Gündem

Davutoğlu'na göre; 31 gazetecinin tutuklu olduğu Türkiye'de basın özgürlüğü sonuna kadar yaşanıyor!

Başbakan Davutoğlu, 10 maddelik master planın adını "Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı" ilan etti

09 Şubat 2016 13:50

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 31 gazetecinin tutuklu olduğu "Türkiye'nin basın özgürlüğünün sonuna kadar yaşandığı bir ülke olduğunu" savundu. "Basından beklentimiz aynı geminin içinde olduğu gerçeğini de bilmeleridir" diyen Davutoğlu, "Herkes işini yapacak, herkes hukuk ve halk önünde hesap vermeye hazır olacak" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, çatışmalar nedeniyle Halep'ten Türkiye'ye başlayan yeni göç dalgalarına ilişkin olarak, Halep yanıyor, dünya seyrediyor. Bir taraftan Cenevre'de barış için toplantılar yapılırken, diğer taraftan Rus savaş uçakları Halep'i bombalıyor. Dünya onları terk etse de biz onlara sahip çıkacağız" dedi. Davutoğlu, çözüm sürecinin geleceğine ilişkin Mardin'de açıkladığı 10 maddelik master planın adını "Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı" olarak ilan ettiğini açıkladı. Davutoğlu, yeni düzenleme kapsamında "teröre destek vermiş kamu personelinin kamudaki görevine son verileceğini" belirtti.

"Rusya'nın terörle hiç ilgisi olmayan sivil hedefleri vurduğunu" öne süren Davutoğlu, "Elimizde bütün hepsinin belgesi var. Her bir bombanın düştüğü yerin bilgisi elimizde ve bunu ABD de biliyor. Suriye'yi, Bayırbucak'ı kan gölüne çevirenler bu yaptıklarının hesabını verecekler" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, AKP grup toplantısında partililere hitap etti.

Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Herkes rakamlardan bahserdeken ben Suriyeli kardeşlerimize olan sevgimizden bahsettim. Göçmen ve mülteci karşıtı bir tavır olmadı. Bütün vilayetlerimiz mültecilere kapılarını açtı. Bizim bütçemiz dünyadaki bütçelerden daha büyükdür. Gönül zenginliğinden dolayı milletimizle gurur duyuyoruz. 

 

"Halep yanıyor, dünya seyrediyor"

 

Bu zalim rejim güçleri bombalarla halkın üzerine geldi, halk teslim olmadı. Arkasından yetmedi, Hizbullah milisleri geldi. Sonra Rusya bütün gücüyle yüklendi. Düşünün Halep halkı, rejim, İran ve Rusya'nın ağır saldırılarına rağmen direniyor. İnsanlık 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana böyle zulüm görmedi.

Halep yanıyor ve dünya seyrediyor. Biz şanlı Halep'e sahip çıkacağız. Bugün Rus uçaklarının bombaları altında Rabb'ine sığınan Halep halkı umutsuz olmasın. Bizim için Halep, gazi, şanlı ve kahraman Halep'tir. Gün gelecek bu zulüm bitecek. Dünya onları terk etse de...

Geçen gün Mardin'de yaptığım konuşmada bir hususa dikkati çekmiştim. Muhalefet partileri de dahil herkes elini vicdanına koysun. Bayırbucak Türkmenleri zorda kalınca Türkiye'ye sığındılar. Şimdi Halep'liler, İdlib Arapları yine sığınacak bir yer aradıklarında Türkiye'ye gelecekler. Türkiye Haleplilerin yanındadır. Eğer Türkiye koalisyona gitseydi ya da bir takım güç kullanamayanların elinde olsaydı bu insanlar nereye gidecekti? Hangi mazlum millet varsa, biz onun yanındayız. Askeri harekatın bu yoğunlukla devam etmesi halinde 70 bin göçmenin Türkiye'ye gelmee ihtimali var. 

 

"Rusya'nın bombaladığı
yerlerin bilgisi elimizde"

 

Suriye'de adil bir barışın olması için artık çok fazla vaktimiz yok. Rusya terörle hiç ilgisi olmayan sivil hedefleri vurdu. Elimizde bütün hepsinin belgesi var. Her bir bombanın düştüğü yerin bilgisi elimizde ve bunu ABD de biliyor. Suriye'yi, Bayırbucak'ı kan gölüne çevirenler bu yaptıklarının hesabını verecekler.

