Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, güvenlik zafiyeti tartışmalarının yaşandığı Ankara katliamına ilişkin olarak, "Devletin istihbarat birimleri birçok çalışmayı yaparken, bazen, bir şeyi de atlayabilirler. Paris’te, New York’ta da atlayabilir istihbarat birimleri. Burada kasıt aramak insafsızlık olur. Bu Türkiye’ye dönük bir saldırıdır" görüşünü savundu.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan'ın bir grup gazeteci ile bir araya geldiği yemeğe katılan gazeteciler arasında bulunan Vatan Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Çelik'in "Akdoğan'dan salvolar" başlığıyla yayımlanan (21 Ekim 2015) yazısı şöyle:
Bir grup gazeteci, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile beraberdik dün öğle yemeğinde. Akdoğan’ın açıklamalarını başlık başlık şöyle özetleyebiliriz:
Çözüm süreci ve PKK
- Çözüm süreci ile gidilecek yer, kendi çıkarlarına uymadığından; bu arada Suriye bağlamında yaşanan bölgesel gelişmelerin de etkisiyle, PKK bölgesel denklemden çıkmasın diye süreci bozma girişimleri oldu. Türkiye’nin bu sorunu çözmesinden rahatsız olan bölgemizdeki bazı ülkeler de var. Böylece PKK, açık teröre tekrar başladı.
- Bugün gelinen noktada, eğer biz 13 yıl boyunca sosyal restorasyon, bölgeye yatırım yapmasaydık, asimilasyon politikalarına son vermeseydik, terör örgütünün uygulamaya koyduğu strateji böyle muallakta kalmazdı. Örgüt şimdi yanında halk desteğini göremiyor. Vatandaş, devletin yaptıklarını, iyi niyetini ve örgütün her şeyi bozmaya çalıştığını görüyor.
- Örgüt, “Burada devlet otoritesi kalmadı, burada benim borum öter” algısını oluşturmaya çalıştı. Devlet bunun üzerine gitmeseydi, bugün bunların kantonlaşma dediği yapı açısından elverişli şartlar oluşurdu.
- Farklı topum kesimlerini birbirine düşürme, kurtarılmış bölgeler oluşturma, şehir içindeki bazı eylemlerle sanki halk isyan ediyormuş görüntüsü verme, güvenlik güçleri sanki halka savaş açmış gibi bir hava yaratma, uluslar arası toplumun dikkatini buna çekme ve buradan özerk yapıya gitme çabaları... İşte; kırsalda, sınır ötesinde ve şehir / ilçe merkezlerinde eş zamanlı yapılan operasyonlarla bu strateji çökertildi.
PKK’ya karşı tedbirler
- Terörün amacı halkı korkutmak. Kaygı, korku pompalamak. Buna karşı, siyasetin güç kazanması, sandığın öne çıkması, vatandaşın müsterih olması ve oy kullanması çok önemli. Kimse korkuya kapılmasın.
- Örgüt bozguna uğradı ve bir eylemsizlik kararı açıkladı ama her türlü eylemi de devam ettiriyor. “Maske takın, sizin yaptığınız belli olmasın” talimatları veriyorlar, biliyoruz. Sıkıştılar ve canlı bomba talimatları da verdiler. Yani bir takım eylemler olursa “Biz yapmadık, başkaları yaptı” diyecekler. Başka sol örgütler üzerinden bir takım eylemlere yönelme istidadı taşıdıklarını görüyoruz. Buna dönük gerekli tedbirler de elbette alınıyor.
HDP’ye suçlama
- HDP Kandil’in esareti altında. Selahattin Demirtaş BBC’ye, “Silahla siyaset bir arada olmaz” diyor. Öyleyse sen niye bir arada götürüyorsun? Niye terör örgütüyle ortak faaliyet gösteriyorsun? Niye Kandil’dekilerin yazdıklarını burada seslendiriyorsun?
- Kuzey Irak kırsalı ve Suriye’de oluşturmaya çalıştıkları kantonlar ile Türkiye’de kurtarılmış bölgelerden bir üçgen oluşturmak istediler ama biz bu oyunu bozduk.
- Son Ankara saldırısı, seçime dönük siyaset mühendisliğidir. Bu saldırıyı devlet istedi iddiası çok berbat bir iddia. Diyarbakır’daki patlama, 7 Haziran’da HDP’nin oy artışına sebep oldu, o gün de utanmadan Ak Parti’yi suçladılar.
- Devletin istihbarat birimleri birçok çalışmayı yaparken, bazen, bir şeyi de atlayabilirler. Paris’te, New York’ta da atlayabilir istihbarat birimleri. Burada kasıt aramak insafsızlık olur. Bu Türkiye’ye dönük bir saldırıdır.
Kılıçdaroğlu’na tepki
- Kılıçdaroğlu şark kurnazlığı yapıyor. Sayın Başbakan’ın iyi niyetinin, samimiyetinin üzerine basarak siyaset yapması, istismar etmesi ayıp olmuştur. Bir taraftan “Her türlü katkıya hazırız, açık destek veriyoruz” diyeceksin, sonra ortak açıklamayı reddedeceksin. O zaman hangi terörle mücadeleden bahsediyorsun? Bu bir tür PR (halkla ilişkiler) çalışmasıdır.
- Demirtaş’ın Ankara saldırısını siyasi şova çevirmesi, 1 Kasım mesajları vermesi ne kadar nezaketsizse, Kılıçdaroğlu’nun tavrı da o kadar nezaketsizlik olmuştur.
MHP yorumu
- MHP tabanının, teşkilatlarının, ülkücü camianın; tek adam kültüründen, otoriter anlayıştan, genel başkan baskısından kurtulması gerekiyor. Ülkücü kesim çok istemesine rağmen, o kesimin iradesine ipotek koyan tek bir kişi istemediği için bu koalisyon kurulamadı.
- Son terör hadisesi sonrası ortaya çıkan ‘istifa müessesesi’ tartışmalarında da gördük. Buna inanıyorsan kendin yap. Bahçeli 11 defa seçim kaybetti, Kılıçdaroğlu 7 defa seçim kaybetti. Sen istifa et de, millet de kurtulsun, partin de kurtulsun. Senden böyle erdemli bir tavır gördük mü ki, başkalarını istifaya çağırıyorsun.