Politika

'Sanata ve sanatçıya mahalle baskısı yapılmasına izin vermeyeceğiz'

Erdoğan: Kılıçdaroğlu, "adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, oy kullanacaksınız” diyor. "Tıpış tıpış gideceksiniz" diyen kişi utanmadan bir de çıkıp diktatör yakıştırması yapıyor

15 Temmuz 2014 14:13

Cumhurbaşkanlığı vizyon belgesi tanıtım toplantısına giden şarkıcı ve oyuncuların eleştirilmesiyle ilgili konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, "Nice yazarı yasaklayan, hapse mahkum eden tek parti zihniyetini asla eleştiremezler. AK Parti’ye hiçbir zaman sahip olmadıkları bir özgürlük içinde saldırmayı marifet bilirler. Bunun modası artık geçti, sanata ve sanatçıya mahalle baskısı uygulanmasına izin vermeyeceğiz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy verme çağrısı yaptığı konuşmasını eleştiren Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan, “CHP Genel Müdürü ne diyor, “adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, oy kullanacaksınız” diyor. Bir de seçmene kaba bir dille emir veriyor, talimat veriyor. Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diyen kişi utanmadan bir de çıkıp diktatör yakıştırması yapıyor. Diktatör aranıyorsa senden daha güzel diktatör olmaz. Kendi mesai arkadaşlarıyla bir kez adayın istişaresini yapmayan, sonra da seçmenine tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diyenden daha başka bir diktatör olamaz” dedi.

AKP’nin Köşk adayı Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

Erdoğan'ın açıklamarından satırbaşları şöyle:

Bu yıl da çok önemli yasalar için Meclis’i açık tutmaya devam ediyoruz. Geçen hafta terörün sonlandırılmasına dair kanunu çıkararak çözüm süreci yolunda ileri bir safhaya geçtik. İnşallah bu hafta ve önümüzdeki hafta yoğun şekilde çalışarak ramazan bayramı öncesinde kanun tasarısını çıkaracak ardında Meclisi tatile çıkarmış olacağız. Soma’da hayatını kaybeden 301 madencimizin yakını için getirilen düzenlemedir.

 

‘Madencilere 6 ay net maaş’

 

Soma’da elim maden kazasının ardından devletimiz imkânlarını seferber etti. Milletimiz örnek bir dayanışma sergiledi. Şu an itibariyle 301 madencimizden 234’ünün yakınlarına aylık bağlama işlemleri SGK tarafından tamamlanmış durumda. 67 madencimizin yakınları mevcut yasadan dolayı bundan yararlanamıyordu, şimdi aylık bağlama imkanı getiriyoruz. Bu tasarıyla madenci şehitlerimizin SGK’ya olan her türlü borçlarını siliyoruz. Ölüm aylığı için gerekli olan 5 yıl sigortalılık ve 900 gün prim ödeme şartını kaldırıyoruz. Anne ve babalar için muhtaçlık kriterini de kaldırıyoruz. Şehit madencilerinin bir yakınının kamuda istihdamını sağlıyoruz. Kazanın meydana geldiği işletmede şehit olan 301 madencimizin 630 yakınına ve o işletmenin sigortalısı toplam 2640 madencimize 6 ay boyunca net ücretleri kadar ücret, bu hafta içinde İŞKUR tarafından ödenmeye başlanacak.

 

‘Madencilerimiz için emeklilik yaşı 50’

 

Eynes, Atabacası ve Işıklar Maden işçilerinde çalışan madencilerimize üç ay boyunca işletmenin ödeyemediği işleri İŞKUR tarafından ödenecektir. Bu tasarıyla madende çalışan kardeşlerimiz için önemli düzenlemeler getiriyoruz. Madencilerimize asgari ücretin iki katından az ücret ödenemeyecek. Yer altında çalışmadıkları resmi tatil, hafta tatili, izin ile yıpranma payı veriyoruz. Madencilerimiz için 55 olan emeklilik yaşını 50’ye düşürüyoruz. Böylece madencilerimiz yıpranmayla birlikte 43 yaşında emekli olabilme imkanına kavuşuyor. 

