Gündem

Başkanlıktan güçler ayrılığına, 'paralel yapı'dan vatandaşlık tanımına AKP'nin yeni seçim beyannamesi

Davutoğlu, AKP'nin 100 maddelik seçim beyannemesini açıkladı

15 Nisan 2015 16:12

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Arena'da düzenlenen seçim beyannamesi ve milletvekili aday tanıtım toplantısında, "yeni toplumsal sözleşme" dediği 100 maddelik seçim beyannamesini açıkladı.

Davutoğlu, beyannamede başkanlık sistemiyle ilgili şunları söyledi:

"Darbe dönemlerinde milli iradeyle iş başına gelen hükümetleri sınırlamak için yapılan müdahaleler sonucu, parlamenter sistem zayıflatılmış, cumhurbaşkanlığı makamıyla, başbakanlık makamı arasında 2001 krizine yol açan krizler yaşanmıştır. İdari yapının yürütme erkinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.

2007 yılında yapılan anayasa reformunun ilk uygulaması olarak, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte, idari yapının başkanlık sistemi yönünden yeniden yapılandırılması, hesap verilebilirliğin tesisi için gerekli görmekteyiz. 2014’te milletimiz doğrudan cumhurbaşkanını seçmiştir, bundan sonra da milletimiz kendi yöneticilerini seçmeye devam edecektir.

Başkanlık sistemini, anayasal çerçevede yasama ve yürütmenin etkin olduğu, demokratik kontrol mekanizmalarının ön görüldüğü bir yönetim modeli olarak tasavvur ediyoruz." 

 

Paralel örgüt de beyannamede

 

Davutoğlu, seçim beyannamesinde hükümet kanadınca "paralel yapı" olarak adlandırılan Gülen cemaatine işaret ederek şunları söyledi:

Bütün partileri, STK’ları, bu yeniden yapılandırma sürecine katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olacaktır. Sivil ve askeri bürokrasi, ehliyet ve liyakat esaslarıyla, çağdaş bürokrasinin kurallarıyla yapılandırılırlar. Hesap verme makamında bulunan ve milli iradeyle göreve gelmiş sivil otoritete tabiidirler. Bürokrasi hiçbir gerekçeyle yatay yada paralel örgütlenmelere izin verilmez.

 

Eşit vatandaşlık vurgusu

 

"Güçler ayrılığı ilkesine dayanan anayasal ilkemizde, denetlenmeyen hiçbir güç kalmayacaktır" diyen Davutoğlu, yeni anayasada eşit vatandaşlık vurgusu da yaptı:

Dili, ırkı siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Nefret söylemine muhatap kılınamaz. Ortak tarihdaşlık, ve hak hukuk adalete dayalı eşit vatandaşlıktır. Ortak vatandaşlık, ortak kadim geçmişimizi ve geleceğe yönelik kader bilincimizi de yansıtmaktadır.

 

Davutoğlu'nun açıkladığı 100 maddelik seçim beyannamesi şöyle:

Vatandaşlara, rakibimiz olan siyasi partilere, STK’lara, Türkiye’nin entelektüel camiasına aydınlara yönelik olarak 2023’e giderken yeni Türkiye sözleşmesini onlara takdim ediyorum. işte AK Parti vizyonunun 2023 Yeni Türkiye sözleşmesi. Bu sözleşmeyi buradan bu kürsüden okuyacağım. Çağrıda bulunacağım, ya bu sözleşmeyle ilgili kanaatlerinizi bildirin, ya da kendi sözleşmenizi çıkarın. Ta ki 77 milyona hitap eden ortak bir metinde anlaşalım.

100 maddeden oluşan sözleşmeyi okuyacağım.

Her siyasal düşünce ve düzen insana hitap etmek ve belli bir mekana dayanmak zorundadır. İnsana hitap etmeyen hiçbir siyasal düzen kalıcı olamaz. Yeni Türkiye cumhuriyetimizin yüzüncü yılına yürürken insana zamana ve mekana hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir yenilenmenin, yeniden inşa sürecinin eseri olacaktır.  Yüz yıl önce anadolu’dan rumeli’den ortadoğu’dan gelerek sömürgeciliğe karşı mücadele eden dedelerimiz için de, Güneydoğu Asya’dan Afrika içlerine kadar, dualarla destekleyen milletler içinde İstiklal Savaşı sadece bir milletin varolma savaşı değil, kutsal bir mücadeleydi. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti devletinin en temel ilkesi insan onurunun korunmasıdır.

