AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Diyarbakır mitinginde konuştu. Miting alanındaki partililer, "Ahmet Serok" diye tazahürat yaptı. Davutoğlu da bu tezahüratlara "Birileri beğenmese de ben serok demenizi beğeniyorum" karşılığını verdi.
Davutoğlu, "Bu halk serhildan gibi zırvalara prim vermedi ve asla vermeyecek. Hiçbir şehir ve ilçe 23 Temmuz'dan beri yürüttüğümüz operasyonlarda sokağa çıkmadı. Artık Kürtler savaşmak istemiyor. Huzur istiyor velhasıl terör istemiyor" dedi.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Bu mitingin tarihini belirlerken özellikle dedim ki, Diyarbakır'a özel bir günde gitmek istiyorum. Özellikle böyle anlamlı bir günde gelmek istedim. Cumhuriyet Bayramı'nın en anlamlı olduğu şehirlerin başında Diyarbakır gelir.
"Hepsi hesap verecekler"
Kardeşi kardeşe düşman kılanlar, ister PKK olsun, ister DAEŞ olsun, ister DHKP-C olsun, hepsi kahrolacaklar. Sizin iradeniz sayenizde kahrolacaklar. Hepsi hesap verecekler. Gittiğim her yerden sizlere selam getirdim. Biz ne kadar Konyalıysak, o kadar Diyarbakırlıyız. Bizi tarih boyunca hiçbir güç koparamadı, koparamayacak. Huzurumuza kast eden kim olursa olsun, adalete hesap verecekler. Bu zor günleri hep beraber geçeceğiz, bu ülkede hiçbir yara açıkta kalmayacak. Nusaybin'de Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı'nı kalleşçe öldürenler mutlaka hesap verecekler.
Avrupa'da Hazreti Peygamber'e hakaret eden bir karikatür çıktığında milyonlarca Diyarbakırlı meydanlara çıkmıştı. Şimdi bunlar Danimarkalı karikatürden bile daha kalleşçe bir karikatür yayınladı. Diyarbakırlılar susacak mısınız ? Diyarbakır'ı bunlara bırakacak mısınız ?
"Devlete katil diyen Demirtaş, Medeni kardeşimizin katillerine katil diyemiyor"
Bu terör saldırıları karşısında biz her zaman başımız dik durduk. HDP'ye, CHP'ye saldırı olduğunda da hep kınadık. Dün kardeşimiz şehit edildi, ne CHP'den bir taziye var, ne MHP'den ne de CHP'den var. Her fırsatta devlete katil diyen Demirtaş, dönüp de Medeni kardeşimizin katillerine katil diyemiyor. Biz nasıl her saldırı karşısında, bu saldırıları kınadıysak, onlar da kınasınlar. Eğer kendilerine yapılırsa hemen mağdur durumunda istismar ederler. Bu ülkenin istikbali için hep birlikte mücadele edeceğiz.
"Hepsi eski Türkiye’nin acımasız baskılarına maruz kaldı"
Her alanda yapılan atılımlarla beraber sizlerle beraber bir devrim gerçekleştirdik. Bütün dünyaya borç veren, mazlumlara sahip veren bir devlet haline geldik. Avrupa’nın en büyük 6, dünyanın en büyük 17’nci büyük ekonomisi olduk.
Şimdi gelirken gördüm, Diyarbekir’e de Türkiye’nin en güzel havalimanını terminalini yaptık. Tek tek anlatsam vakit yetmez. Biliyorum, siz bunları dinlemekten mutlu olursunuz ama bunlara şahitlik ettiniz. Yalnızca ekonominin değil, demokrasinin ve geçmişten gelen yanlışların telafisine çalıştık. Ne zulümler yaşandığını en iyi siz bilirsiniz. Türküler yasaktı, şarkılar yasaktı. O Türkiye’de kitaplar yasaktı. Üniversiteye girişte katsayı zulmü vardı, başörtüsü yasağı vardı. İnsanımız büyük bedeller ödedi. AK Parti’den önce faili meçhuller, yakılan köyler vardı. Hep yasaklarla karşılaştılar. Hepsi eski Türkiye’nin acımasız baskılarına maruz kaldı.
'Ahmet Serok' tezahüratları...
Biz bu ülkede zulmü birlikte gördük, acıyı beraber yaşadık. Omuz omuza verdik, onlara karşı biz AK Parti iktidarını kurduk. AK Parti iktidarı bütün bu zulümlere son verdi. Cesaretle, kararlılıkla yola çıktık. 13 yıl boyunca eski Türkiye’nin kirli izlerini silme mücadelesi verdik.
Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi sandıklara oy diye atacak mıyız? 1 Kasım’da AK Parti tek başına iş başına diyecek misiniz?
İlk günkü aşkla haydi bismillah. Aşkımız bitmez. Diyarbekir’e aşkımız bitmez. ('Serok Ahmet' tezahüratları) Birileri beğenmese de ben serok demenizi çok beğeniyorum. Bizim için aziz şehitlerimizin anneleri ki kimisi Türktür, kimisi Kürttür. Çocukları kaçırılan, Ankara’ya yürüyen Diyarbekir anneleri hepsi azizdir. Türk Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir.