Londra'da görüştüğüm isimlerden biri Sayın Merkel'di. Sayın Merkel dün de Türkiye'ye geldi ve kendisini ağırladık. Avrupa'da sığınmacı konusunda baskı hisseden 2 ülke varsa biri Almanya diğeri de Türkiye'dir. Bütün devletler, bütün aydınlar, bütün yazarlar, insanlık sınavından geçiyor. Almanya ile geliştirdiğimiz bu iş birliğinin bütün ülkelere örnek olması gerekiyor. 

 

"Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı"

 

Bakanlar Kurulu'nun ardında, geçtiğimiz hafta işadamları ve oda temsilcileri ile bir araya geldik. Salı günü kanaat önderleri ile istişareler yaptık. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nı yaptık. Sivil toplamdan gelen bilgiler ışığında mülki amirlerle bir araya geldik. Tek tek bütün il ve ilçeleri masaya yatırdık. Biz halkımıza şefkatle, terör örgütüne de kudretle davranmaya devam edeceğiz. Bu tavrımız asla değişmeyecektir. Bununla birlikte terör örgütlerine ayrıma gitmeden mücadeleye devam ediyoruz. 

Her hafta sonu bir başka şehirde geçireceğimi ifade etmiştim. Her hafta sonu bir doğu şehrinde, bir de başka şehri ziyaret edeceğiz.

Kardeşlik buluşmaları çerçevesinde Mardinlilerle buluştuk. Mardin'de devletin yanlarında olduğunu gösteren destek planımızı açıkladık. Hazırladığımız eylem planının adını Birlik, Demokrasi ve Huzur Planı olarak ilan ediyorum. Açıkladığımız paket sadece güvenlik paketi değil, huzur ve demokrasi paketidir. Bu adımlar yaraların sarılması, yıkılanın yapılması için yapılıyor. 

Çalışma talimatını verdik. Bakanlar Kurulu'na bu planlar sunuldu. Planın özünü MGK'da da Sayın Cumhurbaşkanımıza da sunduk. Çok kapsamlı bir çalışma planımız var. Bu çok yönlü bir hazırlığın ürünüdür. Zihninde şüphe olanların şüphesi dağılması için bunları tekrarlıyorum.

1. Psikolojik unsur: Halk ve devletin birbirini anlamasıdır. İhtilaflar bertaraf edilecek, hiçbir uçuruma izin verilmeyecektir. Milletin vicdanı ile devletin aklını buluşturmaktır. Alparslan'ın ordusunda nasıl bir ve berabersek, Selahattin'in ordusunda nasıl bir ve berabersek, Yavuz Sultan Selim'in ordusunda bir ve berabersek ve nasıl ordular düşmanlara karşı zafer kazanmışsa, AK Parti hareketinin temeli birleştirici anlayışı kurmaktır. Nasıl Moğollar, Haçlılar, sömürgecilik dirençle karşılanmışsa, zafer vahdet, birlik için yola çıkanların olacatır. Ortadoğu'yu parçalayanlar, ülkemizi parçalayamayacaktır. Bunların hesabı şuydu: Kulaklarına fısıldanan planlarla bölgeyi bölmeyece çalışacaklardı. Tarihi şuuruna güvendiğimiz bölge halkı bunlara yüz vermedi ve devleti ile milletinin yanında yer aldı.

