CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına ilişkin, ''Kayıkçı kavgası bizim işimiz değil, kayıkçı kavgasında CHP yok. Kimseyle yapmıyoruz. İktidarla yaptığımız da kayıkçı kavgası değildir. Türkiye'nin kaderiyle ilgili bir önemli konuda yanlışı önlemeye çalışıyoruz'' dedi.
Baykal, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve yönetim kurulu üyelerini, parti genel merkezinde kabul etti.
Baykal, kabulde yaptığı konuşmada, çalışanların hiçbir zaman yanlış ekonomik politikaların sorumlusu olmadığını belirterek, son zamanlarda artan ekonomik sıkıntıların da en fazla bu kesimi etkilediğini söyledi.
Demokratik toplumlarda toplu sözleşme ve grev hakkının vazgeçilemez bir unsur olduğunu ifade eden Baykal, Türkiye'de de bu haklı talebin mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Çalışanların hak kullanımı konusunda kamu ve özel sektör diye ayrılamayacağını da dile getiren Baykal, bu kesimin sıkıntılarının giderilmesine her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını anlattı. Baykal, gerçek bir demokrasi için kamu çalışanlarının da haklarının teslim edilmesi gerektiğini belirterek, ''CHP olarak bizim tasavvur ettiğimiz demokratik Türkiye'de, kamu çalışanlarının sendikal hakları gerçek anlamlı bir toplu sözleşme yapma yetkisiyle birliktedir. O konudaki eksik, noksan tamamlanacaktır. Şimdi de bu konuda tüm çabalara destek veririz'' dedi.
Akyıldız da hükümetin sendikalara karşı katı ve yanlı bir tavır sergilediğini savunarak, 7 yıllık iktidar döneminde izlenen yanlış politikaların kendilerini eylem kararı almaya zorladığını anlattı.
Bircan Akyıldız, Baykal'dan, toplu sözleşme ve grev talepleri ile 25 Kasım'da gerçekleştirme kararı aldıkları iş bırakma eylemine destek olmalarını istedi.
Baykal da çalışanların haklı taleplerini almaları konusunda CHP olarak her türlü desteği vereceklerini söyledi.
-''BİZ PARTİLERLE UĞRAŞMIYORUZ''-
Kabulde gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Baykal, dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği yanıt mektubunun ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları söyledi:
''Biz bu konuyu partiler arası bir siyasi sürtüşme konusu olarak görmüyoruz. Kendimizi hiçbir parti ile bir çekişme ve tartışma içinde kabul etmiyoruz. Bizim için önemli olan Türkiye'nin önündeki konunun doğru şekilde yönlendirilmesidir. Bu konuda çok ciddi kaygılarımız var. Büyük yanlışlıkların yapıldığını görüyoruz. Bunu anlatmak bizim görevimizdir. Biz partilerle uğraşmıyoruz. Bizim gündemimiz partiler değil, bizim gündemimiz Türkiye, Türkiye'nin meseleleri.''
Dedikodularla değil, işin özüyle meşgul olduklarını ifade eden Baykal, ''demokratik açılım'' konusunda gördüklerini, ilk günden bu yana gerekçeleriyle birlikte kamuoyunun önüne koyduklarını söyledi.
Baykal, ''Bunu bir partiler arası kavga konusu olarak düşünmedik. Konunun esasıyla ilgili yanlışlıkları önleme sorumluluğu diye düşündük. O çerçevede çalıştık, hala da çalışıyoruz. Öyle kayıkçı kavgası bizim işimiz değil. Kayıkçı kavgasında CHP yok. Kimseyle yapmıyoruz. İktidarla yaptığımız da kayıkçı kavgası değildir. Türkiye'nin kaderiyle ilgili bir önemli konuda yanlışı önlemeye çalışıyoruz'' diye konuştu.
Baykal, Cem Uzan'ın Fransa'ya gidişiyle ilgili soruyu yanıtlarken de bir iş adamının Fransa'ya iltica etmek durumunda kalmasının üzüntü verici bir tablo olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, insan haklarının güvence altında olduğu, hukuk devleti kurallarının sağlam şekilde işletildiği, devletin hiç kimseyle kişisel hesaplaşma noktasına gelmediği bir ülke olması gerektiğini kaydeden Baykal, ''hukukun bir tehdit unsuru, mahkemenin iktidarın sopası olmaması gerektiğini'' ifade etti.
Ülkede herkesin kanunların getirdiği sonuçları yaşamayı içine sindirmesi gerektiğine işaret eden Baykal, ''Bu memleketin kanunları hem doğru uygulanmalı hem de herkes kanunların uygulanmasına saygı göstermelidir. Kimse sindirilmeye, yıldırılmaya çalışılmamalıdır. Kimse de kanundan kaçmamalıdır'' dedi.
-''İŞ BİRLİKLERİ GÜNÜBİRLİK ŞEKİLLENDİRİLMEZ''-
Baykal, bir başka gazetecinin, ''Türkiye ile İsrail arasında tatbikat krizi yaşandı, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu yanıtlarken de şunları kaydetti:
''Türkiye'nin İsrail ile önceden mutabakata bağlanmış bir programı, programın yarısında uygulayamaz hale düşmüş olması tabii çok güven sarsıcı bir manzaradır. Eğer bizim İsrail ile bir askeri iş birliği yapıp birlikte geçmişte ve bugün bir askeri manevra yapma konumuna girmemiz kabul edilmiş ise belli bir aşamada bu uygulamanın dışına çıkılmak istenmesi, Türkiye'nin dış politikadaki, güvenlik politikasındaki tutarlılığı, ciddiyeti, inandırıcılığı bakımından bir tartışma açar. Bu iş birlikleri günübirlik, kamuoyu dalgalanmalarına bağlı olarak, siyasi yarar hesaplarına göre şekillendirilen ilişkiler değildir.''
Türkiye ile İsrail arasındaki iş birliğinin hangi alanlarda yapılacağı, hangi alanlarda ise kabul edilemeyeceğinin tutarlı bir şekilde ortaya konulması gerektiğini belirten Baykal, söz konusu kararın, olayın askeri boyutunu götürmekte olanlar için de sürpriz olduğunun görüldüğünü savundu. Baykal, yaşananların Türkiye'nin yönetimindeki tutarsızlıkları, kararsızlıkları gözler önüne serdiğini öne sürdü.