 

‘Fazla çalışma yok’

 

Maden işçilerimize fazla çalışma yapılamayacak. Fazla çalışma yaptırılırsa mesai ücretleri yüzde yüz artırılarak ödenecek. Yıllık ücretli izin sürelerini de 4’er gün artırıyoruz. Milletçe hepimizi hüzne boğan 301 işçi kardeşimizin hayatını kaybettiği Soma maden faciasının üzerinden iki ay gibi bir süre geçti. İnsanımızın hayır severliği sayesinde yardım hesabında toplanan miktar 46,5 milyon liraya ulaşmış bulunuyor. Nakdi yardımlar içerisinde 16,8 milyon liralık yardım miktarıyla en büyük katkıyı yapan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne teşekkür ediyorum. Birer konut bağışlayan Doğuş Holding’e, ikinci bir konut bağışlayan Gaziantep organize sanayi odasına teşekkür ediyorum. bu madenci kardeşlerimiz 434 evlat bıraktılar. Eğitim çağında olan, yeni doğanlar da dahil  389 çocuğumuz ve gencimiz bulunuyor. Eğitim hayatları boyunca burs sağlama vaadinde bulunan vakıflara teşekkür etmek istiyorum.

 

'Soma'lı ailelere 154 bin 450'şer lira...'

 

Yardımların nasıl değerlendirileceği konusunu da dün karara bağladık. Bugün bu kararımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Nakit yardım hesaplarında toplanan 46,5 milyon lirayı. Hayatını kaybeden 301 işçimizin ailelerine  154’bin 450’şer lira olarak paylaştırıyoruz. Yani yakınlarını kaybeden her bir aileye 154 bin 450 lira ödeme yapacağız. Ailelerine kendi barınma ihtiyaçları için, sabit gelir kaynağı oluşturmak üzere, toplam 2’şer adet konut yaptırılacak. Camisi, okulu, parkı bulunan siteler şeklinde tasarlanıyor. Konutlar Doğuş Holding tarafından inşa edilirken, Gaziantep sanayi odası TOKİ tarafından yapılacak. Eğitim hayatları boyunca MEB koordinasyonunda vakıf ve derneklerimiz tarafından burs sağlanacak. Gençlik ve spor bakanlığımız, bu çocuklarımıza burs ve yurt konusunda öncelik tanıyacak. Yardım kampanyamızı sonlandırdığımızı ifade etmek istiyorum.

Çok değerli misafirler Meclis ve hükümet çalışmalarımız devam ederken, cumhurbaşkanlığı için mitinglerimizi de sürdürüyoruz. Diğer adaylardan biri, bizim iftarlarımız çok lüks şekilde yapılıyor gibi bir iftira. Çünkü kılavuzu karga olanın malum hali. İşte Bursa’da çok lüks iftar yapılmış gibi. Bizim iftarlarımızı görmek istiyorsan, şöyle bir araştırırsın sorarsın. Siyaset biraz öyle duyma haberlerle olmuyor. Biz bu işlere çok alışmışız. Biz monşerlikten gelmedik, bizim böyle bir halkımız var. bunları öğreneceksin. Biz hayatı böyle yaşadık, böyle yaşıyoruz, böyle yaşamaktan da hiçbir zaman kaçınmadık. Bu tür doğru olmayan ifadeleri kullanmak, şu anda teşebbüs ettiğin o yolculuğa yakışmaz. O noktada dürüst olmak ideal olanıdır.

