Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Suriye sınırını aç" diyen Birleşmiş Milletleri eleştirerek, "Rusya'ya dur demeyenlerin sınırı açın demesi ikiyüzlülük" dedi. Davutoğlu, PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini söyleyen ABD'nin açıklamalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, PYD'nin terör örgütü olmadığını savunmanın samimiyetsizlik olduğunu savundu. Davutoğlu, "Tutumlarının netleşmesini beklemek bizim hakkımızdır" diye konuştu.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte Hollanda'da ortak basın açıklaması yapan Başbakan Davutoğlu, "PYD rejimi ile Rusya ile işbirliği yaparak açık etnik kıyım yapıyor" dedi.
Başbakan Rutte'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Mülteci akımını durdurmamız gerekiyor. Eksperlerimiz önümüzdeki günlerde Yunanistan ve Almanya'da bir araya gelip sıkıntıları konuşacaklar. Davutoğlu'na Merkel'e yaptıkları çağrıya destek verdiklerini söyledik. Hollanda gerekli yerde destek vermeye hazırdır. Hem bölgede, hem sınırların güçlendirilmesi, hem de ortak çalışmalar konusunda göçmenlerin sığınmasını sağlamak ve bunların Avrupa'da ortak dağılımını içeren bir paket. Son günlerde bu rakamların azalmakta olduğunu görüyoruz. Bundan bir hafta önce binlerce göçmen gelirken, şimdi yüzlerce geliyor. Bu son dönemde yapılan çalışmaların sonucudur. Sahte Schengen vizelerine de karşıyız. Önümüzdeki günlerde Sayın Davutoğlu ile yine bir araya gelip, ortaklığımızı geliştirmek için çalışmalar yapacağız.”
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
"Son üç hafta içinde üçüncü görüşmemiz. Önümüzdeki hafta da Brüksel'de görüşeceğiz. Son dönemde bu kadar yoğun görüşmemizin çok boyutlu bir yönü de AB Dönem Başkanı olmasından dolayı. Davos'ta bir araya geldiğimizde hükümet arası zirve başlatılması kararı almıştı. Gelecek sonbaharda Sayın Başbakanı Türkiye'de ağırlayıp, burada düzenleyeceğiz.
Türkiye-Hollanda ilişkileri köklü bir dostluktur. Siyasi ilişkiler ve ekonomik ilişkiler mükemmeldir. Hollanda 21 milyar dolarla, Türkiye en çok yatırımcı bulunduran ülkelerden biridir. Bugün ikili ilişkiler yanında Türkiye-AB sürecini ve Türkiye-AB ortak eylem planını ele aldık. Suriye mülteciler konusunu da görüştük.
"Suriyeli mülteciler sadece Türkiye'nin yüklenmesi gereken bir sorun olarak algılandı"
Son 4 yıldır Suriye konusu genelde bir Ortadoğu meselesi olarak görüldü. Suriyeli mülteciler de sadece Türkiye'nin yüklenmesi gereken bir sorun olarak algılandı. Mülteciler konusunu tek bir ülkenin taşıyacağı bir konu olmadığı, insani bir mücadele gerektiği farkındalığı gelişti. İnsani trajediye karşı hep birlikte davranma sorumluluğumuz var. 29 Kasım'da mutabık kaldığımız pek çok konuyu hayata geçiriyoruz.
Sayın Merkel'le mutabık kaldığımız eylem planına destek verdikleri için teşekkür ediyorum. Türkiye-Hollanda-Almanya çaba sarf edecekler. Birlikte bu mülteci akınının durması önem taşıyor. Son bir haftadır Halep'e yönelik insafsızca bir hava bombardımanı var. Bu Cenevre'de toplanan konferansın hedeflerine de aykırı. Suriyeli kardeşlerimizle ilgili görüşmeler yaptık. Bu Suriye vatandaşlarının, Suriye sınırı içinde ağırlanabilmesi ve Türkiye'ye gelenlerin de külfet paylaşımını ele aldık. Mültecilerin yollarda hayatını kaybetmesine karşı çaba göstereceğiz.
