Politika

BAŞBAKAN ERDOĞAN: TERÖRÜ KADINLAR BİTİRİR HATAY (A.A)

09 Mart 2011 00:43

-BAŞBAKAN ERDOĞAN: TERÖRÜ KADINLAR BİTİRİR HATAY (A.A) - 08.03.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörü minimize edecek, gençlerin ölümünü engelleyecek olanların, önce kadınlar olduğunu belirterek, "Biz, artık gençlerin ölüm haberlerini almak istemiyoruz, biz artık şehit cenazeleri görmek istemiyoruz, biz cenazeleri başında ağıt yakan anneler, bacılar görmek istemiyoruz" dedi. Ottoman Otel'de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen, "Medeniyetlerin Buluşma Noktası Anadolu'da Kadının Güçlendirilmesi" konulu programda konuşma yapan Erdoğan, Türkiye'deki kadınların, dünya kadınlarının, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik etti. Son 30 yıl boyunca devam eden terör olaylarına bakıldığında terörün, gençlerden, çocuklardan ziyade kadınları vurduğunun görüleceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Bir genç, toprağa düştüğü zaman, belki de onun için her şey bitiyor. Ama annesi, nişanlısı, eşi, çocukları, bir ömür boyunca taşıyacakları acıyla tanışıyorlar. İşte en son, İstanbul’da, yakınlarını arayan kadınlarla bir toplantı gerçekleştirdik. 103 yaşındaki Berfo Ana'nın gözlerinde ben o acıyı, o sızıyı bir kez daha gördüm. 30 yıl boyunca oğlunun yolunu gözlemek, 30 yıl boyunca, belki çıkar gelir diyerek, evin kapısını açık tutmak ne demektir, ben o teyzemizin gözlerinde gördüm. Biz, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni başlatırken, işte terörün, ayrımcılığın, yoksulluğun bu çirkin, bu acı tarafına dikkatleri çekmek için, 'Analar ağlamasın' diyerek başladık. Analar, artık çocuklarını kaybetmesin, eşlerini kaybetmesin, bacılar babalarını kaybetmesin diyerek biz bu yola çıktık. Kadınlar artık çocuklarının arkasından ağıtlar yakmasın, on yıllar boyunca çocuklarının yolunu gözlemesin, gözlerinin pınarı kurumasın diye biz bu adımı attık. Her zaman da şunu söyledik; bu sorunu çözme iradesine sahip olanlar, en önce kadınlardır. Terörü minimize edecek olanlar, önce kadınlardır. Gençlerin ölümünü engelleyecek olanlar, önce kadınlardır. Bu sorunlar, Türkiye’nin sorunları olduğu kadar, en başta kadınların sorunudur ve onlar yüreklerini sürece dahil etsin istedik. Biz artık gençlerin ölüm haberlerini almak istemiyoruz. Biz artık şehit cenazeleri görmek istemiyoruz. Biz, cenazeleri başında ağıt yakan anneler, bacılar görmek istemiyoruz ve annelerin, tüm kadınların, bu sürece artık dur demesini bekliyor ve arzu ediyoruz." -"KİMSEYİ EVİNE KAPATMA NİYETİNDE DEĞİLİZ" "Anneler değişir, Anadolu değişir, Trakya değişir. Anneler bilinçlenirse, tüm ülke bilinçli hale gelir" diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Eğer anneler okursa, biliniz ki tüm çocukları da okur. Biz kimseyi evine kapatma niyetinde değiliz ve asla olamayız. Annelerin hayatını değiştirmek için gayret ettiğimiz kadar, çalışan kadınların hayatını değiştirmek, kadınları siyasette, ekonomide daha aktif hale getirmek için de mücadele veriyoruz. Birileri artık, kadın hakları mücadelesinin kendi tekellerinde olmadığını görmek durumundadır. Birileri, kadınların hak mücadelesine ilişkin kavramların, mücadele yöntemlerinin, söylemlerin kendi tekellerinde olmadığını görmek durumundadır. Haklar konusunda kadınla erkek eşit, tartışılamaz. Burası Anadolu... Biz, ithal kavramlarla, ithal mücadele yöntemleriyle, birilerine ait olan kavramlarla, ithal ideolojilerle değil, kendi tarihimizle, kendi tecrübemizle, son derece özgün bir mücadele yürütebiliriz ve yürütüyoruz. Bizim kültürümüzde kadının dışlanması yok. Bizim kültürümüzde kadına ayrımcılık yok. Hele hele bizim kültürümüzde, kadına şiddet asla ve asla yok."  -HAYME ANA, NENE HATUN...- Terken Hatunların, Nilüfer Hatunların, Hayme Ana, Bala Hatun, Nene Hatun, Halime Çavuşları anmamanın mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Onların yetiştiği bir ülke, kadına ayrımcılık uygulayan bir ülke olamaz. 