Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun Hasan Cemal'in Milliyet'teki işine son verilmesine yönelik verdiği soru önergesine Bülent Arınç aracılığıyla yanıt verdi.
Arınç: Sayın Başbakan, doğrudan ya da dolaylı olarak hiçbir gazete patronuna, iç işleyişlerine ilişkin herhangi bir müdahalede bulunmamıştır.
T24/ ANKARA
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun, Milliyet Gazetesi’nde önce yazısı sansürlenen, daha sonra işine son verilen gazeteci - yazar Hasan Cemal operasyonuyla ilgili sorusuna, “Sayın Başbakan, doğrudan ya da dolaylı olarak hiçbir gazete patronuna, iç işleyişlerine ilişkin herhangi bir müdahalede bulunmamıştır” yanıtı verdi. Arınç, “Bu tür iddialar asılsız iddialar çeşitli kez yalanlanmıştır” dedi.
Tanrıkulu, Arınç’ın, ‘Hasan Cemal’ sorularına verdiği yanıtı şöyle değerlendirdi:
‘Batsın senin gazeteciliğin’
Kamuoyunda “İmralı Zabıtları” olarak bilinen görüşme notlarının 28 Şubat 2013 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde yayımlanmasının ardından Başbakan Erdoğan bu gazeteyi hedef almıştı. Gazetenin 15 yıllık yazarı Hasan Cemal de bunun üzerine Başbakan’a bir hatırlatmada bulunarak 2 Mart tarihli yazısında “Gazete yapmak ayrıdır, devlet yönetmek ayrıdır. İkisi birbirine karıştırılmasın. Kimse de kimsenin işine öyle karışmasın” ifadesine yer vermişti.
Başbakan Erdoğan aynı gün Balıkesir’de Hasan Cemal’e şu yanıtı verdi: “Eğer böyle gazetecilik yapacaksan, batsın senin gazeteciliğin...”
Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra 15 yıl boyunca Milliyet’te yazan gazeteci-yazar Hasan Cemal’in yazıları önce sansürlenmek istendi, sonra da işine son verildi. Cemal’in henüz Milliyet’le ilişkisinin kesilmediği günlerde, Başbakan Erdoğan’a ilettiğimiz yazılı soru önergesinde, Hasan Cemal ve Milliyet’i kastederek kullandığı “Batsın senin gazeteciliğin” ifadesinin amacını sormuştuk. Erdoğan’ın yanıtı iki ay sonra, 8 Mayıs’ta, Bülent Arınç aracılığıyla geldi.
Arınç, Erdoğan’ın “Batsın senin gazeteciliğin” cümlesini şöyle izah ediyor:
“Basın-yayın organlarının Sayın Başbakan'ı eleştirme hakları olduğu kadar, Sayın Başbakan'ın da basın-yayın organlarını eleştirme hakları vardır. Sayın Başbakan eleştiri hakkını kullanmıştır!”
‘Arınç’ın zihniyetine göre başbakanın sözleri eleştiri hakkı’
Arınç’ın zihniyetine göre bir başbakanın gazeteciye “batsın senin gazeteciliğin” demesi, eleştiri hakkıdır! Oysa medya patronları üzerindeki etkisi malûm olan Erdoğan’ın bu sözlerinin, Hasan Cemal’in Milliyet’ten ayrılmasını beraberinde getirdiği hatırlandığında, bunun bir eleştiri değil, talimat, hatta sansür dayatması olduğu ortadadır. Arınç, aynı soru önergemize verdiği yanıtta, Başbakan'ın doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir gazete patronuna iç işleyişlerine ilişkin herhangi bir müdahalede bulunmadığını öne sürse de, Hasan Cemal’in bu uyarıdan sonra işinden olduğu gerçeği önümüzde duruyor.
Hasan Cemal’in henüz Milliyet’ten ayrılmadığı, ancak Başbakan Erdoğan’ın hedefi haline geldiği günlerde ilettiğimiz sorular şöyleydi:
-Milliyet Gazetesi yazarlarından Hasan Cemal ve Can Dündar'ın işine son verilmesi konusunda gazete patronuna bizzat veya hükümetin herhangi bir üyesi veyahut danışmanlarınız aracılığıyla bir bildirimde bulundunuz mu?
-Basına yansıyan, Cemal ile Dündar'ın Milliyet'te yazmasını istemediğiniz yönündeki iddiaları yalanlamayı düşünüyor musunuz?
-Söz konusu yazarların işlerine son verilmesi halinde, iddiaların gerçeklik kazanacağı açıktır. Gazete yazarlarının işine son verilmesi için talimatı siz mi verdiniz?
-Söz konusu gazeteyi, İmralı tutanaklarını yayınladığı için alenen hedefe oturtmanızın altında yatan problem nedir? Neden İmralı'daki görüşmelerin gizli kalmasını istemektesiniz?
-Milliyet'in söz konusu haberi için "batsın böyle gazetecilik" ifadelerini kullandınız mı? Kullandıysanız o cümleyi hangi amaçla sarf ettiniz?
Arınç: Bu tür asılsız iddialar çeşitli kez yalanlandı
Tanrıkulu, Arınç’ın sorularına verdiği yanıtları da şöyle özetledi:
-Sayın Başbakan, doğrudan ya da dolaylı olarak hiçbir gazete patronuna iç işleyişlerine ilişkin herhangi bir müdahalede bulunmamıştır.
-Bu tür asılsız iddialar çeşitli kez yalanlanmıştır.
-Bu sorunun yanıtı birinci cevapta açıklanmıştır.
-Bu iddia gerçekdışıdır.
-Basın-yayın organlarının Sayın Başbakan'ı eleştirme hakları olduğu kadar, Sayın Başbakan'ın da basın-yayın organlarını eleştirme hakları vardır. Sayın Başbakan eleştiri hakkını kullanmıştır!
Hasan Cemal’in T24’deki haberlerinden süreci izlediğimiz gibi, aynı soru önergesinin gerekçesinde de söylediğimiz gibi, otuz yıllık çatışmalı sürecin sonlanması sürecinin şeffaf olması, barışın kalıcılığı açısından da elzemdir. Toplumun en temel hakkı olan haber alma özgürlüğünü elinden alarak, gazetecileri otosansüre zorlayarak, Türkiye’nin en önemli gazetecilerinin işlerinden olmasına neden olarak hiçbir ilerleme kaydedilemez! Eğer bir gün barış gelecekse, bu gerçeği de yine bağımsız ve özgür gazetecilerden alacağız. Tıpkı Hasan Cemal’in T24’teki haberlerinden, sürece ilişkin gelişmeleri izlediğimiz gibi!