Politika

BDP ilk grup toplantısını yaptı TBMM (A.A)

04 Ekim 2011 18:38

-BDP ilk grup toplantısını yaptı TBMM (A.A) - 04.10.2011 - BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, ''Güçlü bir barış iradesi ortaya çıkmadan, demokratikleşme, düşünce, örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmadan anayasa çalışmalarından bir sonuç almak çok da mümkün değil'' dedi. BDP, yeni yasama yılında ilk TBMM grup toplantısını yaptı. Toplantıda tutuklu olan milletvekillerinin isimlerinin yer aldığı kağıtlar masaların üzerinde yer aldı. Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, tutuklu milletvekillerinin isimlerini okuyarak, ''Onların şahsında milletin iradesi kelepçelidir'' dedi. Daha sonra konuşan Genel Başkan Yardımcısı Kışanak, tutuklu milletvekillerinin Mecliste olmamalarının ''demokrasinin yarası'' olduğunu ifade etti. ''Bu ayıbı temizlemek için bundan sonra çok daha güçlü mücadele vereceklerini'' belirten Kışanak, ''Özgürlük mücadelesinde onları da aramıza alacağız. Halkın iradesinin önüne engel olunamayacağını bir kez daha göstereceğiz'' dedi. Konuşmasında KCK operasyonlarını eleştiren Kışanak, KCK'dan tutuklu sayısının 5 bini aştığını söyledi. -Yeni anayasa- Türkiye'nin sorunlarının, demokratik, çoğulcu, özgürlükçü, yeni, sivil bir anayasa ile çözülebileceğine inandıklarını her zaman dile getirdiklerini ifade eden Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunun için mücadele ediyoruz. Bu mücadeleden geri durmayız. Bu konuda yapılacak çalışmalara en güçlü katkıyı sunarız. Ancak yeni anayasa yapmaktan bahsettiğimiz bugünlerde sokaklarda, dağlarda insanlar ölüyor. Siyasi soykırım operasyonları sürüyor. Bunun yasal kılıfı da var. Ağzını açan, konuşan herkes terörist ilan edilebilir. Bu nedenle savaş politikalarına karşı güçlü bir barış iradesi ortaya çıkmadan, demokratikleşme, düşünce, örgütlenme özgürlüğü önündeki bu engeller kaldırılmadan anayasa çalışmalarından bir sonuç almak çok da mümkün değil. Eğer anayasa çalışmalarından bir sonuç alınmak isteniyorsa, Türkiye'nin tüm demokrasi güçleri üçlü bir saç ayağı üzerinde bu sürecin güçlü bir şekilde yürütmelidir. Bir taraftan barış yönünde irade ortaya çıkarmak, bir taraftan demokratikleşme konusunda yasalarda değişiklik yapmak, bir taraftan da anayasa çalışması yapmak. Ama bunların birisini bir kenara bırakıp 'biz demokrasicilik oynayalım, yeni anayasa yapalım oradan da dertlere deva anayasa çıkar' diyorsanız, biz demokrasicilik oynamayacağız. Yeni anayasa mizanseninden AKP'nin istediği bir yasal paket çıkarma hevesi varsa, birilerini de konu mankeni durumuna düşürmek istiyorsa, AKP bu politikasının boş, sonuçsuz ve anlamsız olduğunu bilmelidir. Bizim yok saydığımız, katılmadığımız, bizimle uzlaşmanın aranmadığı bir süreçten gerçek, demokratik bir anayasa çıkmaz.'' -''Toplum görüşmelerin arkasında durmuştur''- Sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin 1 yıl daha uzatılmasını öngören tezkereye de değinen Kışanak, sınır ötesi operasyonlardan bir sonuç çıkmadığını herkesin bildiğini iddia etti. Bunu çözüm, çare gibi Meclisin önüne getirmenin ''bu süreci daha baştan sabote etmek anlamına'' geleceğini ileri süren Kışanak, ''Birileri 'ciğerim yanıyor' diyor. Ciğeri yanan bu ülkenin gencecik evlatları'' dedi. ''Eğer AKP isterse Kürt sorunun çözmek, akan kanı durdurmak an meselesidir'' diyen Kışanak, şunları ifade etti: ''Öcalan 2 ayı aşkın bir zamandır ailesi dahil kimseyle görüştürülmüyor. Rehine muamelesi yapılıyor ve çözüme gidebilecek olası yollar da kapatılıyor. Türkiye'de aklı ve vicdanı olan herkes şunu söylüyor; Öcalan, barış konusundaki en güçlü aktördür. Devlet de kabul etmiş ki yetkililerini oraya göndermiş, görüşmeler yapılmış. Başbakan 'gerekirse yine görüşürüz' diyor. Sayın Başbakan ne zaman gerekecek? Arkamızda kaç bin ölü bırakmamız gerekiyor.  Türkiye toplumu bu görüşmelerin arkasında durmuştur. İtiraz eden kimse çıkmamıştır. Türkiye toplumu bütün olarak 'müzakereler yapılsın' demiştir.'' Başbakan Erdoğan'ın ''Alman vakıfları'' ile iddialarını anımsatan Kışanak, ''Beceriksiz dedikoducuların anlatımına benziyor. Ortada yanlışlık olması mümkün değil. Olmuşsa Hazine, ilgili bakanlık bilgisi dahilinde olmuştur. Başbakan hesabını onlara sorsun ama olmadığını biliyoruz. Biz bütün belediyelerimize, belediye başkanlarımıza kefiliz'' diye konuştu.  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın ''anaların beyaz tülbent atma geleneği üzerinden bir polemik yürüttüğünü'' ileri süren Kışanak, şunları söyledi: ''Açık ve net bir çağrı yapıyorum; Sayın Emine Erdoğan eğer samimiysen öldürülen herkesin yerine ayrım yapmadan gidelim ve beyaz tülbentlerimizi bırakalım. Savaşın durdurulmasını isteyelim. Tüm ölümlere karşı 'biz kadınlar savaş istemiyoruz, bu sorun çözülsün, barış olsun' demek istiyorsa gelsin biz buradayız. Gideriz. Ama tamamına. Ölümler arasında ayrım yapmadan. Eğer bunu yapamıyorsa bıraksın Başbakan ölümlerin üzerinden yeterince siyaset yapıyor bir kadın olarak olarak bari kendisi yapmasın. Kürt anaları bugüne kadar çocuklarını terörist ilan etmedi ve bundan sona da etmeyecektir.''