2. Kamu düzeninin sağlanması: Kim tehdit ederse etsin, durdurulacak ve engellenecektir. Teröriste kudret, halka da şefkatle muamele edeceğiz. Dün Merkel'le toplantıda bir gazetecinin sorusuna muhatap olduk. Türkiye'yi itham eden bir anlayış gibiydi. Herkes istediğini söyleyebilir, özgür bir ülke ama hak ettiği cevabı da alır. Dün söylediğim gibi Paris saldırısından sonra Hollande Fransa ordusunu göreve çağırmıştır, Türkiye'de de vatandaşın canına, malına tehdit olduğunda aynı önlemi alırız. Demokrasilerin olmazsa olmaz, bütün toplumun asgari şartı kamu düzenidir. Bu sağlanacak. Bunun sağlanması için ne gerekiyorsa yapılacak; tek bir silah kalmayana kadar da bu mücadelemiz devam edecek. Patlayıcıların imhası için gereken yapılacak, sınırların takip sistemi güçlendirilecek, güvenlik noktaları artırılacak. Silopi temizlendi, her türlü güvenlik önlemi alınacak ve bir daha yaşanmaması için gereken yapılacak. Güvenlik güçlerinin donanımı sağlanacak. Korucu sayısı artırılacak. Her türlü yasal düzenleme yapılacak.

3. Demokratik reform süreci: Başta anayasa olmak üzere demokratik reform süreci yapılacak. 90'lı yıllara dönmeyi isteyenler akamete uğratılacak. Vatandaşlarımızın demokratik taleplerinin terör örgütleri tarafından örselenmesine izin verilmeyecek. Vatandaşlarımızımızın canı, malı korunacak.

4. Sosyal seferberlik: Yangının yerinde gül yetiştireceğiz. Göç eden aileler izlenerek sosyal hizmetlerin devamlılığı sağlanacak. Sığınma yardımı yapılacak. Öğrencilerin kayıpları telafi edilecek. Barınma, giyim, iaşe ihtiyaçları giderilecek. Sağlık hizmetleri için gerekli tedbirler alınacak. Gençlik, spor kaynakları genişletilecek. Yiyecek ve barınma imkanları genişletilecek. 

5. Mali ve ekonomik destekler: 13 yıl içinde ayağa kaldırdığımız bölge ekonomisini tahkim edeceğiz. Prim borçları ve yapılandırma ve taksitlendirmeler ertelenecek. Çiftçilere 0 faizli kredi verilecek. 

6. Mekanın ihyası: Bakanlıklar birlikte çalışıyor. Birçok şehirlerimizin tarihi merkezleri bütün Türkiye sathında tarihi yapıyı koruyacak şekilde düzenlenecek. Sur içinde kentsel ihya işlemi yapılacak. Altyapı hizmetleri, eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerinin verilmesi için çalışmalar hızlandırılacak. Bakanlıklar arasında koordinasyon yapılacak. Bir bakanımızı ilçelerin rehabilitasyonu için görevlendirilecek. Karayolu ve demiryolunda onarım işlemleri tamamlanacak. 

7. İletişim boyutu: Etkin bir iletişim stratejisini hayata geçireceğiz. Bu hafta sonu medya sahipleri ile bir araya geldik. Türkiye basın özgürlüğünün sonuna kadar yaşandığı demokratik bir ülkedir ve öyle kalacaktır. Basından beklentimiz aynı geminin içinde olduğu gerçeğini de bilmeleridir. Herkes işini yapacak, herkes hukuk ve halk önünde hesap vermeye hazır olacak. Yurt içi ve dışında fırsat kollayan çıkar çevreleri varken, Türkiye'nin itibarını ayakta tutacak şekilde birlikte çalışmamız gerek.

8. Yönetim yasası: Büyükşehir Yasası belediye başkanının farklı partiden olduğu bazı belediyelerde istismar edildi. Büyük hizmet aksamaları söz konusu oldu. Bunların hepsinin titizlikle takibi sağlanacak ve belediylerin yatırıma yönelmesi için tedbirler alınacak. Bu ilçelerde, bölgelerde gereken yatırımlar bakanlıklarca yapılacak ve belediye bütçesinden kesilecek. Petrol zengini bir ülke değiliz. Biz ne yaptıysak alnımızın teriyle yaptık. Milletin bu kaynaklarının har vurulup, harman savurulmasına izin vermeyiz. Yerel yönetimlerin yetkisi genişletilecek ama istismar edilmesine izin verilmeyecek. Belediyeler kanununda gereken değişiklikler yapılacak. Gübre takip sistemi kurulacak. Terörle ilişki ispatlanmış, kamu görevlilerinin ilişiği kesilecek. 657 zırhını alarak, milletin güvenliğiniz bozmaya çalışanların karşısında olacağız. Eğitim, sağlık gibi hizmetlerin yapılması için doğrudan valilikler tarafından yerine getirilecek.

