Politika

Batı, Kılıçdaroğlu'na 'sıcak'

Avrupalı ve ABD'li diplomatlar, CHP lider Kılıçdaroğlu ile görüşmeleri ardından sucak mesajlar verdi.

28 Haziran 2010 03:00

T24 - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, AB ve ABD'li diplomatlarla gerçekleştirdiği görüşmenin ardından "açık sözlülüğü ve samimiyeti" ile "laiklik mesajı"nın akıllarda kaldığını söyleyen Utku Çakırözer, bir Avrupalı diplomatın Kılıçdaroğlu için  "sonunda Türkiye’nin meselelerine sol değerler ve sosyal demokrasi penceresinden bakabilen bir Türk siyasetçisini bulduk karşımızda" dediğini belirtiyor. Çakırözer, Erdoğan'ın 2002 seçimleri ardından henüz siyasi yasaklıyken en üst düzeyde kabul eden bir başka Avrupalı diplomatın da Kılıçdaroğlu için, "parti içinde engellenmemesi halinde Türk siyasetinde oldukça önemli noktalara gelmeye aday bir profil sergilediğini" söylediğini aktarıyor.  

Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Utku Çakırözer'in "Batı, Kılıçdaroğlu’na ‘Sıcak" başlığı ile (28 Haziran 2010) kaleme aldığı yazısı şöyle:


Batı, Kılıçdaroğlu’na ‘Sıcak’


Önce ABD’nin ardından da AB ülkelerinin Ankara’daki büyükelçileri, geçen hafta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile genel başkanlık görevine seçilişi sonrasında ilk kez bir araya geldi. Kılıçdaroğlu’nun bu görüşmelerde Batı’ya ilettiği mesajların satır başları geçen hafta bu köşede yer almıştı. Peki Avrupalı ve Amerikalı diplomatlar bu görüşmelerden ne tür izlenimlerle ayrıldı ve başkentlerine hangi mesajları aktardı Türkiye’deki ana muhalefet partisi lideriyle ilgili?

Kılıçdaroğlu ile ilgili Batılı diplomatların akıllarında kalan en önemli izlenim “samimi ve açık sözlü olması”. Türkiye’nin gündeminde yer alan yoksulluk, işsizlik, terör, Kürt sorunu, AB süreci, dış politika gibi konulara CHP liderinin yaklaşımını Avrupalı bir diplomat, “Sonunda Türkiye’nin meselelerine sol değerler ve sosyal demokrasi penceresinden bakabilen bir Türk siyasetçisini bulduk karşımızda” sözleriyle değerlendiriyor. Her ne kadar Kılıçdaroğlu, başta AB sürecine verilen destek olmak üzere, birçok konuda selefi Deniz Baykal’dan farklı düşünmediklerini vurgulamış olsa da Avrupalı diplomatlar iki lider arasındaki ‘üslup’ farklılığının içeride olduğu kadar ‘dışarıdaki algı’yı yakından etkilediği düşüncesinde ısrarlı.

'Batı'ya çıpalama'yı önemsediler

AKP hükümetinin Türk dış politikasının temel parametrelerine zarar verdiği iddialarının gündemden bir türlü düşmediği bir döneme denk gelen görüşmelerden, AB kanadı, Kılıçdaroğlu’nun “Avrupa Birliği sürecine tam destek” ve “terörün önlenmesi için sadece askeri yöntemlerin yetmeyeceği” yönündeki açıklamalarını, ABD kanadı ise “Türkiye’nin uzun vadeli stratejik çıkarlarının AB ve NATO gibi Batı kurumlarına çıpalanmasında yattığı” vurgusunu önemle not etmiş. AB içinde Türkiye için en fazla mücadele veren bir ülkenin büyükelçisi, “Özellikle son yıllarda Türkiye ile müzakerelerin ilerletilebilmesi için biz çaba harcarken Türk hükümetinin kendisinin o kadar uğraşmadığı izlenimine kapılıyorduk. Kılıçdaroğlu bu algıyı değiştirebilecek potansiyel lider izlenimi uyandırdı” dedi.

ABD'ye 'laiklik' mesajı

Kılıçdaroğlu ile görüşen ABD heyetinin dosyasında büyük ihtimalle ‘laiklik’ kelimesinin altı kalın bir çizgiyle çizildi, çünkü CHP lideri ABD Büyükelçisi James Jeffrey’e “ABD’nin bir önceki yönetiminin Türkiye ile ilişkilerde bu ilkenin önemini ihmal ederek ‘ılımlı İslam’ modeli arayışında bulunduğunu” anımsattı. CHP liderinin Obama başkanlığındaki Beyaz Saray yönetimine aynı eleştiriyi yöneltmemesi ve Washington’ın terörle mücadelede sağladığı desteği önemsediğini vurgulaması da Amerikan heyetinin dikkatini çekmiş. Onlar da CHP liderliğindeki ‘üslup’ farkına dikkat çekiyor.

İsrail'le ilişkiler çıkarımıza

Her iki görüşmede de Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıda sivil toplum görevlilerinin öldürülmesine tepki gösteren Kılıçdaroğlu’nun öte yandan AKP yönetiminden ayrışarak Türk-İsrail ilişkilerinin iki ülkenin de yararına olan stratejik önemine vurgu yapması da Batılı diplomatlarca önemsenen bir başka noktaydı.

CHP engellemezse ilerler

Kılıçdaroğlu ile görüşmelerden son derece olumlu izlenimle ayrılan Batılı diplomatların tek kaygısı, Kılıçdaroğlu’nun kendi partisi içinde tökezlenmesi olasılığı. AKP hükümetine mesafeli tutumuyla bilinen Avrupa ülkelerinden birinin büyükelçisi ise Erdoğan’a karşı ciddi bir alternatif çıkmış olmasından duyduğu memnuniyeti gizlemeyerek CHP’lilere “Aman Kılıçdaroğlu’na sahip çıkın, iyi koruyun” mesajını iletmiş bile.

Başbakan Erdoğan’ı 3 Kasım 2002 seçimleri sonrasında, henüz siyasi yasaklıyken en üst düzeyde kabul edenlerin başında gelen bir Avrupa ülkesinin büyükelçisinin sözleriyle de yazıya nokta koyalım: “Kemal Kılıçdaroğlu söyledikleri ve bıraktığı izlenim ile umut vaat ediyor. Eğer kendi partisi içinde engellenmezse Türk siyasetinde oldukça önemli noktalara gelmeye aday bir siyasetçi profili sergiliyor.”