 

‘Eşit vatandaşlık’

 

İnsan onurunu zedeleyen hiçbir uygulama ve politika meşru görülemez, gösterilemez. İnsan onurun ile taçlandırılan Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse hiçbir makam ve güç tarafından tahkir edilemez. Dili, ırkı siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Nefret söylemine muhatap kılınamaz. Ortak tarihdaşlık, ve hak hukuk adalete dayalı eşit vatandaşlıktır. Ortak vatandaşlık, ortak kadim geçmişimizi ve geleceğe yönelik kader bilincimizi de yansıtmaktadır.

 

‘Yeni anayasal düzenimizin en temel ilkesi’

 

Eşit vatandaşlık ilkesi, çağdaş siyasal meşruiyetin temelidir ve bu temel hiçbir gerekçeyle zayıflatılamaz. Bu temel üzerinde cumhuriyetimizin 100’ncü yılına yürürken önceliğimiz ülkemizin katılımcı çoğulcu sivil bir anayasayla yönetilmesini sağlamaktır. Yeni anayasal düzenimizin en temel ilkesi ahlaki referansı ve ruhu insan onuru olacaktır.

Canın, aklın, neslin inancın ve mülkün korunması, kamunun sorumluluk alanlarını dokuyan evrensel insan hakları beyannamesi ise vatandaşların özgürlük alanlarını tanımlar. Düşünce inanç ifade özgürlüğü insan onurunun ayrılmaz bir parçasıdır ve anayasal koruma altında olacaktır. Bu özgürlükleri sınırlayan yegane unsur, diğer vatandaşların özgürlük alanlarıdır.

 

‘Özgürlük- güvenlik dengesinin uyumu...’

 

Kamu düzenini, insan hak ve özgürlüklerinin hayat alanı olarak görüyor, özgürlük-güvenlik kavramlarını tamamlayıcı unsurlar olarak değerlendiriyoruz. Özgürlük güvenlik dengesinin uyumunu siyasal meşruiyetin temeli olarak görüyoruz. Egemenliğin kaynağı da denetleyicisi de sadece ve sadece eşit vatandaşlardan oluşan millettir.

 

‘Ortak tavır alacağız’

 

Amir olan millettir, memur olan devlettir. Meşruiyetini milletten almayan ve milletin denetimine açık olmayan hiçbir gücün, vesayetin, paralel yapının külli yada kısmi egemenliği kabul edilemez. 27 Mayıs 12 eylül gibi doğrudan, 28 şubat 27 nisan ve paralel yapı oluşumları gibi müdahaleleri kınıyor, ilerde olabilecek girişimlere karşı ortak tavır alacağımızı ilan ediyoruz.

Seçme ve seçimle hakkı en temel vatandaşlık hakkıdır, bu hak sınırlandırılamaz, yok sayılamaz, iptal edilemez.

Temsili demokrasi korunurken, yeni katılım kanalları genişletilerek, yerinden yönetim ilkesi tabana yayılacaktır.

 

‘Denetlenmeyen hiçbir güç kalmayacak’

 

Güçler ayrılığı ilkesine dayanan anayasal ilkemizde, denetlenmeyen hiçbir güç kalmayacaktır.

Millet tarafından doğrudan seçimle iş başına gelen TBMM, yasama görevini yaparken hiçbir güç tarafından baskı altına alınamaz.

Ülkemizin bütün siyasi partilerini STK’larını bu uzlaşının oluşumunda katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

 

‘Yargı bağımsızlığı esastır’

 

Demokratik hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yargı bağımsızlığı esastır. Bu bağımsızlık, kendi içinde oluşabilecek örgütlenmelere karşı korunacak. Yani yargıçlar iktidarı benzeri oluşumların önüne geçilecektir.

 

Darbe dönemlerinde milli iradeyle iş başına gelen hükümetleri sınırlamak için yapılan müdahaleler sonucu, parlamenter sistem zayıflatılmış, cumhurbaşkanlığı makamıyla, başbakanlık makamı arasında 2001 krizine yol açan krizler yaşanmıştır. İdari yapının yürütme erkinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.

2007 yılında yapılan anayasa reformunun ilk uygulaması olarak, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte, idari yapının başkanlık sistemi yönünden yeniden yapılandırılması, hesap verilebilirliğin tesisi için gerekli görmekteyiz. 2014’te milletimiz doğrudan cumhurbaşkanını seçmiştir, bundan sonra da milletimiz kendi yöneticilerini seçmeye devam edecektir.

 

‘Başkanlık sistemini
yasama ve yürütmenin etkin olduğu...’

