Dünya

"Barzani ya babası gibi 'Reis sendromu' yaşayıp kaybedecek, ya da aklıselimle başka bir çıkış yolu bulacak"

"İran’ın ve Türkiye’nin tavır değişikliği ve ekonomik buhran Barzani’yi sürekli zayıflatıyor"

16 Eylül 2017 12:44

Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, 25 Eylül 2017 tarihinde yapılacak olan Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’na ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) başkanı Mesud Barzani’ye ilişkin olarak, “Molla Barzani, 1979’da yaşamını yitirirken, oğulları Mesud ve İdris’e bağımsızlık için çalışmalarını vasiyet etti. Mesud Barzani de babasının yolundan gidiyor. Ya babası gibi istihbarat oyunlarının tam ortasında “Reis sendromu” yaşayıp kaybedecek ya da aklıselimle başka bir çıkış bulacak” dedi.

“’KGB’nin özel operasyon birimi SMERSH’in başkanlarından (Troçki suikastını yöneten) Sudoplatov’un arşivlerinde Barzani ismi de sıkça geçtiğini” belirten Deniz Zeyrek,  “Barzani yüzlerce adamıyla Sovyetler’e sığındığında, kendisiyle ilgilenme görevi Sudoplatov’a verilir.  Sudoplatov’a göre, Sovyetler 1952’de Barzani ve adamlarını fırsata çevirmeye karar verir ve Batı’nın Ortadoğu’daki istikrarını bozmak için silahlandırıp, eğitip Irak’a göndermeyi amaçlar. Ancak o yıl herhangi bir anlaşmaya varılmaz. Barzani 1953’te artık Irak’ta görev almaya hazırdır” ifadalerini kullandı.

Deniz Zeyrek'in "Barzani’nin ‘Reis’ sendromu" başlıklı yazısı şöyle:

25 Eylül’e 10 günden az zaman kaldı. Mesud Barzani “Bağımsızlık Referandumu” konusunda kararlılık sergileyerek ABD’den ve Bağdat’tan tavizler koparmaya çalışıyor.

Gelişmelere ve açıklamalara bakınca İsrail’in referanduma açık destek verdiği anlaşılıyor. ABD yönetimi, İngiltere ve Avrupa “Bağımsız Kürdistan” fikrine çok karşı çıkmıyor ama zamanlamayı yanlış buluyor. Mossad ile CIA gibi bazı istihbarat örgütleri de Mesud Barzani’ye adeta danışmanlık yapıyor. Barzani, Batı’dan beklediği desteği bulamayınca Moskova’ya sinyal gönderiyor.

Ya kazanacak, ya tükenecek

Bu gelişmeleri izlerken, Barzani’nin neden bu kadar ısrarcı olduğunu araştırmaya başladım ve bölgede hızla değişen siyasi dengeler nedeniyle sıkıştığını gördüm. Suriye’deki Kürtlerin güçlenmesi, İran’ın ve Türkiye’nin tavır değişikliği, Bağdat’ın baskısı, ekonomik buhran Barzani’yi sürekli zayıflatıyor. O da çıkış için babası Molla Mustafa Barzani’nin “Bağımsız Kürdistan” vasiyetine sarılıyor. Öyle ki ya babasının vasiyetini gerçekleştirip kazanacak ya da Kürtlerin liderliğini kaybedecek.

13 Ocak 1946’da kurulan ve 11 ay yaşayan Mahabad Cumhuriyeti sona erince yüzlerce adamıyla Sovyetler’e kaçan Kürdistan Demokratik Partisi’nin lideri Molla Mustafa 33 yıl Bağımsız Kürdistan için mücadele etmişti.

“Reis” üzerinden KGB-CIA savaşı

Yakın zamanda açılan Sovyet arşivleri Barzani’nin vasiyetini Sovyetler’deki 13 yılında şekillendirdiği anlaşılıyor.

KGB özel operasyon birimi SMERSH’in başkanlarından (Troçki suikastını yöneten) Sudoplatov’un arşivlerinde Barzani ismi de sıkça geçiyordu. Barzani yüzlerce adamıyla Sovyetler’e sığındığında, kendisiyle ilgilenme görevi Sudoplatov’a verilir. Sudoplatov’a göre, Sovyetler 1952’de Barzani ve adamlarını fırsata çevirmeye karar verir ve Batı’nın Ortadoğu’daki istikrarını bozmak için silahlandırıp, eğitip Irak’a göndermeyi amaçlar. Ancak o yıl herhangi bir anlaşmaya varılmaz. Barzani 1953’te artık Irak’ta görev almaya hazırdır.

KGB ajanı Vasili Mitrokin’in anılarına ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komite arşivine göre KGB Barzani’ye “Reis” kodunu vermiş.

Reis, 1959’da Abdulkerim Kassım kralı devirip iktidara geçince Irak’a dönmüştü. 1960’lardaki KGB şeflerinden Aleksandr Shelepin, Genel Sekreter Nikita Kruşçev’e gönderdiği planda, ABD, İngiltere, Türkiye ve İran’ın Ortadoğu’daki gücünü kırmak ve bölgede istikrarsızlığı arttırmak için Reis’e bölgede bir Kürt ayaklanmasına öncülük etme görevi verilmesini öngörür. Plan, sadece Irak değil, İran ve Türkiye’deki Kürtlerin de ayaklandırılmasını ve bağımsız bir Kürdistan kurulmasını içerir. Propaganda, espiyonaj gibi detayları olan planda, KGB’nin 500-700 kişilik “özel silahlı kıta” eğitmesi de öngörülür.

Ancak KGB’nin ve Sovyetler’in bu planı CIA ve Amerikan yönetimince tespit edilir. 1958’in ekim ayında ABD’nin Irak Büyükelçisi Waldemar Gallman, Washington’a gönderdiği telgrafta komünistlerin Barzani’yi kullanarak üç ay önce iktidara gelen Kassım’ı hedef alabileceğine işaret eder.

Primakov hedef büyütünce Barzani başaramadı

Sovyetler, CIA’in Bağdat’taki etkinliğini kırmak için 1960’larda “Maks” kod adlı KGB ajanı Yevgeni Primakov’u gazeteci kimliği ile Irak’a gönderdi. Primakov, Barzani ile Bağdat arasında 1970’te imzalanan otonomi anlaşmasının mimarlarındandı. Ancak, o yıldan sonra, Kürdistan’la uğraşmak yerine Irak’ı, Suriye’yi, Mısır’ı yönlendirmenin daha etkili bir strateji olduğuna kanaat getiren Sovyetler, Barzani’yi yalnız bıraktı. Bu durum karşısında CIA, Mossad ve Savak’la ilişkilerini geliştirmeye çalışan Barzani 1975’te Batılı müttefiklerince yüzüstü bırakıldı ve Irak Kürtlerinin Bağdat karşısındaki durumu daha da kötüleşti.

Molla Barzani, 1979’da yaşamını yitirirken, oğulları Mesud ve İdris’e bağımsızlık için çalışmalarını vasiyet etti. Mesud Barzani de babasının yolundan gidiyor. Ya babası gibi istihbarat oyunlarının tam ortasında “Reis sendromu” yaşayıp kaybedecek ya da aklıselimle başka bir çıkış bulacak.