Türkiye-Hollanda dostluğu kıymetlidir. Mayıs ayında Türkiye'de düzenlenecek ilk insani zirveye davet ettim. Misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum."
Soru-Cevap:
Rutte: Kıbrıs durumundan ümitliyiz. Şu anda adım adım gelişme sağlanmakta. Biz de dönem başkanı olarak yakından takip ediyoruz. Kıbrıs'ta şu anda pozitif gelişmeler var, bunun önümüzde nasıl şekil alacağını göreceğiz.
3 milyar euroluk yardım konusunda yapılan anlaşmalara sadık kalmayı düşünüyoruz. Somut projeler gelişmekte. Vize konusunda Türkiye ile ilgili olan planlarda hem ülke hem AB olarak sadık kalmayı düşünüyoruz.
Davutoğlu: Bu zirve sadece mülteciler ile ilgili değil, AB ilişkilerini tekrar canlandırma fikrini taşıyordu. Biri düzenli zirveler yapılması, diğeri Schengen uygulaması ve gümrük birliğinin iyileştirilmesi iyi seyrediyor. Yeni fasılların açılması önündeki blokajların kaldırıması için çalışıyoruz. 23. ve 24. fasılların açılması için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin blokajlarının kaldırılması gerekiyor. Hollanda dönem başkanlığında birkaç fasılı açabiliriz.
"Sınırları açın demek ikiyüzlülüktür"
Türkiye-Suriye sınırı hiçbir zaman kapanmamıştır. Modern dönemde yapılmayan bir fedakarlığı yaparak sınırları açık tuttuk ve 2 milyonu aşkın kardeşimize evsahipliği yapıyoruz. Suriye'deki krizin çözümü için kılını dahi kıpırdatmayanların, bu mülteci akınına ve Rus bombardımanına yeter diyemeyenlerin de Türkiye'ye sınırlarını aç demek ikiyüzlülüktür. Ders ve nasihata ihtiyacımız yok. Şu anda 60 bin Suriyeliye her türlü imkanı sağlarken kimseye sormuyoruz. 9 sivil kampımız Ruslar tarafından bombalandı. Yeni bir kamp kuruyoruz. İnsani lojistik koridor da bu barbar güçler tarafından kapatıldı. Halep'in içinde Türkiye'ye gelme fırsatı bulamayan Suriyeliler de açlıkla karşı karşıya kalacak. Türkiye sorumluluğunun gereğini yapıyor.
Rutte: Hollanda bu konuda tam desteğini vermektedir. Rusya'nın bu konuda hesap vermesi konusunda destek veriyoruz. Türkiye 2,6 milyon Suriyeli göçmene yer vermiştir. İnsani krize karşı verdiği tepkiyi saygıyla karşılıyoruz. Bu probleme yardımcı olma konusunda istekliyiz, bilfiil yardımcı olmayı düşünüyoruz. Türkiye'ye ders vermek olmaz.
Davutoğlu: Mültecileri hepimiz kabul edeceğiz. Bu saldırıların hedefi etnik temizliktir. Orada olanlar hava bombardımanı, kaçanlar da sadece rejim yanlılarının kalması konusunda, diğerlerinin etnik temizliğe uğraması yönünde bir kıyım sürüyor. Mültecileri kabul edeceğiz ama herkes Suriye'nin ve Türkiye'nin demografik yapısı konusunda herkes aynı ölçüde dikkatli davranmalıdır.
"Mültecileri Avrupa'da eşit dağıtamıyoruz"
Rutte: 3 milyar konusunun çok ağır yürüdüğünü biliyorum. Bu karmaşık, ağır karar alma mekanizmasından kaynaklanıyor. 3 milyar hazır ve bunu Türkiye'deki projelere harcıyacağız. 160 bin mültecinin AB içinde dağıtılması konusu; bunları İtalya ve Yunanistan'da kamplara dağıtılması gerekli. Eşit dağıtma sistemini yerine getiremiyoruz. İlk istasyonlar kurulmalı. 160 bin insan zaten AB içine dağılmış şekilde.