Bayrama kadar her gün bir miting, bayramın ardından her gün iki mitingle bu süreci tamamlamış olacağız. Yaz sıcağına rağmen, ramazan olmasına rağmen, halkımızın mitinglere büyük katılım sağladıklarını görüyoruz. Biz şu ana kadar yedi ilimizde miting yaptık. İftarlara iştirak ettik. Muhalefet partileri ve adaylar, cumhurbaşkanlığı seçiminde şartların eşit olmadığını ifade ediyorlar. Doğrudur, diğer adaylarla eşit şartlarda bir yarışın içinde değiliz. Bütün muhalefet Ak Parti karşıtlığında bir araya geldiler, bize karşı saf tutmuş durumdalar. CHP MHP, diğer irili ufaklı partiler, malum medya kuruluşları, onların yazarları, kimi iş çevreleri, bütün imkanlarıyla karşımızdaki adaylara tam destek veriyorlar. Pensilvanya şebekesi bu adayların arkasında duruyor. Bazı uluslararası çevreler de elbette bu adayları destekliyorlar. Yani iki adayla değil, geniş bir bloğa karşı biz bu yarışı sürdürüyoruz.

 

‘Doğru, eşit bir yarışın için değiliz’

 

Gerçekten de eşit bir yarışın içinde değiliz. 2010’da halk oylamasında aynen bu blok karşımızdaydı, ama yüzde 58 oy oranıyla bu kirli ittifakı boşa çıkardık. 30 Mart’ta da yüzde 45,5 oy oranıyla bu kirli bloğun Türkiye için bir şey ifade etmediğini ortaya koyduk.

Tabanda özellikle CHP ve MHP’ye yönelik çok büyük bir tepki var. CHP kendi siyasetiyle uzaktan yakından alakası olmayan sanal ithal bir adayı bir zatı CHP seçmenine dayattı. CHP genel müdürü ne diyor, adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz. Bir de seçmene kaba bir dille emir veriyor. Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diyen kişi utanmadan bize diktatör yakıştırması yapılıyor. Diktatör aranıyorsa senden daha güzel diktatör olmaz.

Kendi mesai arkadaşlarıyla bir kez adayın istişaresini yapmayan sonra da seçmenine tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diye kükreyenden daha başka bir diktatör olamaz. Biz ricada bulunuyoruz, aman ha sandığa mutlaka gidin. Çocuklarınıza anlatacak bir hatıranız olsun diyoruz. ama CHP genel müdürü masaya yumruğunu vurarak seçmenine talimat veriyoruz. İnanıyorum ki CHP seçmeni de buna sandıkta gereken cevabı verecektir.

Tabi MHP’nin durumu daha da içler acısı. MHP içinde yer aldığı kirli ittifakları pasif ve edilgen tavrı artık seçmenine izah edemez hale geldi. MHP kendisine yapılan onca hakarete rağmen DSP ve ANAP’la hükümet kurdu. Üç buçuk yılda en küçük bir itiraz sergilemedi, kendisine ne söylendiyse harfiyen yaptı. Meclis’te 10’ncu cumhurbaşkanı seçileceği zaman, MHP hiç ikiletmeden oy verdi. kendi içlerinde çıkan cumhurbaşkanı adayı meclis’te dövdüler bu bahçeli çıtını bile çıkarmadı.

MHP CHP’nin kuyruğuna takılıyor, gölgesinde durumu idare ediyor. Tekrar soruyorum MHP vekillerinin arasından aday olabilecek tek bir kişi bile yok muydu? O kadar aciz durumdaki, adayın dayatıldığını her cümlesinde kırdığı bir potla yaptığı gafla ortaya koyuyor. 

Adayların çirkin görüntülerini kaydeden işte bu Pensilvanya’dır. Türkiye’nin milli kurumlarına savaş açan bu Pensilvanya’dır. 30 Mart’ta millet hem Pensilvanya’ya hem de partilere gerekli dersi vermiştir. Bir kez daha bu ihanet şebekesinin ardına takıldı gidiyor. Bahçeli edebe ahlaka sığmayacak hakaretler yapıyor. Ağzını istediği kadar bozsun içinde bulunduğu acziyeti gizleyemeyecek. Ben MHP’ye oy vermiş kardeşime soruyorum, Bahçeli’nin bu üslubu MHP’ye gönül vermiş kardeşlerimi yansıtan bir üslup olabilir mi? MHP tabanına hoş gelebilir mi? MHP’ye gönül veren kardeşim bu çirkinliğe izin vermeyecektir.

