Politika

Başbakan Erdoğan, ABD ziyareti dönüşü konuştu

Başbakan Erdoğan havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtladı

21 Mayıs 2013 17:40

5 gündür ABD'de bulunan Başbakan Erdoğan, ziyaret dönüşü havaalanında ziyaretinin içeriğini anlattı, ardından da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İşte Erdoğan'ın açıklamaları:

-ABD'deyken seçimlerle ilgili açıklamalarınız oldu. Hüseyin Çelik de 3+8+11 formülünü bizlerle paylaştı. Bununla ilgili ne diyecekesiniz?

Genel Başkan Yardımcım'ın yapmış olduğu açıklamadaki tarihleri neye dayalı bilmiyorum. Amerika'da yazılı ve görsel medyanın genel yayın yönetmenleriyle yaptığımız sohbette sorulan soru üzerine "3 seçim olabilir" dedim. Bu yeni anayasayla ilgili olabilir, cumhurbaşkanlığı zaten gündemde, belli; yerel seçimin de tarihi belli, ama yeni anayasayla ilgili bir değişiklik söz konusu olması halinde bir referandum açılabilir.

Reyhanlı ile alakalı 18 gözaltının 12'si tutuklu. Bunların içerisinde şu anda ilk kanaatlere bakılırsa fail olma ihtimalleri çok yüksek. Şu anda yargı kanaatini açıklamadığı sürece bu konuda "şu şudur" diyemeyiz. Yargı açıkladığı zaman "fail budur" deriz. İtirafları üzerinden bazı kanaatler oluşmuş durumda. Temennim odur ki bir an önce bunun diğer bağlantıları da ortaya çıksın, çünkü kesin başka bağlanlatılar var.

Anayasada bazı değişiklikler öngören adımlar atılabilir. ama burada da 2 yol var. Biri 330'dur, diğeri de dayanışmaya gidecek muhalefet partisidir. Onlar da sıcak bakmadığına göre, o zaman sadece şu olabilir: Onlar kendileri milletvekilleri odaya kilitlemezse o zaman biz tasarıyı parlamentoya sunabiliriz. Bizim sunduğumuz tasarı gerek kendi milletvekillerimiz gerekse muhalefet partilerinin milletvekillerinin serbest bırakılması halinde referandum yolu açabiliriz. Halkımızdan "evet" oyu alacağımıza yönelik inancımız büyük. Böyle bir adımı atabiliriz, ama önümüz açık. Şimdilik işimize bakalım.

-Suriye konusunda ziyaret sonrası hangi noktaya gelindi?

Bunu daha çok uygulamada göreceğiz ve bu konuyla ilgili olarak da bir çalışmanın içindeyiz. Bizim çalışmamız ağırıklı olarak lojistik destek istikametinde olmuştur, bu destek sürecek, ama bu lojistik destekte dahi tabii ki dünyanın buna seyirci kalması doğru değil. ABD gibi ülkelerin bu desteğe sahip çıkması muhalifleri daha da güçlü hale getirecektir. Bundan dolayı isabetli bir ziyaret oldu.

Numan Kurtulmuş sorusu:

Cumhurbaşkanlığa benim geçip Numan Kurtulmuş'un AK Parti'nin başına geçeceği konusu sağır duymaz uydurur. Partimizin yetkili kurumları nasıl bir karar verirse o yönde adım atılır. Partimizle dertlenmeyenlerin bu açıklamaları durgun suyu bulandırmaktan başka bir şeye yaramaz. Partimiz yaptığı görevlendirmeyle de hep başarılı olmuştur.

-ABD ziyeretiniz boyunca çizginizin Obama'ya kaydığı konuşuldu burada. ABD, Suriye konusunda Türkiye'yi yalnız mı bıraktı?

Benim başbakanlık sürem 10.5 yıl oldu, siyasette de 40 yılı aşkın bir sürem var ve çizgimizi hiç bozmadık. Bu tür yaklaşımlarda bulunanlar benim çizgimi doğru tespit etmeli.

Türkiye'nin muhalif güçlere lojistik destek vermesini dış destek olarak lanse etmesi Suriye'nin savaşa katılması konusunda aynı yorumu yapmıyor. Şu anda bizzat bunlar silahlı güçler olarak savaşıyorlar. Suriye'nin içinde hangi örgütler var? Medyanın bunu açıklaması lazım. Türkiye'nin orada bir silahlı gücü varsa bunu açıklasınlar.

-PKK'lıların geri çekilmesi ve tarih vermesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tarih olayını yanlış buluyorum. "Şu tarihte çekiliyoruz, şu yoldan çekiliyoruz" bu tür açıklamalar bu uygulamanın ne denli yanlış olabileceğinin itirafıdır. Nereden girdiyseler oradan çıkarlar. Bunlar güvenlik güçlerimize yönelik speküslasyondur. Böyle bir tuzağa düşmeyiz.

Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısındaki sözleri için:

Ben Kılıçdaroğlu'na cevap vermeyeceğim. Ona avukatlarım vasıtasıyla hesaplaşacağım. Şu anda arıyorum avukatlarımı, çünkü Türkiye'nin Başbakanlığını yapan bir insana bu ülkede hiç kimse katil sıfatını yakıştıramaz. Abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. DHKP-C örgütünün yandaşlarını savunan, onlarla ilgili "ben de üye olurum" diyen kişi ben değilim ki, Kılıçdaroğlu'nun kendisidir. Bu adam kalkmış bu tür hakaretlerde bulunuyor, tamamiyle şrazesinden çıktı. Avrupa'ya gidiyor bizi şkayet eder, ve Swoboda randevuyu iptal ediyor. Ben iptal ettim diyor, yine dürüst davranmıyor. Böyle bir insanın bu tür açıklamalarını kaale almak Türkiye'ye zaman kaybettirmektir. Türkiye'de böyle bir muhalefet olmamalıydı, çünkü güçlü muhaleftele ülkeler kazanır, dilerim güçlü bir muhalefetle daha da güçleniriz.