Gündem

Barolardan yeni KHK itirazı: Vatandaş vatandaşa kırdırılır!

"Çok ama çok tehlikeli"

25 Aralık 2017 14:08

İstanbul ve Ankara Baro Başkanları 695. ve 696 sayılı KHK’lara sert bir biçimde eleştirdi. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu düzenlemeye ilişkin olarak, “En vahim uygulama” dedi. 

İstanbul Adalet Sarayı’nda görülen Cumhuriyet davası öncesi Çağlayan Meydanı’nda açıklama yapan İstanbul ve Ankara Barosu Başkanları dün çıkan 695. ve 696 sayılı KHK’ları eleştirdi. Basın açıklamasına CHP ve HDP milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve gazeteciler destek verdi.

Basın açıklamasında konuşma yapan İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu şunları söyledi:

“KHK ile getirilen en vahim düzenleme ‘resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına ve resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın’ darbe teşebbüsü ve terör eylemlerinin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler için getirilen cezasızlıktır. Peşinen ifade edelim ki, bu hüküm yok hükmündedir. Suç teşkil eden bir eyleme rağmen herhangi bir kişinin hukuken sorumlu tutulamayacağına ilişkin cezasızlık düzenlemesi hukuken genel mantığa ve felsefesine aykırıdır. Biz demokrasi özlemimizi hukuku temel kılarak ararken, dün 695. ve 696 sayılı KHK’lar ile getirilen bu yeni düzenlemeler, işimizi daha da güçleştirdi. Kısaca dünden bu yana yükümüz daha da ağır… Çünkü bu KHK’lar kanun hükmünde olsa bile hukuk hükmünde değildir. Savunma hakkı, böylesine yok sayılıp görmezden gelinince, adına yargılama dediğiniz o oturumların daha hızlı ve dilediğiniz şekilde yürüyeceğini sanıyorsanız bunların hepsi AHİM’den dönecektir. Bu süreç, en çok da FETÖ sanıklarına yarayacaktır. Hukuktan vazgeçerek adalet sağlanması olanağı yoktur. Avukatlar olarak mücadelemizi yılmadan sürdüreceğiz.”

"Vatandaş vatandaşa kırdırılır"

Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran ise yaptığı açıklamasında KHK’lar ile paramiliter güçler oluşturulacağını belirtti. Canduran açıklamasında “Yürürlüğe giren son iki KHK ile 135 kanun maddesi, değiştirildi. Savunma daha da kısıtlandı. Tek tik kıyafet ile masumiyet karinesi kısıtlandı. Yüzlerce kişi görevinden atıldı, onlarca dernek ve vakıf kapatıldı. Ne yazık ki paramiliter güçler oluşturmak için ön açıldı. Vatandaş vatandaşa kırdırılacak hale getirildi. Vatandaş vatandaşın sokakta boğazına çökecek hale getirildi. Bu ülkede kolluk güçleri yok mu da, vatandaşa böyle bir yetki verildi. Bunun bir iç savaş getireceğini tahmin etmiyorlar mı? Bunlardan çıkan sonuç şudur. Artık TBMM bitmiştir. KHK artık OHAL’e ilişkin çıkarılmamaktadır. Ülke, OHAL uygulanan rejim haline gelmiştir. Anayasa Mahkemesi sadece adı olan bir mahkemedir. Son iki KHK hukuk tabutuna çakılan son iki çividir” dedi. 

"Böylesini ne gördüm ne okudum"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise Oda TV'deki yazısında özetle şu ifadeleri kullandı:

696 sayılı OHAL KHK'sı diyor ki; 15 Temmuz'un devamı niteliğinde olan eylemleri bastırmak için güç kullanan sivillerin ceza ve tazminat sorumluluğu yoktur. Çok ama çok tehlikeli. Vahim...

Kim karar verecek?

15 Temmuz'un devamı niteliğindeki eylemler ne demek? Kim karar verecek buna? Darbeye karşı direnmek Türk Ceza Kanunu'na göre zaten meşru savunma şartları varsa bir hak. 

KHK ile getirilen bu düzenleme, örtülü bir genel affın da ötesinde. İleride gerçekleşebilecek adam öldürme, linç etme, ev basma eylemlerinin darbeyi bastırmak gerekçesiyle yapılmış olmaları halinde suç teşkil etmeyeceğini söylüyor. KHK ile genel af olmaz. İleriye yönelik suç işleme özgürlüğü kanunla bile getirilemez. Bunca yıllık hukukçuyum, hukuk hocasıyım, ne yaşamımda gördüm böylesini ne de tarihimizde okudum. Kabile devletlerinde bile olmaz.