve bütün sivil itaatsizlik eylemlerimizde bu var. Anayasada ‘nasıl bir Türkiye’yi’ tartıştığımız noktada, Kürtlerin nasıl yönetilmek istediklerine ilişkin formülasyon geliştirmesine gerek yok. Şu anda kıyametler kopuyor ama Kürtlerin nasıl baktığı ve ne düşündüğünü ortaya koyduk. Bizim kazanımlarımız fiili kazanımlar. Devlet bunun yasal veya anayasal çerçevesini hazırlamadı. Fiili olarak uyguladık, onlar da kabul etmek zorunda kaldı. Şu ana kadar hangi yasal veya anayasal formülasyonla Kürt halkının halk olmaktan kaynaklı haklarını ele aldılar. İnanın birkaç hafta sonra bugünkü gibi duygusal bir temelde değerlendirme yapılmayacak.”
‘Başbakan’ın lütfu değil’
Başbakan Erdoğan’ın “Bu ülkede demokratik özerkliği olmayan kimse yoktur. Bunu söyleyenlerin hepsi parlamentodadır. Bu ülkede benim Kürt kökenli vatandaşım cumhurbaşkanlığı bile yapmıştır” sözlerini eleştiren Yıldız, “Her şey bir bahşetme, lütfetme... Parlamentoda olmamızı bile Başbakan kendi lütfu gibi gösteriyor. Bu bize de, demokrasi güçlerine de, demokrasi anlayışına da hakarettir. Tepeden bakan ve ortaklaşmayan bir bakış. Meclis babasının tapulu malı da lütfederse gidermişiz gibi gösteriyor. İstersek yarın gider yemin ederiz” diye konuştu.