Politika

BAYKAL: "KİMSEYİ YERİNDEN ETMEYE NİYETİMİZ YOK" ALANYA (A.A)

18 Eylül 2010 02:45

-BAYKAL: "KİMSEYİ YERİNDEN ETMEYE NİYETİMİZ YOK" ALANYA (A.A) - 17.09.2010 - Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, ''Kimseyi yerinden etmeye niyetimiz yok. Kimseye karşı bir mücadele içinde değiliz'' dedi. Baykal, Antalya'nın Alanya ilçesinde, Eski CHP Parti Meclisi Üyesi Raif Karagöz'ün kızının düğün törenine katıldı. Nikah töreni öncesinde gazetecilerle sohbet eden Baykal, kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı.  Bir gazetecinin, ''Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan ile ilgili olarak (Cumhurbaşkanı olur) dedi. Sizin de isminiz geçiyor bu konuda. Ne diyeceksiniz?'' sorusu üzerine şunları kaydetti: ''Bunlar şu anda Türkiye'nin gündeminde yer alması gereken konular değil. Bunlar yönlendirme çabaları. Siyasette böyle şeyler olabilir ama bizim buna katkı yapmamız, bunun içinde yer tutmamız söz konusu değil. Hepimiz bir referandum dönemini yaşadık. Referandum dönemi noktalandı, geride kaldı. Şimdi, önümüzdeki dönemin, Türkiye için kaygı duyulan olumsuzluklardan arındırılmış olarak gelişmesini sağlamak en önemli görevimiz. Bu konudaki gelişmeleri hepimiz büyük dikkatle izliyoruz. Referandumda ortaya çıkan sonucun Türkiye'nin geleceğini olumsuz etkilememesi konusunda herkese çok büyük görev düşüyor. Hükümetin bu konulardaki uygulamasını, anlayışını kamuoyumuz dikkatle, merakla bekliyor. Yani bu noktada, bu temel konu gündemdeyken artık çeşitli adaylıklar, kişilikler etrafındaki tartışmaların pek fazla anlamı yok bence bu aşamada. Elbette günü geldiğinde bunlar Türkiye'nin gündemine gelecektir. Her kuruluş bu konuda değerlendirmesini yapacaktır. Sayın Bakan'ın AKP ile ilgili yaptığı değerlendirme bizim ilgi alanımız içinde değil. O, onların kendi iç meselesi. Onların böyle yaklaştıklarını görüyoruz. Bunda şaşılacak bir taraf da görmüyorum. Doğaldır. Bu onların iç meselesidir. Bizim buna müdahil olmamız söz konusu olmaz.'' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Genel Sekreter Önder Sav ile ilgili açıklamalarını da değerlendirmesi istenen Baykal, bu konuda söylenmesi gereken her şeyi söylediğini, sözlerini dikkatle okuyanların, ne ifade ettiğini iyi anlayabileceklerini söyledi.  -''BU TÜZÜK YÜRÜRLÜĞE KONULMALIDIR''- Kendisinin, Türkiye ve CHP için iyi olduğuna inandığı bir anlayışı ifade etmeye çalıştığını vurgulayan Baykal, şöyle konuştu: ''Bizim partimiz bir tüzük müzakere etmiştir. Parti genel merkezinin çalışma yöntemini köklü ve anlamlı biçimde değiştirecek bir tasarı oluşturmuştur. Bunu kendi içinde müzakere edip karara bağlamıştır ve kabul etmiştir. Bu CHP'nin tüzüğü haline gelmiştir. Son kurultayda bu tüzüğün uygulanması konusunda hukuken çok tartışmalı bir karar alındı. Bu tartışmanın hukuki bir sorun yarattığını hepimiz görüyoruz. Bu tüzüğün yürürlüğe girmesini istemek çok doğaldır. Bu partimizin, kurultayının bir kararıdır. Bu tüzüğün, yürürlüğe girmesini engellemek partiye yararlı değildir, Türkiye'ye yararlı değildir. Böyle bir talep ortaya koymak, buna dikkati çekmek, bu tüzüğün önemini anlatmak