Kandil’den de duysunlar. Türk Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir. Ne güzelsiniz gençler, şehitler ölmez, vatan bölünmez. Bazen Diyarbakır’da bir mitingde, bazen Suruç’ta toplantıda, Ankara’da yürüyüşte ortaya çıkıyorlar, çirkin yüzlerini gösteriyorlar. Tüm hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet diliyorum. Bizim için her can kıymetlidir. İster DEAŞ, ister DHKP-C, ister PKK yapsın. Bu terör odakları perde arkasında işbirliği yaparlar. 20 Temmuz’da DEAŞ harekete geçti. Aynı gün Adıyaman’da PKK harekete geçti. 2 gün sonra Ceylanpınar’da aynen dün Medeni kardeşimizi şehit ettikleri iki polisimizi alçakça öldürdüler. Ambulanslara mayın döşeyenlerden insani bir anlayış çıkar mı? Yolları kesip mayın döşeyenler, can veren asker, polis, sivil, Türk, Kürt, Sünni, Alevi vatandaşlarımızı katledenler insani bir bakış açısı yakalayabilirler mi? Ama başarıya ulaşamayacaklar çünkü siz katilleri, canileri, terör örgütlerini çok iyi tanıyorsunuz. Kim olduklarını, ne yapmak istediklerini biliyorsunuz. Bu millete kast eden, mazlumun ahını alan, kötülük yapan herkes yalnız kalmaya mahkumdur. Siz bakmayın felaket tellallarına bacılar. Çocuklarımızı dağa kaldıran, canlı bomba yapan cinayet şebekelerinden hesap soracağınızdan eminim. Siz de şundan emin olun, Türk’ün olduğu kadar Kürt’ün Arap’ın, Sünni’nin olduğu kadar Alevi’nin devleti olan Türkiye Cumhuriyeti sizlerin namusunu, onurunu, huzurunu koruyacaktır.
"Biz Türk’ün teriyle Kürt’ün terini buluşturmaya geldik"
Biz Diyabekir’in üzerine doğunun, güneydoğunun üzerine ölü toprağı serpilmesine izin vermeyiz. Geldiğimiz yerden bütün bu ölü topraklarını kaldırmadan hiçbir yere gitmeyeceğiz. Şam’ın, Musul’un, Haseke’nin, Halep’in, Kudüs’ün üzerinden ölü toprağını kaldırmaya geliyoruz. Cumhurbaşkanımızın 2005’te yaptığı tarihi konuşmadan bu yana bütün gelişmeleri biliyorsunuz. 2005’ten bu yana 10 yıl içinde AK Parti kadrolarının hakkınıza, hukukunuza sahip çıktığına şahitlik eder misiniz? Türk’ü Kürt’ten ayırdık mı, onuruna dil uzattık mı? Biz sizlerle beraber öylesine demokratik, barışçıl bir Türkiye’yi gerçekleştireceğiz ki herkes birbirine saygı duyacak. Anaların ağlamadığı, dağlarda çiçeklerin açtığı, beyaz güvercinleri göklere gönderdiğimiz, silahların değil halay seslerinin, Grup Tillo’nun türkülerinin yankılandığı yeni Türkiye’ye var mısınız? Dimdik durmaya var mısınız? İzmir’i Van’a, Hakkari’yi Edirne’ye kardeş kılmaya var mısınız?
Bu cana, tene olsa da Allah şahittir ki bir an bile kardeşlik yolundan ayrılmayacağız. Bize dediler ki, “Risk olur, benzer saldırılar olabilir mi?” Dedik ki “Son nefesi Diyarbekir’lilerle vermek mukadderse biz ancak şeref duyarız.” Siz o kadar mukaddes insanlarsınız ki, sizin mayanız peygamber mayası Diyarbekirliler. 2010’da hiç unutmam, bakandım o zaman. Çok terlemiştim namazda, hutbe okunurken, şöyle bir mendilimi aradım. Daha elimi attığım anda kendi mendilini uzattı. “Sayın bakanım, hiç kullanmadım.” “Ey kardeşim, keşke bütün terini silseydin de bu mendilde buluşsaydı.” Biz Türk’ün teriyle Kürt’ün teriyle buluşturmaya geldik.
'Serhildan gibi zırvalara...'
TBMM'de her türlü fikir temsil ediliyor bunlar ne istiyor ki silaha sarılıyor. O gencecik çocukları dağa kaldırdığı şartlandırıp Türk, Kürt, Araplara saldırtanlar katillerin ta kendileridir. Türkiye'de her şey konuşulurken silaha sarılmak olur mu? Kimse namlu doğrultmasın o namluyu kırarız, dağları temizleriz. Bu halk geleceğini hendekte değil sandıkta arıyor. Bu halk serhildan gibi zırvalara pirim vermedi ve asla vermeyecek. Hiçbir şehir ve ilçe 23 Temmuz'dan beri yürüttüğümüz operasyonlarda sokağa çıkmadı. Artık Kürtler savaşmak istemiyor. Huzur istiyor velhasıl terör istemiyor.