9. Süreçler hızlanacak: Bugün bu sürece Birlik, Demokrasi ve Huzur süreci adını veriyoruz. Kanaat önderleri ile ilişkiler genişletilecek. Sektör temsilcilerinden oluşan koordinasyon merkezi kurulacak. Birisi çözüm süreci yürüyor diyerek, kamu düzenini aksatmayacak. Muhatap bölge halkıdır, bütün millettir. Muhatabımız elinde silah olan kim olursa olsun muhatap alınmayacaktır. Valilere, kaymakamlara, kanaat önderlerine kadar istişare meclisleri kurma talimatı verdik. Onlarla görüşeceğim, bakanlarımız onlarla görüşecek. Biz onları yönlendirmeyeceğiz, ortak kamu düzenini istişare ederek yönetecek. Elinde silah alanı muhatap almayacağız.

10. Tarihdaşlarımıza sahip çıkacağız: Vatandaş ve tarihdaşlık. Aynı tarihi paylaşmak. Bayırbucak Türkmenlerini de, Kobani halkını da aynı tarihdaş olarak görüyoruz. Bizi engellediler, mezhepçiliği, bölücülüğü yaymaya çalıştılar. Yeni dönem başlatıyoruz, Mezopotamya, Anadolu'nun kardeşliğini tesis edeceğiz. Kapsamlı bir Ortadoğu, Balkanları, Kafkaslar ruhunu harekete geçireceğiz. Bir el bizim büyük kardeşlik projemize karşı harekte geçti. Biz bu toprakların çocuğuyuz. Her zorluğa karşı küllerimizden doğmaya devam edeceğiz. Milletin özü, direnen ruhu ayakta kaldı ve AK Parti bu ruhun adıdır. Onun için kumpaslar kuruyorlar, onun için Gezi olaylarından bu yana ne badireler atlattık. Bizim öncelik vazifemiz inandığımız davayı bütün nefislerimizin üzerine çıkarmak, önce nefsimizi kurban ederek yola devam etmektir.

Ülkemizdeki huzur ve kardeşlik ortamını bozmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Terörle mücadele ederken, bu durumu sıkıntısız atlatmak için çalışıyoruz. Türkiye terörden arınacak, terörden kurtulacak. Bütün vatandaşlarımız huzura kavuşacak. Yanlış anlaşılmaları kaldıracağız.

Bütçe görüşmeleri komisyonda devam ediyor. Ekonomik güven ve istikrarın en önemli unsuru mali disiplindir. 2'şer seçim yaşanmasına rağmen mali disiplinden taviz vermedik. 2016 bütçesinde de aynı tutarlı davranışı sürdürüyoruz. Vergi bir vatandaşın devlete olan asli borcudur. Vergi, her vatandaşın kendisine yaptığı yatırımdır. Vergisini ödeyen her vatandaşımız kendisine dönecek hizmeti finanse etmektedir. 10 yıllık bütçe hazırlıyoruz. Her kuruşun hesabını yapan bir bütçe yapıyoruz. 14 yıl boyunca ülkemizin kaynaklarını büyüttük. Milletin kaynaklarını, milletin istifadesine sunduk. Hep milletimiz için yaptık. Daha geniş imkanları olan, mali disiplini sağlam bir yönetim var. Tüm milletvekillerine çalışmaları ve katkıları için teşekkür ediyorum.

Milletimize vaat ettiğimiz icraat ve reformları hayata geçirdikçe bu performans daha artacak. Amaçlarımızın yegane gayesi hukuku sağlam temeller üzerine oturtmaktır. Anayasa çalışmaları da başladı. Yeni, sivil bir anayasayı yapmayı bu Meclis'e nasip olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Vatandaşlarımız arasında ayrım yapmadan onlarını onurunu kendi onurumuz olarak görüyoruz. Bu kara bulutlar dağılacak ve güneş açacak. Türkiye'yi insanlarımızın yüzünün güldüğü aydınlık bir ülke haline getireceğiz."