Politika

BDP, Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması için yasa teklifi verdi

BDP'li Ayla Akat Ata, TMK ve TCK 314 ile 220. maddelerinin kaldırılması için kanun teklifi verdi

28 Nisan 2013 16:13

HÜLYA KARABAĞLI / Ankara

 

BDP Batman Milletvekili, Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Ayla Akat Ata, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu  (TMK), ile yürüyüş ve gösterileri örgüt suçu kapsamında sayan TCK’nin 314. ve 220 maddelerinin yürürlükten kaldırılması için kanun teklifi verdi. 

Akat, toplumda çocuklardan, gazetecilere kadar her kesimin Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK), mağduru olduğuna dikkat çekti ve “Örneğin, bir gazeteci açısından her hangi bir örgütle ilgili haber yapılmış olması suç sayılmakta hatta cezaya dönüşebilmektedir” dedi. 

Akat’ın, yürürlükten kaldırılmasını istediği kanunlarla ilgili gerekçeleri şöyle:

 

‘Hukuk devletinde terörle mücadele kanununa gerek yoktur’

 

“Terörle Mücadele Kanunun toplum üzerinde yarattığı etki yok sayılamayacak bir düzeye erişmiş durumdadır. Zira mevcut düzenleme; alelade bir yurttaşın bazı toplumsal gösteri ve yürüyüşlere katılmış olmasını “örgüt üyeliği” tanımı için yeterli görecek denli geniş bir düzenlemedir. Toplumun her kesimi çocuklardan, basın çalışanlarına dek bu yasanın mağdurlarındandır. Bir Hukuk Devletinde Terörle Mücadele Kanununa gerek yoktur. Terörle Mücadele Kanunu ile düşünce ve ifade özgürlüğüne ilişkin tüm haklar ihlal edilmektedir.”

 

TCK’nin 220 ve 314’ü

 

“Türk Ceza Kanunun 220. ile 314. Madde hükümleri; toplumda adalet duygusunu sarsacak düzeyde hukuksuzluklara yol açmaktadır. Yargı organlarının bu hükümleri tatbik biçimiyle; uygulamada sıradan bir gösteri veya yürüyüşe katılmak, bir basın açıklaması yapmak yahut katılmak ya da atılan sloganlara eşlik etmek kişilerin ağır cezalara maruz kalmalarına neden olmaktadır. Bugüne dek 220 ve 314. Madde kapsamında mahkum olan yetişkin göstericiler takdiri indirimlerin uygulanmasıyla 7-15 yıl arası hapis cezalarına çarptırıldı. “Örgüt adına suç işlediği” için “silahlı örgüt üyeliği” ile suçlanmaya ek olarak sanık ayrıca Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamalarıyla da karşı karşıya kalabilmekte.”

 

Batman Cezaevi’nin 79 yaşındaki tutuklusu Elfo Nine

 

Ayla Akat Ata, 5275 sayılı Ceza Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanununun kişilerin cezaevinde tutulma sürelerinde yaş faktörünün dikkate alınmasını öngören düzenleme önerdi.

Yasanın ilgili maddesinde değişiklik öngören öneri, Batman Cezaevi’nin 79 yaşındaki tutuklusu Elfo Ürper ve onun gibi tutukları kapsıyor. Ata’nın Anayasa, insan hakları bildirgesi, Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi (1981), Avrupa’da Hasta Haklarının Geliştirilmesi Bildirgesi’ne dikkat çektiği kanun teklifi gerekçesi şöyle:

 

'Türkiye’de yaşı ilerlemiş yüzlerce mahkûm var'

 

“Belirli bir yaşı ikmal etmiş hükümlülerin yaş ilerlemesine bağlı olarak maruz kalabilecekleri hastalık, günlük yaşamı başkasının yardımı olmaksızın idame ettirememe gibi sorunlarla karşı karşıya oldukları su götürmez bir gerçektir. Kuşkusuz Türkiye’de cezaevinde bulunan ve yaşı ilerlemiş yüzlerce mahkum bulunmaktadır.

 

Elfo Nine 8 yıldır tutuklu

 

Şu anda Batman M tipi cezaevinde yatmakta olan Elfo Ürper 79 yaşında Şırnak'lı bir hükümlüdür. 8 yıl önce 18 yıllık hapis cezasına çarptırılmıştır ve o zamandan beri cezaevinde tutulmaktadır. Elfo Ürper ilerlemiş yaşına rağmen, cezasının tamamlanması için cezaevinde 7 yıl daha kalacaktır. Özcesi, ortalama insan yaşamının 75 olduğu Türkiye’de Elfo Ürper 86 yaşına kadar cezaevinde tutulacaktır. Bu durumda Evrensel İnsan Hukuku açısından değerlendirdiğimizde “Yaşam Hakkı” nın dahi ihlal edildiği söylenebilecektir.

 

75 yaşını aşanların kaldıkları her gün 4 gün sayılsın

 

Yaşa bağlı sorunların cezaevinin olumsuz koşulları karşısında daha da artabileceği ve yaşlanmış kişilerin hâlihazırda cezalarının büyük bir kısmını da çekmiş oldukları düşünüldüğünde 55 yaşını aşmış kişilerin cezaevinde kaldıkları her günün 2 gün sayılması, 65 yaşını aşmış kişilerin cezaevinde kaldıkları her günün 3 gün sayılması, 75 yaşını aşmış kişilerin cezaevinde kaldıkları her günün 4 gün sayılması ve 85 yaşını aşmış kişilerin cezaevinde kaldıkları her günün 5 gün sayılması ile ilgili olan böylesi bir düzenleme yerinde olacaktır.

Aksi halde yaşı ilerlemiş kişilerin cezaevlerinde yaş faktörü dikkate alınmaksızın tutulmaları cezanın amacını aşan ve hak ihlali yaratan bir durum olarak kalacaktır.”