ve bunun uygulanmasını önermek çok sorumlu bir partili davranışıdır. Biz onu yapmaya çalışıyoruz. Bunun hiç bir şekilde parti içinde bir çekişme, tartışma, yarışma arayışıyla ilgisi yoktur.'' CHP'nin önümüzdeki seçimlere Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında gireceğinin netlik kazandığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunda tereddüt yoktur, bir sıkıntı yoktur. Hepimiz bu yapı içerisinde partinin en yüksek başarıyı elde etmesini istiyoruz. Bu başarıyı sağlamaya en çok katkı verecek unsur, CHP'nin genel merkezindeki çalışma düzenini çağdaş demokratik partilerde olduğu gibi değiştirmektir. Bunu yapmak gerekiyor. Bunu zaten örgütümüz kararlaştırmıştır ama kararlaştırılan bu modeli uygulamak lazımdır. Bu tüzüğün uygulamaya konulması kimseyi tedirgin etmemelidir. Kimsenin, kişisel etkinliğini sarsacağı konusunda bir tedirginlik içine girmemesi gerekir. Çünkü önemli olan kişilerin kendi etkinliklerini korumaları değil, CHP'nin mümkün en yüksek etkinlik düzeyine çıkarılmasıdır. Hepimizin görevi budur. Bunu sağlayacak bir tüzükle karşı karşıyayız. Bu tüzük yürürlüğe konulmalıdır. Bu tüzük yürürlüğe konursa kendi özel etkinliğinin zaafa uğrayacağından korkarak tüzüğe karşı bir tavır takınılmamalıdır.'' -''BU İŞLER ZORLA OLMAZ''- Partide sorumsuz davrananlar olup olmadığı ve bunların görevlerinin değişmesi gerekip gerekmediği yolundaki bir soruyu da yanıtlayan Baykal, bunun kendi meselesi olmadığını söyledi. Baykal, ''Ben yeni tüzüğün etkin şekilde işlerlik kazanmasının CHP'ye önümüzdeki seçimde çok ciddi kazanç sağlayacağına inanıyorum. Bugün partimizde partiye çok hizmet verebilecek değerli insanlar var. Bu insanların bir kısmı da MYK'de görev yapıyorlar. Ama MYK düzeni içinde bu insanların kendi birikimlerini partiyi güçlendirecek şekilde seferber etmelerine maalesef imkan yoktur. O nedenle bu insanlara kişisel sorumluluk yükleyecek, onların çalışmalarına olanak tanıyacak, genel merkez düzenini bir an önce harekete geçirmemiz lazım'' dedi. Yeni tüzüğün, bunları sağlayabileceğini vurgulayan Baykal, şöyle devam etti: ''Bunun denenmesinde partinin yararı var. Efendim birileri statükosunu sarsılmış hisseder, birileri, kendi etkinliğinin kaybına tanık olur, üzülür. O nedenle bunu engelliyor diye düşünmek bir CHP'liye yakışmaz. Çünkü biz bunları konuştuk. Bu sonuçları, bu etkileri değerlendirdik. Bunu değerlendirerek bu kararı aldık. Ve kimsenin kişisel etkinliğini idame ettirmek, CHP'nin görevi değildir. Cumhuriyet Halk Partisi hızlı ve etkin bir genel merkez çalışmasına alışmalıdır. Bunu sağlayacak olan da tüzüktür. Ben bunu öneriyorum, bunu söylüyorum. Bunu hayata geçirmek için bir eylem sergiliyor değilim. Çünkü bunun partiye zarar vereceğini düşünüyorum. Bu işler zorla olmaz. Ben bunu bir öneri olarak ortaya atıyorum. Bunun takdiri partinin yetkili organlarındır. İster gereğini yaparlar, ister yapmazlar. Siz yapmazsanız ben bunu (partime kabul ettireceğim. Bu tüzüğü uygulayacağım) falan böyle bir iddiada değilim. Ben partinin yararını, iyiliğini isteyen bir insan olarak partililerime ve kamuoyuna (Şu tüzüğü çağdaş bir tüzük haline