'Töre' adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan şiddet, bizim kültürümüzde, bizim medeniyetimizde köklerini de bulamaz, kök de salamaz. Ayrımcılıkla, istismarla, şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bize düşen, hanım kardeşlerimizi bu mücadelede teşvik etmek. Biz 8 yıldır bunu yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. 8 yılda önemli mesafe katettik, inşallah, çok daha fazlasını başaracak, Türkiye'yi kadınlar üzerinden dönüştürmeye devam edeceğiz" dedi. -"ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRDİK" Başbakan Erdoğan, ekonomide kaydedilen her ilerlemenin, kadınların çilesini bir kat daha azalttığını belirterek, şunları söyledi: "Türkiye büyüdükçe, geliştikçe, kadınların çilesi azalıyor, yükü hafifliyor. Ama kadına bir de öyle bir bakışı da görmeye başladık ki 'Siz kadını sadece anne olarak görüyorsunuz' diye bizi itham edenler de oldu. Evet, kadının en kutsal, en yüce özelliği de anadır, ben böyle tanıdım kadını. Ama bu toplumun içerisinde, siz böyle tanıyorsunuz, hayır sadece böyle değil, sadeceyi bile söylemeyenler var. Bu ne demektir bu, bu analığı, anneliği küçümsemektir. Analıktan daha yüce makam olur mu? Annelikten daha yüce makam olur mu? Hele hele bizim değerlerimizde, bizim medeniyetimizde annenin ayağının altı öpülür ve bizim medeniyetimizde cennet annelerin ayakları altındadır, babaların değil, babaların değil, bu çok önemli. Dolayısıyla biz annenin ayağının altını öptüğümüz zaman cennet kokusu alırız, olaya böyle bakarız. Onun için anneler, babalar yanınızda yaşlandığında onlara 'öf' bile dedirtmeyeceksiniz. Onun için biz anneleri gördüğümüzde heyecanımız artıyor, enerjimiz artıyor ve şimdi de inşallah biz kadınla ilgili işte o özlenen tabloyu değiştirmek için daha bir gayretle çalışıyoruz. Bakınız, nice anneler var ki babası okula göndermediği için, tüm bir hayatı boyunca hayıflanmış, tüm bir hayatı boyunca okula gitmemenin acısını yüreğinde hissetmiştir. Bu kadınların, bir de çocuklarının aynı kaderi paylaşacağını görmesi acıyı aslında ikiye katlıyordu. 'Ben okuyamadım, bari kızım okusun' diyen nice kadın, töre, gelenek baskısı altında, yoksulluk nedeniyle kızının okula gitmemesi nedeniyle içten içe ağlıyordu. Eşimle beraber Şanlıurfa'da 'Haydi Kızlar Okula' diye bir kampanya başlattık. Görevimizin ilk yıllarıydı ve bu kampanya tuttu. Hamdolsun yüz binlerce kızımız, şu ana kadar 350 bini buldu, okulla tanıştılar, yazmayı öğrendiler, okumayı öğrendiler ve artık bu alanda kendi kendilerine yeter hale geldiler. " Türkiye genelinde eğitimin hizmetine sundukları 160 bin dersliğin, işte bu çileyi hafiflettiğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "80 yeni üniversite açtık. Şu anda 156 üniversitemiz var Türkiye'de. Üniversite olmayan yerimiz kalmadı. Şimdi şehirlerimizi ziyaret ettiğimde çok güzel haberler alıyorum. Kız çocuklarının oranı, erkeklere ulaşmış durumda. Eskiden, uzak diye kızlarını üniversiteye göndermeyen nice aile, bugün kendi şehirlerindeki üniversitelere çocuklarını rahat rahat gönderiyor. Eskiden barınma sorunu var diye kızlarını okutmayan aileler, bugün yurtların, pansiyonların artmasıyla hele ki 6 kişilik, 8 kişilik odalar yerine, artık 1 kişilik, 3 kişilik odalar ve her odada da tuvaleti, banyosu olduğunu öğrenince özgüvenle çocuğunu rahatlıkla üniversitelere gönderen anneler var."  "Bütün bunların üzerine, hala çocuklarını okula göndermeyen aileler varsa, yoksulluğu da bahane ediyorlarsa, her ay düzenli olarak biz onlara ödeme yapıyoruz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Yeter ki çocuğunuzu okula gönderin diyoruz. Özürlü çocukları olan annelere biliyorsunuz aynı şekilde nakdi destek, taşıma desteği sağlıyoruz. Kız çocuklarının okuması için, okuma yazması için başlattığımız seferberlikle kampanyalarla hamdolsun çok büyük hedeflere ulaştık. Kızları, kılık kıyafetlerinden dolayı üniversite kapılarından geri çeviren zihniyeti değiştirdik, değişiyoruz, bu noktada da artık yeni bir sürece girdik."