Başbakan Binali Yıldrırım, Türkiye'nin yoluna terörle devam edeceğini belirterek, "Bakın giden mal geri gelir, ama giden can geri gelmez. Onun için kardeşliğimiz, olmazsa olmazımız" diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım'ın Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile buluştuğu toplantıda yaptığı açıklamalarından satır başları şöyle:
"Kanaat önderlerimizden bekliyoruz. Amaçlarının ne olduğu belli olmayan, gündemlerini bile kendileri belirleyemeyen, hakim güçlerin oyuncağı olan bu terör örgütlerinin hayatlarımızı karartmasına asla müsade etmeyelim. Gün bugündür. Bugün, Diyarbakır'da meydandaki heyecan bize bunu söylüyor. "Yeter artık, Diyarbakır terörle anılmak istemiyor" diyor.
Peygamberler şehri, huzur ve kardeşlik şehri, kadim şehir artık zaman kaybetmek istemiyor. Gelişmesini tamamlamak istiyor. Fidan gibi gençlerimizin toprağa düşmesini istemiyor. Gençlerimizin Türkiye için üretmesini, milletimizi en üst seviyeye çıkartmasını istiyor. Gençlerimize bir çağrım var: Bu karanlık yoldan, bu çıkmaz yoldan vazgeçiniz.
Devletimizin müşfik bağrına teslim olun. Hep beraber bu kutlu yürüyüşü sürdürelim. Genç yaşta hayatınızı karartan bu şer odaklarına asla prim vermeyin. Niye bizim daha genç ömürlerinde kardeşlerimiz dağda, terör odaklarında kaybolup gitsin. Biz ne dedik, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" Sayın Cumhurbaşkanım, 23 Temmuz'dan bu yana, bir yandan terör örgütünün o çirkin yüzünü bütün topluma göstermeye çalışırken, bir yandan mağduriyet yaşayan Diyarbakırlı kardeşlerimizin yaralarını sarmayı bir dakika bile ihmal etmedim.
Bugüne kadar 4 bin 996 aileye hemen nakdi destek olarak 4 trilyon lira yaptık. İlk anda yaptığımız bu, bugüne kadar yapılan 20 trilyonun üzerindedir. Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı bulunan 6 mahallemizde 2 bin 100 aileye her türlü yiyecek, gıda yardımı yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. Sivil Toplum Kuruluşlarımızın, Kızılayımızın yaptıkları var. Buradaki kardeşlerine el uzatan, destek olmaya çalışanlar var bunları söylemiyorum. Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün yaptıkları var.
Evlerinden barklarından olan kardeşlerimiz için oteller, evler kiralandı. Oralarda iskan ediliyorlar neden? Çünkü bunlar gelip geçici şeyler. Kalıcı olan birlik ve beraberliktir. Ayrıca, esnafımız da bu olaylarda mağdur oldular. Dükkanları tahrip oldu, perişan oldu. Bunlara da 1677 vatandaşımızın yanı sıra bütün esnaflarımıza desteğimiz devam ediyor. Altı aydır bu destek yapıldı, süresi bitmişti. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla önümüzdeki altı ay da bu destekleri sürdüreceğiz. Hayat normalleşene kadar bu destekler sürecek. Sur başta olmak üzere bölgedeki bütün teröristlerin yerle bir ettiği ilçelerimiz, Şırnak, Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur tamamı elden geçecek.
Bakın giden mal geri gelir, ama giden can geri gelmez. Onun için kardeşliğimiz, olmazsa olmazımız. En güzelini yaparız, binaların, fabrikaların, okulların en iyisini yaparız ama her toprağa düşen fidan yüreğimizde kor ateş gibi yer ediyor. O genç yavrularımız, o genç polislerimiz, askerlerimiz, korucularımızın suçu ne? Onların suçu yok. Bu bayrağın dalgalanması, bu ezanların dinmemesi için göğüslerini siper ettiler. "
"Terör örgütlerine destek verenler milletin yüzüne bakamayacak"
65. Hükümet olarak sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla 24 Mayıs'ta göreve başladım. Aynu gün hükümet programımız okundu, dün de programımızın denetimlerini yaptık yarın da Meclis'ten güven oyu isteyeceğiz. İşe hızlı girdik. 14 Mayıs'tan bu yana Diyarbakır'a ikinci gelişim. İlkinde Dürümlü mezrasında katledilen 16 Diyarbakırlının aileleriyle acılarımızı paylaştık. Onlar büyük bir felaketin önlenmesi için kendilerini siper ettiler. Teröre karşı 15 bin patlayıcıya kendilerini siper ettiler. Türkiye artık ayağına bağ olan, ilerlemesini yavaşlatan, enerjisini tüketen bu terörle yoluna devam edemez. Bundan sonra hizmetlerimize kaldığımız yerden sayın Cumhurbaşkanımızın da liderliğiyle kararlılıkla devam edeceğiz. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara, aramıza nifak sokmaya çalışanlara asla ama asla fırsat vermeyeceğiz. Terör örgütlerine destek verenler gün gelecek milletimizin yüzüne bakamayacaklar. Yaptıklarından bin pişman olacaklar. Diyarbakır'da 25 katrilyon yatırım yaptık 14 yılda.
Sadece Diyarbakır'ı diyorum bakın bölgeyi demiyorum. Siirt'i, Van'ı, Batman'ı, Hakkari'yi saymıyorum, bunları da sayarsak 100 katrilyonu geçiyor. Batman'daki havaalanını hatırlayın, otobüs terminalinden farksızdı. Şimdi şehrin en güzel binası var Batman'da, adeta bir sanat eseri. İnsanı sevmek insanı öldürmek değildir. Hak için, halkla beraber olmaktır.
Sayın Cumhurbaşkanım, değerli kanaat önderleri. Silvan barajını yapacağız terör örgütü sürekli engelliyor. Hani halkının dertlerini düşünüyordunuz? Çünkü onların kaynağı kuruyacak. 2.4 milyon dönüm arazi suyla buluşacak. 1.1 milyon kw/saat enerji üretilecek. 300 bin insan iş, aş sahibi olacak. Bu tabii ki terör örgütünü panikletir, tabii ki engellemek isterler. Güneydoğu, Diyarbakır kalkınınca terörün yaşam alanı kayboluyor.
Onların yaşam alanını, bu ülke sınırında hiçbir yerde bırakmayacağız. El ele, kol kola, kardeşçe bir olarak beraber olarak bu ülkeyi ecdadımızın bize emanet ettiği bu toprakları torunlarımıza aynı şekilde tek bir karışına halel gelmeden teslim etmek boynumuzun borcudur diyorum. Bir kez daha sayın Cumhurbaşkanımıza buraya gelerek sizlere, bizlere güç verdiği için, bizlere liderlik yapmasından dolayı teşekkür ediyorum."