T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Açık açık söylüyorum: O hainleri, o hainlerle birlikte, onlara tetik çektiren efendilerini, sahiplerini bulacak, akan şehit kanlarının hesabını onlardan tek tek soracağız'' dedi. Erdoğan, partisince Devlet Bahçeli Bulvarı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının başında dün Kastamonu mitinginin ardından Ankara'ya dönen konvoya yapılan saldırı sonucu şehit olan Polis Memuru Recep Şahin'e Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına, tüm millete başsağlığı diledi.
Erdoğan, saldırıda yaralanan polis memuru ile dün Diyarbakır'da yaralanan polise de acil şifalar temenni ederek şunları kaydetti:
''Osmaniyeli Karacaoğlan'ın şu dizelerini buradan tüm Türkiye'nin, tüm dünyanın bir kez daha duymasını istiyorum. Diyor ki Karacaoğlan; 'Yürü bire yalan dünya, sana konan göçer bir gün, insan bir ekin misali seni eken, biçer bir gün' Evet, bu canı veren Allah, bu canın sahibi Allah'tır. Bu canı, bu emaneti bizlerden de alacak olan da sadece ve sadece Allah'tır.''
Biz bu yola beyaz gömleği giyerek çıktık
Necip Fazıl'ın 'Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber, hiç güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber'' dizelerini okuyan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz bu yola beyaz gömleğimizi giyerek çıktık. Biz bu yola elimizi değil, bedenimizi değil, canımızı koyarak çıktık. Hainlerin, alçakların, korkakların kalleşçe saldırılarına bugüne kadar boyun eğmedik, bundan sonra da Allah'ın izniyle boyun eğmeyeceğiz.
Açık açık söylüyorum: O hainleri, o hainlerle birlikte, onlara tetik çektiren efendilerini, sahiplerini er veya geç bulacak, akan şehit kanlarının hesabını onlardan tek tek soracağız. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Çünkü bu kanlar yerde kalmayacak''
Saldırılar tesadüf değil
''Bugün buradan, hem sizlerin, hem tüm Türkiye'nin, hem de tüm dünyanın dikkatini bir hususa çekmek istiyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Güvenlik güçlerimize yapılan bu alçakça saldırılar asla ve asla tesadüf değil. Partimizin Türkiye genelinde birçok teşkilatlarına yapılan saldırılar, atılan molotof kokteylleri, hiçbirisi tesadüf değil. Samsun'da olduğu gibi, Kastamonu'da da polisimize yapılan bu saldırılar asla ve asla tesadüf değil. Bu saldırılarla birlikte, Doğu'da, Güneydoğu'da, büyük şehirlerde yapılan gösteriler, şiddet eylemleri asla tesadüf değil. 12 Haziran seçimleri öncesinde, birileri, millete korku salarak, sokakları ateşe vererek, güvenlik güçlerine kurşun sıkarak, bu ülkedeki demokratik ortamı, özgürlük ortamını, güvenlik ve huzur ortamını hedef alıyorlar.
'Hesabını soracağız'
Açık açık söylüyorum. Bunlar taşeron. Bunlar, ihale aldılar, aldıkları ihalenin gereğini yerine getiriyorlar. Lafa geldiği zaman demokratlar. Lafa geldiği zaman biz hak ve özgürlüğümüzü istiyoruz... Hak ve özgürlüğü isteminin yolu bu değil. 12 Haziran'da sandık gelecek, sandıkta hakkını al, hak ve özgürlüğü aramanın yolu demokrasilerde bu. Adam öldürerek temel hak ve özgürlükler istenmez, adam öldürerek bu ülkede demokrasiden bahsedilmez, adam öldürerek iş başına gelmek eşkıyanın işidir, çetenin işidir, teröristlerin işidir. Bunlara ihale verenler de ortaya çıkacak. Onların da maskeleri düşecek. Hangi çeteyse, hangi terör örgütüyse, hangi kirli odaksa, onlardan da bu ihanetin, bu alçaklığın hesabını soracağız.''
'Herkesin sağduyulu olmasını istiyorum'
Millete seslendiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
'' Bu açık bir senaryodur, bu aleni bir senaryodur, bu bayat bir tezgahtır. Bu saldırılar, kardeşi kardeşe düşürmeye yönelik kirli bir tezgahtır. Herkesin sağduyulu olmasını istiyorum. Osmaniyeli kardeşimin, Kastamonulu kardeşimin sağduyulu olmasını istiyorum. Diyarbakarlı, Muşlu, Hakkarili, Vanlı, Trabzonlu, Samsunlu kardeşiminin sağduyulu olmasını istiyorum. Milletim bu tezgaha gelmesin, bu oyuna gelmesin istiyorum. Kim ki, bu olaylara kanıp, kardeşine karşı husumet beslerse, bilin ki bu alçakların kirli tezgahına gelmiştir. Kim ki, bu olaylardan etkilenip, öfkesine hakim olamazsa, bilin ki, terör hedefine ulaşmıştır.''
Erdoğan, sağduyuyla, sabırla hareket edilmesi gerektiğine işaret ederek şunları söyledi:
''Ülkemiz güçlüdür, demokrasimiz güçlüdür, devletimiz güçlüdür, gereği neyse bu muhakkak yapılacaktır. Sabırla hareket edeceğiz. Onların oyununa, tezgahına, kirli tuzaklarına gelmeyeceğiz. Bu oyunu hep birlikte bozacağız. Buradan, çetelerin, terör örgütlerinin, kirli odakların taşeronlarına da sesleniyorum; Siyaset adı altında gençlerin kanından beslenen vampirlere, istismarcılara da sesleniyorum; Gençlerin eline molotof kokteyli verenlere, parti binalarında, parti otobüslerinde molotof kokteyli saklayanlara, belediyelerde molotof kokteyli saklayanlara, belediye binalarından vatandaşa molotof kokteyli atanlara sesleniyorum; 5 yaşındaki çocukların eline taş verip arkasına saklanacak kadar alçalmışlara, canilere, fırsatçılara da sesleniyorum; Gençlerin kanından beslendiğiniz artık yeter. Döktüğünüz şehit kanı artık yeter. Kendi ikbaliniz için söndürdüğünüz ocaklara artık yeter. Ve diyorum ki, insanlığınızı varsa, vicdanınızı varsa, sorumluluğunuzu hatırlayın diyorum, bu çirkin yoldan geri dönün diyorum.''
'Terörle yaşayanlar hiçbir yere varamadılar'
Bu mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürüleceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bilesiniz ki, tarihte terörle yaşayanlar hiç bir yere varamadılar, bundan sonra da varamayacaklar. Burada benim bir çağrım var, yazılı ve görsel medyaya bir çağrım var; bunları şu veya bu şekilde televizyon programlarınızda beslediğinizin farkında mısınız? Bunları ortaya çıkaralım, deşifre edelim derken terörün propagandasını yaptığınızın farkında mısınız? Bunların siyasette ilintili olan örgütlerini ortaya çıkaracağız derken bir çok şeyin propagandasını yaptığınızın farkın da mısınız?
Yüzleri maskeli, elinde molotof kokteyli olan teröristlerin yanında bunların milletvekilleriyle fotoğraf karelerini görmüyor musunuz? Bakıyorsunuz ki ilçe başkanı torbada molotof kokteyli bunları geliyor gençlere dağıtıyor. Yakalanıyor. Şu anda tutuklu, içeride. Bunları anlatmaya gerek var mı? İlçe başkanı böyle, il başkanı böyle, milletvekilleri böyle daha neyi anlatalım? Her şey açık ve net ortada. Ondan sonra da söylenen 'biz hak ve özgürlüklerimizi arıyoruz' kusura bakma, hak ve özgürlükleri aramanın yolu bu değil. AK Parti de ortaya çıktı, AK Parti de kuruldu. Kurulduğumuz zaman bizim herhangi bir varlığımız yoktu, 16 ayda benim milletim bizi iktidara taşıdı. Bu ülkede yıllar yılı partisi olanlar, niçin milletim onları tek başına iktidara getirmiyor. Cumhuriyetten eskiyiz diyenleri niçin iktidara getirmiyor. Neden? çünkü benim milletim, hani güzel bir söz var ya, müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. 2 kere sokulmak bize yakışmaz. Onun için uyanık olacağız ve bu oyunu hep beraber, milletçe bozacağız. Ben Osmaniyeli kardeşlerimin gözünde bunu görüyorum.''