MHP’li seçmen kendisine dayatılan, dokunun uyuşmadığı bu adayı reddedecek, partisine gereken cevabı çok güzel biçimde verecektir. Milletimiz bizim karşımızda kurulan bu şer ittifakını da, bu ittifakın Türkiye’yi nereye götürmek istediğini de çok iyi biliyor. Bakın Cuma günü açıkladığımız vizyon belgesiyle biz nasıl bir Türkiye hayal ettiğimizi ortaya koyduk.

 

‘Bu vizyon belgemiz ulaşmadıysa...’

 

Bu vizyon belgemiz size ulaşmadıysa temin etmenizi rica ediyorum. ayrıca bu belgenin ulaştırabildiğimiz her yer, halkımıza ulaştırılması noktasında da büyük önem arz ediyor. Bu belge cumhurbaşkanı olarak seçilirsek beş yılda neler yapacağımızı, 2023’te neleri gerçekleştireceğimizi detaylı şekilde ortaya koyuyor. Demokratikleşme konusunda çok önemli reformlar yaptık. Artık çetelerin temizlendiği bir ortamda daha yoğun şekilde adımlar atacağız. Yeni ve büyük yatırımlarla Türkiye ekonomisini daha da büyüteceğiz. Toplumsal barışın güçlenmesi için başlattığımız reform süreçleri kesintisiz devam edecek.

Toplantının ardından ortaya çıkan bir tartışma. Toplumun her kesiminden kişileri çağırdık. Sanatçıları da çağırdık. Biz geçmişte de milli birlik ve kardeşlik projesi kapsamında sanatçılarımız sporcularımız aydınlarımızla bir araya geldik ve çok verimli sonuçlar elde ettik. Akil insanlar heyetimizde yer aldılar. Çok önemli görevler ifa ettiler. Bu çok önemli çözüme katkı veren sanatçılarımız ağır eleştirilere maruz kaldılar. Bizi mahalle baskısı yapmakla itham edenler, alasını kendi çevresine yapıyorlar.

Medyada sosyal medyada sanatçılarımıza karşı son derece edep dışı insaf dışı insanlık dışı saldırılar yapıldı. Şunu burada hatırlatmak isterim. Bazen şer gördüğümüz şeylerde hayır vardır. Kılıçdaroğlu’nun davetine gidiyorsa alkış, Erdoğan’ın davetine gidiyorsa yuh. Böyle bir mantık olabilir mi ya? Sen ne zamandan beri sanatçının iradesine ambargo koyma kabiliyetini kendinde bulabiliyorsun? Kimin dikta faşizm yanlısı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Hem o sanatçılarımız hem de Türkiye düşen maskeleri görme ve tanıma fırsatını buldu. Sanatçılarımıza bir kez daha sesleniyorum. Hiç tedirgin olmasınlar, rahatsız olmasınlar. Sanat hiç kimsenin tekelinde değildir. Bu CHP zihniyeti Nazım hikmeti istismar eden ama ölene kadar sürgünde kalmasına yol açan zihniyettir. Nazım Hikmet’e vatandaşlık hakkını iade eden AK Parti iktidarı olmuştur. Aramızdaki fark budur. Şu andaki CHP zihniyet, Sabahattin ali’yi katleden CHP’ye tek laf edebildi mi? Ahmet Kaya’nın gurbette ölmesine yol açanları görmezden geldiler, omuz omuza yürüyorlar. Nice kitabı yasaklayan yakan, CHP’yi ve tek parti zihniyeti asla eleştiremezler. Ama Nazım Hikmet’e itibarını iade eden AK Parti’ye saldırmayı marifet bilirler. Bunun modası artık geçti. Sanata ve sanatçıya mahalle baskısı uygulanmasına izin vermeyeceğiz.

