Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, düşük faizi savunduğu sözlerle gündeme gelen yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati'nin tekstil sektöründe olduğunu hatırlatarak, "Nurettin Nebati, ekonomist değil. Ekonomiye ilgisi patronluğundan. 6 Mart 2006 tarihli Yeni Şafak gazetesi onun hikâyesini 'Urfalı ağanın çocukları mağazacılıkta büyüyor' başlığıyla duyurmuş" dedi.
Terkoğlu, Nebati'nin 2001 krizi için "Belki de o kriz olmasaydı, bizim mağazacılığa girme şansımız olmayacaktı. Çünkü alışveriş merkezlerinde çok ciddi şekilde mağaza boşalıyordu. (...) 2000 yılında fason üretim yaptığımız Akmerkez’de mağazası olan bir hanımefendinin işleri kötüye gittiği için mağazaya ortak olarak girdik ve mağazacılığa başladık" ifadelerini kullandığını hatırlattı.
Terkoğlu, "O mağazalarda Nebati; Baby Graziella, Enrico Coveri, Mariella Burani, Betsy, Prosperine gibi lüks İtalyan markalarını satıyor. Mağazasından halkın alışveriş yapamayacağını biliyor. İthal mallar parası olanlar için. Öte yandan... Nebati modelinin kriz sevmesinin ikinci bir nedeni var. Tekstilde ucuz emek sayesinde ihracat yapan Fasoncu Nebati, bu nedenle 'Döviz artsın, emek ucuzlasın' istiyor. Döviz arttıkça, saatlik asgari ücret 1 dolara yaklaştıkça Nebati’nin ürünleri yurtdışına kolay satılıyor. Bangladeş’e, Pakistan’a rakip oluyor. Batı’ya öykünmüş Nebati’nin kendi markaları olan Riccione, Nebbati, Cioccolata’yı düşük ücretli Türk emekçiler üretiyor, Batılı çocuklar giyiyor" düşüncesini dile getirdi.
Terkoğlu, ayrıca şunları kaydetti:
"15 yıl önce Türk işçisinin pahalılığından şikâyet ediyor Seyid Nebati: 'Net 550 YTL maaş verdiğim her çalışan, toplamda bana 1000 dolara mal oluyor. (…) Tutturmuşlar üretim. Ben gidip Çin’de de üretebilirim.'
Bugün tam da istediği gibi asgari ücret net 200 dolar civarına düştü. Türk işçisi, Pekin’deki emekçiden daha ucuza geldi."
Yazının tamamı için tıklayın.