getirin. Parti potansiyelini daha verimli kullanın. Bunu sağlayın) diyorum. (Hayır sağlamayacağız. Biz memnunuz. Kişisel etkinlikleri, hegemonyaları koruyalım. Buna ihtiyaç var. Biz bunu içimize sindirdik) diyorlarsa hayırlı olsun.'' Baykal, ''Referandumun ardından tekrar sizin genel başkan olmanızdan mı korkuluyor'' soruSU üzerine de şunları kaydetti: ''Benim böyle bir kararım yok. Böyle bir şey söz konusu değil. Hepimiz sorumlu insanlarız. Hepimiz partinin yararını gözetiyoruz. Ortada partinin seçilmiş bir genel başkanı var. Genel başkan önümüzdeki seçime partiyi yöneterek gitmeyi arzu ediyor. Bu arzuya saygı göstermek herkesin görevidir. Buna yardımcı olmak hepimizin görevidir. Ben genel başkanın daha başarılı olacağına inandığım bir öneriyi ifade ediyorum. Eğer böyle bir tüzük değişimini, kabul edilmiş olan, kurultayımızda benimsenmiş olan tüzüğü yanlış bir biçimde yürürlükten alıkoyma kararını bir kenara iterek işin gereğini yapacak olur isek, ben partinin ve sayın genel başkanın bu sayede daha da başarılı olacağına inanıyorum, buna dikkati çekiyorum ve bu öneriyi yapıyorum. Ama (Bu öneri bizi kızdırdı arkadaş. Sen niye dışardan gazel okuyorsun. Bırak biz bunu böyle götürelim) deniyorsa mesele yok. Ben iyi niyetle bir öneri yaptım. Onu değerlendirirler değerlendirmezler, karar onlarındır.'' -REFERANDUM SONUÇLARI- Baykal, referandum sonuçlarına göre Kılıçdaroğlu ve ekibini başarılı bulup bulmadığı yolundaki bir soru üzerine de şöyle konuştu: ''Ben şunu söylemek istiyorum, herkes şu noktada bir zihni karışıklık içinde. Zannediyorlar ki CHP'de işler böyledir. Her seçimden ya da referandumdan sonra birileri çıkar kurultay ister. Şimdi yine böyle bir tablo var zannediyorlar. Böyle bir tablo yok. Biz referandumdan çıktıktan sonra partimizin önümüzdeki seçime en etkili şekilde girmesi gerektiğine inanıyoruz. Kimseyi yerinden etmeye niyetimiz yok. Kimseye karşı bir mücadele içinde değiliz. Ama partinin kişisel kilitlenme tablosuna kurban edilmemesi gerektiğini, partinin potansiyelini en etkin şekilde kullanmasının zorunlu olduğunu, deneyimimizin bize bunu gösterdiğini, bunun sonucunda bizim o tüzüğü hazırladığımızı ve bunun yürürlüğe konulması gerektiğini söylüyoruz. Amu bu bizim düşüncemizdir. Buna itibar edip etmemek yöneticilerin takdirindedir.'' Baykal, daha sonra Sinem Karagöz ve İsmet Ergüleç'in nikah şahitliklerini yaptı. Baykal, nikah memurunun kendisine verdiği evlilik cüzdanını geline,Alanya Belediyesinin hazırlattığı yemek tarifi kitabını ise damada verdi. -BAYKAL MANAVGAT'TA- Baykal, Alanya'ya gitmeden önce Manavgat ilçesine de uğradı. Partililerle ve vatandaşlarla sohbet eden Baykal, Manavgat Şelalesi'ni de gezdi ve vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. Bir vatandaşın çocuğunu kucağına alan Baykal, annesine çocuğun ismini sordu. Irmak yanıtını alan Baykal, (Deniz'in kucağında Irmak) diye espri yaptı. Çocuklarla yakından ilgilenen Deniz Baykal, Manavgat Şelalesi manzarası önünde partilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.  Baykal, referandumda, Manavgat CHP İlçe örgütünün başarılı bir sonuç aldığını da söyledi.