Esasen Orhan Gencebay tüm bunlar cevabı verdi. Türkiye Cumhuriyeti denen bu muhteşem yer bizim vatanımız. Burası bizim toprağımız. Buraya sahip çıktığımız, sevgi saygı duyduğumuz sürece bize hiç kimse bir şey yapamaz. Ben bu  sözün üzerine daha başka bir şey söylemeyi gereksiz görüyorum.

 

‘İsrail terör estiriyor’

 

Suriye’de katliam devam ediyor. Irak’ta süren kavga can almaya devam ediyor. Libya Mısır aynı şekilde. Zalimlerin zulümlerine ara vermelerini elbette beyhude bekledik. İsrail’in son günlerde yaptıkları hiçbir şeyle izah edilemez.İsrail terör estiriyor. Bu bireysel terörün ötesine geçti. Bir terör devleti anlayışıyla bunu yapıyor. Her ramazan yaptığı gibi ölüm yağdırdı. Bu sabah itibariyle bir ateşkes kararı güya onaylandı. 2012’de de ateşkes kararı verilmişti. Temenni ederim ki sağlanır. Ateşkes girişimi elbette değerlidir. Ortadoğu’nun kirli siyasetinde, Filistinli masum çocukların kanı kullanılmıştır. 200’e yakın Gazzeli şehit oldu, çok sayıda çocuk ve kadın var. Gazzeliler maalesef oruçlarını bir kez daha şehadetle açtılar. İftar sahur sofralarında okullarda camilerde masum insanlar katledildiler.

Maalesef Filistin’de çocukların havadan bombalarla katledilmesi insanlık için bir anlam ifade etmiyor. Bir şehrin en ileri ağır silahlarla acımasızca bombalanması 400-500 ton bombanın oraya yağdırılması bir şey ifade etmiyor. Batı sadece endişeliyiz diyor, Gazzeli çocuk ise ölüyor. 1948’den beri olduğu gibi bugün de ramazan ayında hem insanlık hem de halkı Müslüman ülkelerin çoğu trajediyi seyrediyor. Hatta sırtını döndü. Olanları görmüyor duymuyor. İsrail şımarık biçimde, gazetelerde gördünüz. Tanklar bir tarafta ölüm kusuyor, onlar ise halay çekiyor. Bu nasıl insanlıktır?

 

‘Kimse dur demiyor’

 

Uluslararası hukuku çiğneyerek bölgede devlet terörü estirmeye devam ediyor. Bizim dışımızda bir ülke çıkıp buna dur diyemiyor. Hiçbir zulüm ebedi değildir, zalim er yada geç zulmünün bedelini ödemiştir. Bunun bedeli er ya da geç ödenecektir. O çocukların melekleri ağlatan feryatları karşılıksız kalmayacaktır. O kadınların arşı alayı inleten çığlıkları karşılıksız kalmayacaktır. Çocuk katilleri de bunun bedeli öderler, göreceksiniz ödeyeceklerdir.

Birkaç gün önce İsrail’de bir kadın çıktı şunları söyledi “Filistinlilerin hepsi bizim düşmanımız. Kanları bizim elimizde olmalı. Buna öldürülen teröristlerin anneleri de dahil. Filsitinli anneler de öldürülmeli” bunu söyleyen bir kadın milletvekili. Allah aşkına soruyorum. Bu zihniyetin hitlerin zihniyetinden ne farkı var? Buna benzer sözler, başkaları için söylenseydi dünya ayağa kalkar mıydı kalkmaz mıydı?

Avrupa’ya sesleniyorum neden susuyorsunuz? İslam dünyasına sesleniyorum, kardeşleriniz alçakça öldürülürken daha ne kadar tepkisiz kalacaksınız? Dünya bu devlet terörüne daha ne kadar tepkisiz kalacak? Filistin’de sadece Filistinli çocuklar ölmüyor, küresel adalet vicdan ölüyor. Susan bu zulmün ortağıdır. Zulme rıza gösteren bu zulmün ortağıdır.

