Basın Konseyi Yüksek Kurulu, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak açıklama yayınladı. "Darbenin panzehiri daha fazla demokrasidir" başlığıyla yayınlanan açıklamada, "Basın organlarının demokratik görevlerini yerine getirmelerini güçleştirecek tutum ve davranışların benimsenmemesi, demokrasimizi ve uluslararası itibarımızı daha da fazla sarsacak yasak ve tedbirlerin basına uygulanmaması, basın emekçilerinin görevlerini yerine getirmelerini güçleştirecek işlemlere başvurulmaması temennimizdir" dendi.
Basın Konseyi Başkanı Zeynel Lüle tarafından yapılan açıklama şöyle:
Ülkemiz, alçakça bir darbe girişiminin üstesinden, devletin tüm birimlerinin, halkın, medyanın ve diğer sivil toplum kuruluşlarının ortak direnişleri ve gayretleri sayesinde kurtulmuştur.
Basın Konseyi’mizin demokrasiye yönelik gayri meşru teşebbüslere yönelik taviz vermez duruşu, net ve kararlıdır.
Bu vesileyle, darbe girişimi sırasında saldırıya uğrayan tüm basın organlarımıza ve çalışanlarına yönelik geçmiş olsun dileklerimizi tekrarlıyoruz. Olaylarda kaybettiğimiz arkadaşımıza rahmet diliyor, haber peşinde yaralananlara geçmiş olsun diyoruz.
Demokrasiden yana dik duruşu nedeniyle medyamızın tüm bileşenlerini gururla tebrik ederiz!
Demokratik hukuk devletine yönelik bu saldırıdan sorumlu olan her bir kişinin hak ettiği cezayı alması, Basın Konseyi'mizin de kuvvetle desteklediği, milletimizin ortak dileğidir.
Bununla birlikte, amaçları anayasal demokratik düzeni yok etmek olan darbecilere karşı devletin vereceği cevabın, demokratik düzenin kuralları ve hukuk çerçevesinde olması gerektiği de açıktır. Zira mevzuatın fiilen görmezden gelindiği, anayasal güvencelerin uygulanmadığı bir demokratik düzenden bahsedilemez. Bu nedenlerle, rejimin varlığını tehdit eden unsurlara karşı sürdürülen haklı mücadele yürütülürken, temel hak ve özgürlüklerin feda edilmemesini gözetmek şarttır.
Bu bağlamda, ifade özgürlüğü ve basın hürriyeti, bugün her zamankinden daha önemlidir.
Yöneticilerimizin darbeye karşı görüşlerini ifade etmelerinin, halkı direnmeye davet etmelerinin ve halkın örgütlenmesinin geleneksel ve sosyal medya sayesinde mümkün olabildiği hatırda tutulmalıdır.
Bir daha hatırlatmakta yarar görüyoruz:
Basın organlarının demokratik görevlerini yerine getirmelerini güçleştirecek tutum ve davranışların benimsenmemesi, demokrasimizi ve uluslararası itibarımızı daha da fazla sarsacak yasak ve tedbirlerin basına uygulanmaması, basın emekçilerinin görevlerini yerine getirmelerini güçleştirecek işlemlere başvurulmaması temennimizdir.
Basın Konseyi olarak beklentimiz,
Bu zorlu süreçte tesis edilen tüm eylem ve işlemlerin, Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri arasında yer alan 2. maddesine uygun olarak, “insan haklarına saygılı, demokratik hukuk devletine uygun olmasıdır.
Gerek darbeye karşı etkili ve kalıcı bir cevabın verilmesi gerekse daha sağlıklı ve sağlam bir demokrasinin inşası ancak bu şekilde mümkün olabilecektir.
Demokrasilerin, hukukun üstünlüğünün, basın ve ifade özgürlüğünün, insan haklarına saygının; ötekileştirmeden, kutuplaştırmadan, çoğulculuğun esas alındığı iklimlerde daha sağlıklı ve sancısızca yaşandığını hatırlatıyoruz.
Bu vatan hepimizin.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz