11 Şubat 2017 14:51
Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliği referandumuna ilişkin olarak "Ana muhalefet partisi genel başkanı adeta FETÖ'cülerle, PKK, HDP'lilerle aynı ağızdan konuşuyor. Yakışmaz!" görüşünü savundu. "Ana muhalefet partisi iktidar alternatifidir. Terör örgütlerinin gittiği yoldan gitmesi ana muhalefet partisine zarar verir. Ona sempati duyan, destek veren milyonlarca vatandaşımızı da rahatsız ediyor. Bir vatandaşlık görevi olarak bunu ifade ediyorum. Bir partinin genel başkanı olarak değil" ifadesini kullanan Yıldırım "Bir kez daha diliyorum ki: Ey Kemal Bey, bırak bu terör örgütlerinin söylediklerine kulak vermeyi, milletin sesine kulak ver. Millet birlik, beraberlik, kardeşlik aydınlık Türkiye diyor" diye konuştu.
Antalya'da belediye başkanları istişare ve değerlendirme toplantısına katılan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Türkiyemizi bir baştan bir başa imar etmek için çıktığınız bu yolda başarılı ve bereketli çalışmalar diliyorum. AK Parti olarak Türkiye'nin en büyük siyasi kadrosuyuz. Aşkla, imanla yeniden tazelenmek için istişare ve değerlendirmeler yapmak için turizmin başkenti Antalya'dayız. Bize ev sahipliği yapan milletvekillerimize, belediye başkanımıza ve Dışişleri Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Birlikteyiz, omuz omuzayız. Uzun ince bir yoldayız, yürüyoruz, gündüz gece. Rabbime hamdolsun ki milletimizle yönümüz, istikametimiz hep aynı oldu, aynı olmaya devam edecek.
"Size yakışan hizmet için gece gündüz çalışmak. Sizler de tam olarak bunu yapıyorsunuz. Ülkemizi doğusu, batısı, güneyi, kuzeyiyle geleceğe hazırlamak için var gücünüzle gayret gösteriyorsunuz. Bu güzel vatanın bir evladı olarak gerçekleştirdiğiniz bütün bu güzel işler için sizlere partim ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Gelecek çalışmalarınızda da aynı şekilde AK Parti'ye yakışan hizmet anlayışıyla, canla, başla gayret göstereceğinize emin. Allah yolunuzu, yolumuzu açık eylesin. Önümüzde halk oylaması var. Tarih netleşti; 16 Nisan Pazar günü bir kez daha milletimiz sandığa gidecek. Daha güzel bir gelecek, daha güçlü bir Türkiye, daha kalkınmış şehirler için sandığa gideceğiz.
"Ekmeğimizi, aşımızı, işimizi daha da büyütmek için hazır mısınız? Türkiye'yi dize getirmek isteyen alçaklara millet dersi vermek için var mısınız? Cumhurbaşkanımızın dün Anayasa değişikliğini onayladığını biliyorsunuz. Bugün itibarıyla artık takvim çalışmaya başladı. 16 Nisan'a kadar inşallah Türkiye'yi bir baştan bir başa dolaşacağız, bütün vatandaşlarımızla buluşacağız. Bütün evleri, kapıları çalacağız ve vatandaşımıza doğruyu anlatacağız. Daima doğruyu söyleyeceğiz. Kafaları karıştıranlara karşı milletimizin doğruları öğrenmesi için var gücümüzle gayret edeceğiz. İnşallah 16 Nisan'da Türkiye'ye yeni bir bahar gelecek. Şimdiden uğurlu, kademli olsun.
"Millet için, millet adına evet diyeceğiz. Milletimiz evet dediği için evet diyeceğiz. Milletimize yeniden siyasetimizi, hizmetlerimizi aydınlık Türkiye hedeflerimizi anlatacağız. Aşkla heyecanla çalışarak hizmet ettiğimiz insanlara yeniden davamızı anlatarak açıklayacağız. Cumhuriyetimizi tam bir demokrasiyle taçlandıracağız. Milletimizle bir kez daha kucaklaşmış olacağız. Bu yolda hepimize çok büyük iş düşüyor, önemli görevler düşüyor.
"Bu süreçte vatandaşımızın aklına bir şey takıldığında ilk bize ulaşacaklar. Bütün kapılarımız, telefonlarımız vatandaşa 7/24 açık olacak. Her an halkın içinde olacağız. Gündüz sokakta, düğünde, cenazede, akşam ev sohbetlerinde mutlaka biz olacağız. 7'den 70'e genç, yaşlı, engelli, işçi, çiftçi, öğrenci, erkek, kadın bütün vatandaşlarımız bizde kendini bulacak, kendini görecek. Kibir hamdolsun bizim semtimize hiç uğramadı, bundan sonra da hiç ama hiç uğramayacak. Bütün teşkilatlarımızın da, belediye personelimizin de bu hassasiyete dikkat etmesine büyük önem veriyoruz, bu konuda çok dikkatli olmanızı istiyoruz.
"Şehrin vicdanı olan kanaat önderleri esnaf, eşraf, manevi büyükler düzenli olarak ziyaret edeceğiz onların tavsiye ve dualarını almaktan geri kalmayacağız. Güçlü bir Türkiye için adımlarımızı hızlandırdık. Bu büyük değişim ve dönüşüm milletimize, ülkemize aydınlık yarınları getirecek. İktidarın 15. yılındayız. Çok şükür alnımız ak, yüzümüz ak. Milletimize verdiğimiz sözleri yapmış olmanın huzuru içerisindeyiz. Belediyecilikte ve yerel yönetimlerde yeni ve tertemiz sayfalar açıldı. AK Parti'nin tohumları AK Parti'nin kurucusu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 1994'de İstanbul'da atıldı. Bu hareketin bayrağı kısa zamanda bütün Türkiye'de dalgalanmaya başlandı.
"Yerel yönetimi kazanan genel iktidarı da kazanıyor, yerel yönetimi kaybeden genel iktidarı da kaybediyor. 780 km. vatan toprağının tamamıyla her biriyle yaptığımız hizmetleri paylaştık. Herkes bu hizmetlerden istifade etti. Türkiye bir bütün olarak görüyoruz ki her şehriyle aynı mesafedeyiz. İlçeler, köyler, beldeler bizim için aynı değerdedir. Bütün vatandaşlarımızın hizmetindeyiz. Belli zümrelerin, siyasi kadroların değil bir milletin tamamının emrine amadeyiz. Vatandaşlarımız arasında ayrımcılık yapan kimse AK Parti siyasetinde kendine yer bulamaz.
"Bizim iktidarımızda Ankara bütün vatandaşlarımızın hizmetinde ve her şehre aynı yakınlıktadır. İstanbul'un Ümraniye'nin ihtiyaçlarını ne kadar önemsiyorsak Tunceli'nin Pertek ilçesinin ihtiyaçlarını aynı şekilde önemsiyoruz. Şehirlerimizin inşası için belediyelerimize aktarılan kaynağı az önce genel başkan yardımcım açıkladı. AK Parti iktidarında bu kaynak 4 milyardan 55 milyar liraya çıktı. Ne kadar artış? Nereden bakarsanız 13-14 kat artıştan bahsediyoruz. 19 bin kilometre yeni yol yaptık. 6 bin 100 km. bölünmüş yol üzerine yaptık. Yolları böldük, milleti birleştirdik. Ülkenin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini birbirine kardeş ettik, yakın ettik. Hava yolunu halkın yolu haline getirdik. AK Parti gelmiş geçmiş en sosyal devlet anlayışını geliştiren partidir.
"TOKİ eliyle 755 bin konutu yaptık, hak sahiplerine teslim ettik. 881 hastane yaptık şifa dağıtan merkezler haline getirdik. 19 bin 763 okul ve toplamda 269 bin 600 derslik inşa ettik. Sadece Van depreminde 1,5 yıl gibi kısa bir sürede 18 bin konutu yapıp, depremzedelere teslim ettik. Ben hatırlıyorum yıllar önce Varto depremi olmuştu. Bizim gençlik yıllarımızda. Yakın zamana kadar Varto depreminden kalan o hasarlı binaların, depremzedelerin o ihtiyaçları görülememişti. AK Parti iktidarı geldi onların hepsini halletti.
"Doğu ve Güneydoğu'da 23 ilimizi cazibe merkezi haline getiriyoruz. Çukur siyasetinden arta kalan enkazları kaldırdık, konut inşaatlarına başladık. Yolları, cadde, altyapısı, içme suyu ve kanalizasyonuyla modern şehirler haline getirmek için gerekli adımları attık. Yatırımcılar cazibe merkezine büyük bir ilgi gösteriyorlar. Daha müracaatlar başlamadan gelen proje miktarı 20 milyarı aştı. 120 bin vatandaşımıza iş, aş sağlayacak bu projeleri süratle değerlendirip kararımızı vereceğiz. Yörede teröre destek veren belediyeleri tek tek tespit edip, buralara kayyum atadık. Yeni belediye başkanları görevlendirdi. Milletten toplanan kaynakları terör örgütüne aktaran bu belediye başkanlarına aferin diyecek halimiz yoktu. Şimdi oradan toplanan bütün vergiler şantaj vergisi olarak teröre değil hizmete gidiyor.
"Bölgede tahribata uğramış, yaraları sağlamaya çalışan belediyelerimize yardım eli uzatan bütün belediye başkanlarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Gerçek kardeşlik anlayışının, doğuyla batıyı birleştirmenin en güzel örneğini yine sizler verdiniz. Yürüttüğünüz çalışmalar çoktan sonuç vermeye başladı. Halkımız terör örgütü kapılarına gelince 'Hadi oradan seninle işimiz kalmadı' diye onları ait olduğu yere gönderiyor. Bu toprakların her köşesi bu bayrağın dalgalandığı her bir vatandaşımızın rahatça seyahat ettiği mubarek topraklar. Şehit kanlarıyla sulanmış toprakların alçakların çiğnemesine asla müsaade etmeyeceğiz.
"Gençler yüzünü dağa değil, geleceğe döndü. Eski Türkiye'nin kötü alışkanlıklarını gidermeye gayret ediyoruz. Yaptıklarımız güzel ama yetmez. Daha çok şey yapacağız. Şehirlerimizin ne kadar altyapı eksiği varsa ileride doğacak ihtiyaçlarını da düşünerek daha fazla çalışacağız. Bütün şehirlerimizde, ilçelerimizde modern, marka şehirler, yaşayan şehirler anlayışıyla ve özellikle de yatay mimariyi öncelikli olarak ele alarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Şehirler insanlara benzer. İnsanların morali bozuksa bu moral bozukluğu şehre de yansır. Bir arkadaşım yıllarca Almanya'da çalışmıştı. Orada çoluk çocuk sahibi olmuş. Çocuklar sürekli babasından İstanbul'u dinlemiş. İstanbul'u keşke görsek demiş.
"Sonunda oğlu 'Baba tatilimizi İstanbul'da geçirelim' demiş. Oğlunu almış İstanbul'a getirmiş. 1980'li yıllarından bahsediyorum. Atatürk Havalimanı'ndan inmişler taksiye atlayıp Topkapı'ya gidiyorlar. Çocuk sağa sola bakıyor. Baba da gayet gururlu bir şekilde 'Oğlum nasıl İstanbul'u beğendin mi?' diyor, Çocuk, 'Baba beğendim de, savaştan sonra gelsek olmaz mıydı?' diyor. Çocuk çatısız binaları görünce, hayalindeki İstanbul'u görünce, sanki savaştan çıkmış İstanbul fotoğrafı görüyor. Allah'a şükür bunlar AK Parti'nin yerel yönetimlerinde yok olmaya devam ediyor.
"Bizim şehirlerimiz ayrım gözetmeden her insanımızı kuşatan, kucaklayan mekanlar olmaya devam etmeli. Hem medeniyetle yaşayan hem medeniyeti yaşatan şehirler olmalıdır. Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığımız bir kampanya, bir seferberlik başlatıyor. Bu seferberliğin adı: Memleketin hastasıyım. Kime? Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza. Memleket hastası olan, hasreti olan bütün vatandaşlarımızın bu yaz tatillerini memleketlerinde geçirsinler. Bu yaz gurbetle memleket kucaklaşsın, bir olsun beraber olsun.
"Biz bugüne kadar her konuda AK Parti olarak yapıcı bir tutum izledik. Toplumsal mutabakatı en üst seviyede sağlamanın gayretinde olduk. Türkiye için ana meselelerden biri Anayasa değişikliği. Hangi süreçlerden geçtiğini hepimiz biliyorsunuz, milletimiz biliyor. Ekim 11, MHP Genel Başkanı bir çıkış yaptı. Dedi ki, "Biz parlamenter sistemi savunuyoruz ama bir de mevcut durum var. Cumhurbaşkanının millet tarafından doğrudan seçilmesi" dedi. "Cumhurbaşkanı'nın çok yüksek desteği var ama sorumluluğu yok, gelin bu durumu düzeltelim" diye çağrı yaptı. Önce milletim ve memleketim diyen, parti çıkarlarını ikinci planda tutan MHP genel başkanına ve ekebine teşekkür ediyorum.
"2007'de başlattığımız işi tamamlamamız lazım diye hep söyledik. Biz MHP ile biraraya geldik. Bu arada CHP'nin de kapısını çaldık. Dedik ki, 'Buyrun bu değişiklik, bu gurur, bu güzel iş hepimizin arzusu. Burada sizin de imzanız olsun.' Ancak beklediğimiz cevabı alamadık. Ana muhalefet partisinden elimiz boş döndü. Hatta ısrarcı olduk, dedik ki, 'Eğer siz Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine karşıysanız, ki öylesiniz, bunu da anlayışla kabul ediyoruz. O halde buyrun teklifinizi getirin biz de getirelim, mecliste oylayalım, ondan sonra işin sahibinin önüne getirelim.' Yani vatandaşa getirelim, vatandaşta hangisini seçerse eyvallah edelim, meseleyi kapatalım. Buna da maalesef cevap alamadık. Milletime soruyorum; başka ne yapacaktık. Efendim, anayasa değişikliği şeffaf olmadı, oldu-bittiye getirildi! İnsaf be kardeşim! Hiç bir şey olmadıysa Gökçen'e sor bakalım. Ne kadar şeffaf olduğunu anlatsın sana. Fatih Şahin'e sor ne kadar şeffaf olduğunu anlatsın sana. Muhammet Balta'yı hiç söylemiyorum.
CHP toplumu kutuplaştırmak için her yolu deniyor. Efendim anayasa değişikliği kabul edilirse Türkiye bölünürmüş! Hadi oradan! Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez! Ana muhalefet partisi genel başkanı adeta FETÖ'cülerle, PKK, HDP'lilerle aynı ağızdan konuşuyor. Yakışmaz! Ana muhalefet partisi iktidar alternatifidir. Terör örgütlerinin gittiği yoldan gitmesi ana muhalefet partisine zarar verir. Ona sempati duyan, destek veren milyonlarca vatandaşımızı da rahatsız ediyor. Bir vatandaşlık görevi olarak bunu ifade ediyorum. Bir partinin genel başkanı olarak değil. Bir kez daha diliyorum ki: Ey Kemal Bey, bırak bu terör örgütlerinin söylediklerine kulak vermeyi, milletin sesine kulak ver. Millet birlik, beraberlik, kardeşlik aydınlık Türkiye diyor.
CHP sanki iktidara değil millete muhalefet ediyor, sanki Türkiye'ye muhalefet ediyor. CHP Cumhuriyet'e muhalefet ediyor. CHP aynı zamanda demokrasiye de muhalefet ediyor.Türkiye'nin hangi meselesini çözmek için adım atsak, yapıcı olmayan sürekli eleştirel bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. Anayasa değişikliğine katkı vermeyeceksiniz bir yandan sürekli konuları çarpıtarak vatandaşın kafanızı karıştırmaya başlayacaksınız. Şimdi yine aynı tezvirat aynı tas aynı hamam. Vatandaşa gitmekten dahi korkuyorlar. Cumhurbaşkanının onaylanması birkaç gün gecikti diye inşallah bunu geri gönderir diye dua etmeye başladılar. Niye korkuyorsunuz kardeşim? Vatandaş hepimizden iyisini bilir. Vatandaşa itaat et, rahat et. Bunlar ne yapıyor? Millet AVM'ye gidiyor bunlar AYM'ye gidiyor. Millete gitmek yerine mahkemenin yolunu tutuyorlar.
Türkiye rejimini 1923'de kurdu, adına Cumhuriyet dedi. O Cumhuriyetimize kuranlar Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları. Allah bütün şehitlerimize gani gani rahmet eylesin. Türkiye'yi hala zayıf bir ülke sanıyorlar. Bugün NATO, ABD'nin üst düzey yetkilileri ziyaretlerine Türkiye'den başlıyor ama bunlar bunu görmüyorlar. Bize kalkmışlar yurttaşlık bilgisi dersi vermeye çalışıyorlar. Bir kez daha tekrar ediyorum; bizim teklifimizin önünde, arkasında, içinde, dışında kişisel ikbal yoktur, memleket meselesi vardır. Tek derdimiz Türkiye'nin istiklali ve istikbalidir.
Bizim davamız milletin huzur ve bekasıdır. Bu millet 15 Temmuz'da demokrasi vermiştir. Kendilerini boşuna parçalamasınlar. Bu millet bütün oyunları bozduğu gibi bu oyunu da bozacaktır. AK Parti karalama kampanyasına karşı dimdik ayakta. AK Parti Türkiye'dir, Türkiye AK Parti'dir. Hepinizden istirhamım şudur: Memleketinize döndüğünüzde tek tek bütün vatandaşlarımıza bunların perişanlığını anlatın. Gerçekleri vatandaşlarımızla paylaşın. Türkiye için inşa edeceğimiz aydınlık ve mutlu geleceği bütün vatandaşlarımızla paylaşın. Bunu hoşgörüyle yapın, sağduyuyla yapın. Biz bu oyunlara eveallah gelmeyeceğiz.
Bizim işimiz hizmet, gücümüz millet. Hizmet etmeye geldik, hizmet ediyoruz, hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu toprakların her köşesini imar etmek, güzelleştirmek, kalkındırmak için bu emaneti aldık. Bizler aynı zamanda Yunus Emre'nin dediği gibi; dostun eli gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik. Kimseyi incitmeden, gönül kırmadan, kimseyi kendimizden ve davamızdan soğutmadan mücalemizi kararlıkla sürdüreceğiz. Gerek hükümette, gerek belediyelerde bu ilkeli duruşumuzu daima muhafaza edeceğiz. Mazaret üretmek, bahane üretmek, sorunları torunlara bırakmak bize yakışmaz. Sorunun parçası değil, çözümün parçası olmak daima bizim şiarımız olmuştur. İmkanları zorlayacağız, akılcı çözümler üreteceğiz, kelimenin tam manasıyla tekeden süt çıkararak hizmet üretmeye devam edeceğiz.
© Tüm hakları saklıdır.