 

Başkanlık sistemini, anayasal çerçevede yasama ve yürütmenin etkin olduğu, demokratik kontrol mekanizmalarının ön görüldüğü bir yönetim modeli olarak tasavvur ediyoruz. Bütün partileri, STK’ları, bu yeniden yapılandırma sürecine katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olacaktır. Sivil ve askeri bürokrasi, ehliyet ve liyakat esaslarıyla, çağdaş bürokrasinin kurallarıyla yapılandırılırlar. Hesap verme makamında bulunan ve milli iradeyle göreve gelmiş sivil otoritete tabiidirler. Bürokrasi hiçbir gerekçeyle yatay yada paralel örgütlenmelere izin verilmez.

Devlet düzenini bozan uygulamalara karşı gereken tedbirler alınır.

Bugün bütün çağdaş örneklerde görüldüğü gibi ekonomik kalkınma ile demokratik hukuk devleti arasında doğrudan bir irtibat söz konusudur. Açık ve şeffaf hukuk kurallarının olmadığı ülkelerin, sürdürülebilir kalkınma gerçekleşmesi mümkün değildir.

 

‘Hedef en güçlü 10 ekonomi’

 

Dünyada hiçbir ekonomik güç insan kaynağından daha kalıcı değildir. Kişi başı milli gelir açısından, son 12 yıllık kalkınmamızın yeni bir aşamaya çıkmamız temel hedefimizdir. 2023 hedeflerimizde, temel hedefimiz insan odaklı kalkınmadır.

ARGE ve yüksek teknolojiye destek vererek, teknoloji üreten bir ülke olacağız. Devlet geleceğimizin teminatı olan AK Parti gençliği sizlere sesleniyorum. Gençlerimizin, bedeni ruhi ve zihni donanımı için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Kadınlarımızın konumlarının güçlendirilmesi, sosyal güvenlerinin sağlanması en öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Engelli vatandaşlarımızın önündeki engelleri kaldırmak, ahlaki bir sorumluluktur.

Ekonomide nihai hedefimiz, ülkemizin her köşesinde, vatandaşlarımızın onurlu bir hayat yaşamasını sağlayacak gelişmişlik seviyesine ulaşmak, en güçlü 10 ekonomi arasına girmek ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak ve onu geçmektir.

 

‘Tarihi ve stratejik derinliğimize dayalı olarak’

 

Dış politikamızda tarihi ve stratejik derinliğimize dayalı olarak, milletimizin uluslararası alanda onurlu bir yer edinmesi öncelik hedefimizdir.

Uluslararası kurumlara üyeliğimiz ve ittifak ilişkilerimiz, etkin şekilde değerlendirilecek ve AB üyeliği yönündeki perspektifimiz korunacaktır.

Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Orta doğu gibi komşu bölgelerde, kalıcı istikrarı temin edecek öncü rolümüz pekiştirilecektir.

Bu ülkenin havası suyu toprağı ormanları ve ovaları vatandaşlarımızın mekan bilincine ve devletimizin sorumluluk alanına emanettir. Mimari doku açısından bu zengin kültürü koruyarak şehirlerimizi insanlık birikimine aşmamız ve insan odaklı bir şehir bilincini yaşanır kılmamız kültürel birlikteliğimizin şartıdır.

 

‘Yeni medeniyet çağrısının öncüsü olacağız’

 

Son iki madde olarak… Çoklukta birlik ilkesiyle kuşatıcı bir yaklaşımla, kültürel harmanlanma ile köklü medeniyet birikimimizden, insanlık birikimine katkı sağlanacak, bu tarihi döneminde insan onuruna dayalı yeni bir medeniyet çağrısının öncüsü olacağız.

Türkiye zengin kültürel birikimi, güçlü ekonomisi, insan odaklı siyaset anlayışı, sağlam sosyal dokusu, etkin dış politikasıyla insanlık aleminin onurlu bir üyesi ve küresel düzenin yükselen bir gücüdür. Bu yeni Türkiye sözleşmesiyle geleceğe taşınacaktır.

 

‘Hakaret etmiyoruz’

 

Biz slogan atmıyoruz, hakaret etmiyoruz, kimseyi dışlamıyoruz. Biz yeni bir medeniyet çağrısıyla hem milletimize hem insanlığa yeni bir çığır açmayı hedefliyoruz. Buradan kılıçdaroğlu’na, bahçeli’ye demirtaş’a sesleniyorum. Eğer bu milletle ilgili bir aşkınız sevdanız varsa, gelin seçim meydanlarını seviyesiz tartışmaların, hakaretlerin alanı değil vizyonların projelerin tartışıldığı fikir harmanları haline getirelim. Eğer heybenizde bu millet için bir düşünce, dünya için yeni bir ses varsa onu çıkarın. Alkışlamayı bırakın, alkışlanacak işler yapın. Biz alkışlanacak işler yapmaya kendimizi adadık.  7 Haziran’da yüzde 55’e AK Parti iktidarını taşımaya hazır mısınız?

 

İlgili Haberler