Bütün ve net bir terörle mücadele konseptinin iktidarın kafasında yerleşmediğini belirten Baykal, 'Türkiye'de terörle mücadelede aynı kararlılığı herkes paylaşm&#
06 Ekim 2008 03:00
CHP lideri Deniz Baykal, terörle mücadelenin mutlak tutarlılık ve kararla yürütülmesi gerektiğini belirterek, ''Bu mücadelede terörü mazur görmek isteyenlere göz yumulamaz, terörü görmezlikten gelmek isteyenlere anlayış gösterilemez'' dedi. Baykal, NTV'nin canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
İki temel zafiyet
Terörle mücadelede iki temel zafiyet bulunduğunu belirten Baykal, bunlardan birinin Irak'ın kuzeyinin Türkiye için güvenli bir bölge haline getirilememesi olduğunu söyledi. Bir komşu ülkenin teröre destek vermesi halinde mücadelenin mümkün olamayacağını ifade eden Baykal, bu konudaki muhatapların bölgede söz sahibi olan Irak merkezi yönetimi, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetim ve ABD olduğunu kaydetti. Bu bölgenin Türkiye'ye yönelik terör girişimlerine teslim edilmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Baykal, şöyle konuştu:
Kararlı ve etkin diplomasi
''Kuzey Irak'taki tablo normal değil. Derhal Amerika ve Irak yetkilileriyle bu iş ciddi şekilde müzakere edilmeli, diplomasi devreye sokulmalı. Bu konu etkin diplomasiyle çözülür. Ektin diplomasi, ağırlıkların konulmasıdır, dengelerin kurulmasıdır, sözün geçirilmesidir. 'Temas kuruyoruz, konuştuk, heyet gönderdik...' bu diplomasi değil, bu avutma, oyalanmadır." ''Kuzey Irak'ın Türkiye için bir dost coğrafya haline dönüştürmenin ABD ve Irak yönetiminin görevi olduğu'' görüşünü dile getiren Baykal, bunun etkin bir siyaset, kararlılık ve diplomasi ile sağlanması gerektiğini vurguladı.
Baykal, hükümete sınır ötesi asker gönderme yetkisi veren tezkerenin süresinin uzatılması konusunda CHP'nin tavrının sorulması üzerine ise, ''Tabii ki destek olacağız. Bu konunun çözümü için biz her türlü yetki talebine destek veririz'' karşılığını verdi. Terörle mücadele konusundaki ikinci temel zaafın ise siyasi zihin karışıklığı olduğunu belirten Baykal, ''Terör, terörle bağlantısı olmayan herkes için ortak bir kararlılıkla etkisiz kılınması, ortadan kaldırılması gereken bir tehdittir'' dedi. Baykal, şöyle konuştu: ''Terörle mücadele mutlak tutarlılık ve kararla götürülmesi gereken bir mücadeledir. Bu mücadelede terörü mazur görmek isteyenlere göz yumulamaz, terörü görmezlikten gelmek isteyenlere anlayış gösterilemez. Bu çok temel bir noktadır. 'Demokrasi anlayışımızın gereği isteyen terör yapar, biz onla mücadele ederiz, isteyen de terör yapanı haklı bulur onu himaye eder onun sözcülüğünü yapar bu da demokrasinin gereğidir' böyle bir demokrasi yok. Dünyada yok, bizde de olmamalı. Bizde olması, demokrasinin gereği değildir. Zihni kargaşanın, zihin bulanıklığının gereğidir. Böyle terörle mücadele olmaz. Terörü tanımlamakta ortak anlayış içinde olacağız. Onun karşısında tavır takınmakta hep beraber davranacağız. Meclis'teki siyasi partiler, Meclis dışındaki toplumsal güçler, basın özgürlüğünü kullananlar, yayın yapanlar herkes... Terörü mazur göstererek, terörle mücadeleyi başarıya ulaştırmak mümkün değildir.''
Etnik gerginlikler kaygı verici
Terörün hedefine siyaset ile destek vermenin kabul edilemeyeceğini belirten Baykal, bu ayrımın gözetilememesinin terörle mücadeleyi zaafa uğrattığını kaydetti. Son dönemde Türkiye'nin çeşitli illerinde etnik nitelikli gerginlikler yaşandığını belirten Baykal, bunun kaygı verici olduğunu ifade etti. Baykal, şöyle devam etti:
''Hiç kimseye etnik kökeni nedeniyle ayrımcı bir tavır takınılmasına iktidarlar göz yumamaz. Kamu otoritesi, hukuk düzeni bunu anlayışla karşılayamaz, buna karşı her türlü önlemi almak durumundayız. Sorumlularını cezalandırmak zorundayız. Ama onun kadar önemli bir noktada etnik kökene dayalı olarak terör girişimi yapanları herkesin ama herkesin takbih etmesini sağlamaktır. Bunu yapmazsanız denetim altına alınması güçleşir.''
Baykal, terörle mücadelede yasal düzenlemelere ilişkin bir soru üzerine ise ''Terörle mücadele konusunda Türkiye'nin AB standartları açısından bir demokratikleşme ihtiyacı içinde olduğunu hiç sanmıyorum. Bu konuda gereken adımlar fazlasıyla atılmıştır'' dedi.
Teröre destek vermeyi demokratik anlayışın gereği sayan bir zihniyetle terör mücadelesi yapılamayacağını vurgulayan Baykal, ''Cezaevinden talimat verilmesine göz yummak demokrasinin gereği değildir, terör örgütünü övmek, terör örgütünün mücadelesine sahip çıkmak, bu mücadelede terör kullanılmasını eleştirmemek, terörü mübah saymak ya da terörle devlet kullanımını eşit statü içinde kabul etmek bir hukuk sistemi için kesinlikle düşünülemez. Uygulama bu, uygulamada bunu görüyoruz'' görüşünü dile getirdi.