"3 milyar Euro mültecilere harcanacak"
Davutoğlu: Türkiye-AB eylem planında gündeme gelen 3 milyar euro Türkiye'ye yapılan yardım değil, Suriyelilere yapılan yardımdır. Türkiye 3 milyar euro ile mülteci pazarlığı yapacak insanlıktan uzak bir ülke değildir. 3 milyar euro mültecilerin ortaya çıkardığı ekonomik maliyetin paylaşımı için Türkiye'ye yapılan tekliftir. Bu para mülteciler için kullanılacaktır. Siyasi hesaplara dayalı bir yardım değildir. 3 milyar euro Suriye krizi bağlamında şu ana kadar biz zaten 280 bin mülteci için 10 milyar dolar ödedik. Bunların dışındakiler için de 20-25 milyar dolar değişik hesaplarla ortaya çıkmaktadır.
"Yardımı 1 yıl için müzakere ettik"
3 milyar euro bölgede onlarca okula imkân sağlayacak ve Suriyeli öğrenciler kendi öğretmenleri ile eğitim alacaklar. Böyle bir yardımla mülteci sorunu karşılanıyor dersek olmaz. İhtiyaç hissedildiğinde tekrar görüşmeler yapılacaktır. 1 yıllık ilk aşamada verilen yardım olarak müzakere edilmiştir. Mültecilere yardımcı olmak, insan kaçakçılarına karşı birlikte hareket edip düzenli göçü sağlamak.
Rutte: Bu çalışma modelini, nasıl ortadan kaldırabiliriz konusu. Yarından itibaren Yunanistan'da nasıl davranılacak bunu somut hale getirmeye çalışıyoruz. Mülteciler konusunda hangi ihtiyaçlar olduğunu değerlendireceğiz. Türkiye güvenilir ülke olarak çalışmalarını sürdürüyor. Ekonomik amaçlarla kaçan botlara binen insanları caydırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Rutte: Rusya'nın Suriye'deki hareketleri konusunda koordinasyon halindeyiz.
Davutoğlu: Terör insanlığa karşı büyük bir suçtur. Terör kadar tehlikeli bir konu da terör örgütlerini ayırmaktır. Teröre karşı ortak tavır almazsak, bütün terör örgütlerine yardım etmiş gibi oluruz. PKK herkes için bir terör örgütüdür. Türkiye, temmuz ayından bu yana 250'yi aşkın asker ve polisin katledilmesine yol açan terör eylemleri gerçekleştirmiştir. Eğitimini Kandil'de alan PYD terör örgütü mü değil mi? Birisi PKK terör örgütüdür ama YPG terör örgütüdür değil diyorsa, bu istihbaratlara karşı bir samimiyet testi yaparız.
"ABD'nin tutumunun netleşmesini beklemek hakkımız"
Türkiye 11 Eylül'de ABD'nin yanında yer aldı. Bizim için açık ve tehdit mahiyeti taşıyan YPG'nin terör örgütü olmadığı tezini savunmak, terörle mücadeleye darbe anlamına gelir. ABD'nin tutumunun netleşmesini beklemek bizim hakkımızdır. Mazur görülen terör örgütleri daha sonra başka ülkelere de zarar verirler. PYD daha önce Esad'la işbirliği yapmıştır, şimdi de Rusya ile işbirliği yapmaktadır. Savaş suçu işlemektedir belgeler ortadadır. Bizim de müttefiğimizden açık ve net tavır beklememiz hakkımızdır. Teröre Suriye'den destek geliyorsa ki geliyor, Irak'a karşı aldığımız tedbirleri Suriye'ye karşı da alırız. DAEŞ mevzilerini nasıl vurduysak Türkiye'ye zarar veren her terör örgütüne aynı muameleyi gösteririz ve dostlarımızdan aynı şeyi bekleriz.