Başbakan Recep Erdoğan, 7 Ekim 2005'te Mısır'ın geçici Cumhurbaşkanı Yardımcısı El Baradey'e Nobel Barış Ödülü verilmesini hatırlatarak Nobel Komitesi'ne tepki gösterdi. Erdoğan, "Barış ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum. Ey Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki, bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyor" dedi. Siyasilere, sivil toplum örgütlerine ve medyaya da seslenen Başbakan Erdoğan, "Özellikle siyasi partilerimizden, kanaat önderlerimizden, sivil toplum örgütlerimizden, medyamızdan artık farklı bir dille, üslupla bu ülkedeki kardeşliği daha da yüceltecek, daha da güçlendirecek, büyük Türkiye idealine bizi daha da yakınlaştıracak yeni bir tavır beklediğimizi ifade etmek istiyorum" ifadesini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 çocuk tavsiyesiyle ilgili eleştirilere de yanıt verdi. Erdoğan, "Ben sadece bir başbakan olarak en az 3 çocuğu tavsiye ediyorum. Başbakan olarak benim en doğal hakkımdır. Kimseye kalkıp da silah dayamıyoruz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP’nin bayramlaşma töreninde açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan’ın konuşmalarından satırbaşları:
Kimsenin diğerine üstünlük taslamadığı bir ortak zemini inşaa etmeyi sürdüreceğiz. 76 milyonun değerleri özellikle de yaşam tarzları bizim teminatımız altında oldu. Belediye başkanlığımdan bugüne kadar hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesine göz yummadık. Demokrasiyi özgürlükleri savunduk. Biz kendimizi başkalarına göre farklı bir konumda görmedik. Bize zulmettiler, ama biz sabrettik. Bir grubunda kendini üstün görmesine müsaade göstermedik.
Biri çıkar da ben üstünüm, ben hukukun üzerindeyim, ben seçkinim. Eğer böyle bir yanlışın içine girecek olursa, hatta hatta ben elitim derse, dayatma girişimine girerse orada özgürlük ortadan kalkar. Orada saygı ortadan kalkar.
'Yeni bir tavır bekliyoruz'
Bu güzel bayram gününde vatandaşlarımdan bir kez daha birbirlerine karşı hoşgörüyü yüceltmeyi rica ediyorum. siyasi partilerimizden STK’lardan kanaat önderlerimizden artık farklı bir dille üslupla bu ülkede kardeşliği daha da yüceltecek, birliğimizi daha da güçlendirecek yeni bir tavır beklediğimizi ifade etmek istiyorum.
'Kimseye üç çocuk için silah dayatmıyoruz'
Hani diyorlar ya bizim yaşam tarzımıza karışıyor. Nereden çıktı bu üç çocuk meselesi diyorlar. Böyle bir yasa yok. Ben sadece bir başbakan olarak en az üç çocuğu tavsiye ediyorum. Bu benim en doğal hakkımdır. Kimseye kalkıp da silah dayatmıyoruz. Yasal bir mecburiyette yok. Ben hanım kardeşlerimize gelin bu millete üç çocuk hibe edin, lütfedin diyorum. Bu milletin güçlü olması lazım. O da nereden geçiyor, insan denilen şerefli mahluktan geçiyor. Bu insanı işte bu anneler yetiştirecek. Ha yapmayacak, yapmasın.
'Putin söyleyince oluyor da...'
Öyle bir derdimiz yok. Ama biz Ak Parti olarak böyle bir teklifi yapıyoruz. Yasa da getirmedik. Bu isteğe bağlı. Bunu da müsaade edin de söyleyeyim bari. Yani bunu Rusya’da Putin söylediği zaman oluyor da, Türkiye’de Tayyip Erdoğan söylediği zaman niye rahatsız oluyorsunuz?
Avrupa ülkelerinde çok ciddi parasal yardım yapılıyor. Biz daha bu tür desteklere girmedik. Niye rahatsız oluyorsunuz? İnşallah ben annelerimize güveniyorum. AK Parti’ye gönül veren annelere güveniyorum. Tabi babalara da ciddi manada destek olması gerektiğini hatırlatıyorum. Parti olarak bugüne kadar yaptığımız gibi bizler her attığımız adımda ülkemizin geleceğini inşallah onun imarını yapıcı adımlarla tesis etmeye çalışacağız. Kibiri, hoşgörüsüzlüğü, kırıcılığı biz yanımıza yaklaştırmadık.
Bayrama burukluklarla giren dostlarımız var. Biz dünyanın tüm mazlumlarının acı ve kederini yüreklerimizde hisseden bir milletiz. Aynı şekilde bayram coşkumuzu bayram sevincimizi o insanlara hissettirmek, bayramda onları özellikle hatırlamak bizim boynumuzun borcudur. Hatırlatmak bizim ayrıca asli görevimiz.
Somali’deki kardeşlerimiz bayrama yokluk içinde girdiler, Myanmar’daki kardeşlerimiz bu bayramı buruk karşıladılar. Gazze’de kardeşlerimiz boyunları bükük girdiler. Suriye’deki kardeşlerimiz, yüz bini aşkın ölüm var Suriye’de. Suriye’de ramazanın kutsiyetini bile ayaklar altına alan zihniyet, evinde orucu sahuru bekleyenleri katletmeyi ramazan boyunca sürdürdü.
'Nobel sen nasıl barış ödülü dağıtıyorsun'
Barış ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum. Ey Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyor.
Sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki işte Kerman Mısır’a girmek istedi, bak Mısır’a sokmadılar. Hani? İki yerde iki ayrı tuzak. O da Nobel barış ödülü almış, o da almış. Şu ana kadar ortaya koyduğunuz tavır nedir? Niye? Adamına göre muamele.