CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan’a gidiş kararını eleştirdi ve “Bari Ermenistan’a gitmişken soykırım anıtına da çelenk koysunö dedi.
Bazı gazetecilerin güncel olaylarla ilgili sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Baykal, “Sayın Cumhurbaşkanı Ermenistan’a gidiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz sorusu üzerine, şunları söyledi:
“Keşke bu soruyu Sayın Cumhurbaşkanı’na da sorsanız. Sayın Gül’ün 1993 yılında bir gensoru görüşmesi sırasında TBMM’de söyledikleri ibret vericidir. O gün söyledikleriyle bugünkü söz ve yaklaşımı tam bir çelişkidir. O günden bugüne ne değişti. Ermenistan Türkiye’nin sınırlarını mı tanıdı, Türkiye topraklarında hak iddia etmekten mi vazgeçti. Soykırım iddiasını geri mi aldı? Yoksa Karabağ işgaline mi son verdi, hadi işgali tamamen sona erdirdi demiyelim ama hiç olmazsa işgal altındaki birkaç köyün işgalden kurtarılmasının güvencesini mi aldı? Bunların hiçbir olmadı. Değişen bir şey yok. Değişen o gün söylediklerini bugün unutan kişinin, günümüzde Cumhurbaşkanı olmasıdır. Bari Ermenistan’a gitmişken soykırım anıtına da bir çelenk koysun. Böylece, kendisini bu geziye yönlendirenleri veya gitmeye ikna edenleri daha çok mutlu etmiş olur.ö
Baykal, bir soru üzerine AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin istifasını da değerlendirdi. Dişli’nin dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini söyleyen Baykal şöyle konuştu:
“Dişli Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etti. Peki niçin istifa etti. Yolsuzluk yapıldığı için. Vatandaş yolsuzluk yapınca yargılanacak ceza evine girecek, mahkum olacak, AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı yolsuzluk yapınca görevinden istifa edip kurtulacak. Adaletin bu mu AKP? İstifa hesabı sorulması gereken bir yolsuzluğun itirafıdır. Başbakan ben milletvekilliğinden istifasını istemedim diyor. Başbakanın istifa eden bir milletvekili yardımcısını af yetkisi yoktur. Bu konuda asıl sorun dokunulmazlıktır. Daha da önemlisi bu milletvekilinin sahip olduğu dokunulmazlığa Başbakanın da hem sahip, hem de muhtaç olmasıdır.
Baykal bir gazetecinin, “Başbakan Erdoğan, DSİ barajı yapacak onlar da İzmir’de bunun fiyakasını yapacaklar dedi. Bu konuda neler söylemek istersinizö sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Başbakanın sözleri çok vahim, çok çirkin ve çok ayıp. Bu sözler vahim bir anlayışı yansıtıyor. DSİ’nin görevi budur, su ihtiyacını karşılamaktır. Başbakan İzmir’i Türkiye sınırlarının dışında mı sayıyor. DSİ’nin İzmir’e hizmet verme görevi yok mu? Başbakan kendisini İzmir’in Başbakanı saymıyor mu Ankara’nın trilyonlarca YTL borcuna sessiz kalıp, İzmir’e kredi olanağı sağlamayacaksınız, ÇED raporu vermeyeceksiniz, alan tahsis etmeyeceksiniz. Bütün bürokratik engelleri çıkaracaksınız, sonra da İzmir’i başarısız ilan edeceksiniz. Başbakan açıkça İzmir düşmanlığı yapıyor. Daha önce de başka bir ifadeyle İzmir düşmanlığını ortaya koymuştu, şimdi bunu açıktan yapmaya başlamış, cevabını seçimde alacaktır.