Gündem

Bulaç'tan karşı çıktığı 'Başörtülü aday yoksa oy da yok' kampanyasına destek!

Ali Bulaç, 12 Haziran 2011 seçimlerinde karşı çıkarak tepki toplandığı 'Başörtülü aday yoksa oy da yok' kampanyasını başlatanlara çağrı yaptı

14 Ocak 2013 14:39

 

Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, 2011 seçimlerinde karşı çıktığı "Başörtülü aday yoksa oy da yok" kampanyasını başlatanlara çağrı yaparak "Önümüzdeki seçimlerde kampanyalarını başlatsınlar" dedi. Bulaç, köşe yazarları Hilal Kaplan, Nihal Bengisu Karaca ve Hidayet Şefkatli Tuksal gibi İslami kesimin önde gelen isimlerinin de destekçisi olduğu kampanyayı "AKP'nin seçimi kaybetmesi için kurulan bir tuzak" olarak nitelendirirken, "kampanya destekçisi kadınların çoğunun iyi niyetli olduğunu fakat aralarında İslamî hareketleri içeriden çökertmek için görev yapan 'beyaz casuslar'ın da bulunduğunu" ileri sürmüştü. Bulaç, bir sene sonra kaleme aldığı yazıda ise "Kanaatlerini koruduğunu ancak AKP'nin artık başörtüsü sorununu kökten çözmek zorunda" olduğunu söyledi. "Kampanyayı başlatırlarsa ilk destekçisi ben olacağım" diyen Ali Bulaç, "Özellikle sembol olması bakımından Merve Kavakçı’nın seçilebilecek bir yerden gösterilmesi gerekir" ifadesini kullandı.  

Bulaç, AKP, MHP ve CHP'ye de çağrı yaparak BDP milletvekili Altan Tan'ın "28 Şubat dönemindeki davaların düşmesi ile okullarda ve kamusal alanda başörtüsünün serbest bırakılması" için verdiği kanun teklifine destek verilmesi gerektiğini söyledi. 

İşte Ali Bulaç'ın Zaman gazetesinde yayımlanan "Başörtülü aday yoksa oy da yok!" başlıklı yazısının (14 Ocak 2013) ilgili kısmı: 

"2010 referandumunda ve 2011 genel seçimlerinde halkın AK Parti’ye verdiği desteğin en önemli amili yeni bir anayasa vaat etmesiydi. Bazı somut duyumlar sonucu bende oluşan kanaate göre, AK Parti’nin bir seçim kazasına uğramasına çalışanlar vardı ve bunların kullanmayı düşündüğü etkili enstrümanlardan biri “başörtüsü” olacaktı.

Başörtülü aday kampanyası bununla örtüşme halindeydi ve yine bugün de koruduğum kanaatime göre bazı şahıslar bunda etkili olmaya çalışıyordu. Kampanyaya katılan hanımlarımızın niyetinden asla şüphe etmedim, onlar bir haklarını savunuyorlardı ama görünmez ecinnilerin müşevvik rollerini de yok sayamazdık. Bu çerçevede, bu seçimde de başörtülü hanımlarımızın sabretmelerini istedim, bunu savundum." 

"(...) Başörtüsü yasağı devam ediyor. Üniversitelerin çoğunda serbest ancak bu fiilî bir durum olup hukukî bir zeminden yoksundur. Yarın iktidar değişecek olsa her şey tersine dönebilir. Daha birkaç gün önce Diyarbakır’da Evliya Çelebi İlköğretim Okulu öğretmenlerinden Kadriye Sevgi Yılmaz, derslere başörtüsü ile girmeye çalışınca okul müdürü tarafından yaka paça dışarı atıldı. Bu arada dünyada başörtüsü lehinde önemli gelişmeler oluyor. Avrupa’da başörtülü hanımlar belediye meclis üyesi ve milletvekili seçilebiliyor. En son BM İnsan Hakları Komitesi türban takarak laikliği ihlal ettiği gerekçesiyle Bikramijt Singh adlı bir Hintli öğrencinin okuldan atılmasını haksız buldu ve Fransız laikliğinin başörtüsü yasağına mesnet teşkil edemeyeceğini belirtti.

AK Parti artık bu sorunu kökten çözmek zorunda. Şu veya bu sebepten çözmeyecek olursa, geçen dönemde “Başörtülü aday yoksa, oy da yok!” kampanyasını başlatanlar önümüzdeki seçimlerde kampanyalarını başlatsınlar. Ben istemeden bazılarının kalbini kırdıysam haklarını helal etmelerini dilerim. Bana da hak ihlaline varan üslupla hakaret edenlere haklarımı helal ediyor ve şunu taahhüt ediyorum: Kampanyayı başlatırlarsa ilk destekçisi ben olacağım, özellikle sembol olması bakımından Merve Kavakçı’nın seçilebilecek bir yerden gösterilmesi gerekir. Bu yönde BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan bir kanun teklifi vermiş bulunuyor. Tan,  28 Şubat dönemindeki davaların düşmesi ile okullarda ve kamusal alanda başörtüsünün serbest bırakılmasını teklif ediyor. Bu iyi bir teklif, AK Parti ve MHP’nin destek vermesini bekliyoruz. Hatta yeni bir siyaset yapacaksa CHP de bu teklife destek vermelidir."