 

‘Bunlar da tarih şuuru yok’

 

Varsın birileri bundan rahatsız olsun. İçerde ve dışarda tavrımızdan tedirgin olsun. Ecdadımız gibi biz de zalimin değil mazlumun tarafında olmaya devam edeceğiz. Bölgemizde bizim Filistin’le ilgili sesimizi yükseltmemizden rahatsız olanlar var. Sadece bölgede değil içerde de rahatsız olanlar var. İşte buyurun, Suriye’den ülkemize sığınmış olan insanlardan dolayı Maraş’ta yapılan eylemler bu ülkenin evladına yakışan eylemler değildir. Bu millet ensar olmayı kendisinin vazgeçilmez özelliği olarak benimsemiştir. Bunu yapanlar nasipsiz tiplerdir. Ama biz onlara da insanlık öğretmeye devam edeceğiz. Mavi Marmara konusunda CHP genel müdürü gitti İsrail’in yanında durdu. Pensilvanya ile CHP genel müdürü, tam bir fikir birliği içindeler. 2012’de sosyalist enternasyonel de  filistin davasıyla türkiye’deki terörist örgütü aynı bildiriye imza attı. Biz ne zaman tel Aviv’e eleştiri getirsek cevabını ordan değil CHP genel müdüründen aldık. Malum monşer cumhurbaşkanı adayı tarafsız olmak gerektiğini söyledi. O da efendisinin gözüne girmeye çalışıyor, hale bak. Bunlar da tarih şuuru yok. Ecdadın hatırasına saygı yok. Biz yarın mahşerde elimle dilimle kalbimle yapılması gerekeni yaptım demenin huzuru içinde olmak istiyoruz.

Buradan ben İsrail halkına da sesleniyorum. Devletlerinin bu katliamına artık itiraz etsinler. İsrail halkı bahanelerle yapılan saldırının ne kadar orantısız olduğunu artık görsün. Böyle bir politikayla, efendim Hamas bomba attı.. bomba attı da kaç kişi öldü? Ölen yok, nasıl oluyor bu iş. Ama siz 200 kişyi öldürdünüz bine yakın yaralı var. ve tamimiyle Gazze’yi yine yerle yeksan hale getirdiniz. Dile kolay 400 ton bomba yağdırıyorsun. Şu anda 500 ton olmuştur. Böyle bir politikayla İsrail halkı hiçbir zaman refaha kavuşamaz.

 

‘Derhal kaldırılmasını istiyoruz’

 

Suriye devleti bilsin ki, Filistin’de çocuklar katledildikçe ilişkilerimizin normalleşmesi asla mümkün değildir. Biz Mavi Marmara olayı olduğu zaman ne dedik? Önce özür dedik, dilediler. Tazminat dedik, belli bir yere geldiler. Üçüncü madde de ambargonun kaldırılmasıydı. İmzalamak üzereyiz dediklerinde de aynı oyunu yaptılar. Bunu Olmert zamanında da yaptılar. Şimdi de yine Batı Şeria’da başlayan olayı Gazze’ye götürdüler. Ateşkes yetmez, Gazze’ye uygulanan insanlık dışı ambargonun derhal kaldırılmasını istiyoruz.

Ey Amerika, sen bize hep şunu söyledin. İki devletle bir Filistin dedin. Ne oluyor? Bunu hep söyledin. Ben sayın Bush’la da masaya oturduğumuz zaman bu ifadeler kullanılmıştır, şu anda yine aynı ifadeler kullanılmıştır. Uygulamaya gelince maalesef.

Bir kez daha Filistinli kardeşlerime sesleniyorum. Asla yalnız değilsiniz, asla yalnız olmayacaksınız. Biz insani yardımlar konusunda yardımlarımızı sürdürüyoruz. Yaraları sarmak için kanı durdurmak için yanınızda olmaya devam edeceğiz. Biz Kudüs’te buraya bilmem ne ödülü takmak için bu mücadeleyi yapmıyoruz, bizim derdimiz sadece Allah rızasını tahsil içindir.