Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü yazısında, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde AKP’nin Pütürge Belediye Başkan Adayı Mikail Sülük’ün akrabaları tarafından öldürülen Saadet Partisi sandık görevlileri Hasan Aktaş ve İlyas Aktaş’ın davasını kaleme aldı.
Dava sürecinde tuhaflıklar yaşadığını söyleye Terkoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Beş kişiden Mahmut Sülük o günden sonra yakalanamadı. Dosyası ayrılarak dört kişi yargılandı. Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, kaçırılır gibi Kırşehir’e taşındı. Tanık ifadeleri olağandışı şekillerde alındı, kimi süreç içinde değişti. Sanıkların Metin Feyzioğlu başta olmak üzere güçlü avukatları vardı. Ancak cinayeti kör balıkçı bile görmüştü. Şenyaşarlar’da olduğu gibi, ölenleri terörist ilan edemediler! Dört sanığa ikişer müebbet verildi. İstinaf da Yargıtay 1. Ceza Dairesi de onadı. Cinayeti azmettiren, aynı zamanda Belediye Başkanı Mikail Aslan’ın babası olan 75 yaşındaki Hacı Sülük, sağlık koşulları gerekçesiyle çarçabuk tahliye edildi. Öğrendiğime göre bugün, Malatya’daki evinde tarla işleriyle ilgilenmeye devam ediyor. Malatyalı AKP’li vekillerin ziyaretlerini kabul ediyor. Hapiste kalan 3 sanık için ise ‘yukarıdaki hatırlı kişiler’ devreye girdi. Beklenmedik bir şekilde, yıllar sonra, Yargıtay Savcısı, müebbet kararlarının bozulması için itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun başkanlığını yapan hâkim Eyüp Yeşil’in ‘üstün çabaları’ ile bitmiş karar bozuldu.”
Salı günü davanın yeniden görülmeye başlandığını belirten Terkoğlu, “Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yazdığı 94 sayfalık karara bakarsanız, görünen şu: Sanıklardan ikisi de cinayetten değil, yardım suçundan ceza alacak ve muhtemelen yakında dışarı çıkacak!” öngörüsünü aktardı.
“Talimat büyük yerden”
Aktaş ailesinin avukatı Süleyman Sarıbaş’ı n “Talimat büyük yerden” dediğini aktaran Terkoğlu, Katledilen Hasan Aktaş’ın kardeşi İzzet Sülük’ün de, “Beş kişinin de cezalarını çekmelerini istiyorum. Siyasi güçlerini kullanıp davayı bu noktaya getirdiler. Ya siyaset, bu dosyadan elini kolunu çeksin. Ya da katillerin hepsini bıraksınlar, onlar da hepimizi öldürsün, adalet bu diyelim” sözlerini aktardı.
Terkoğlu, şu görüşlerini ifade etti:
“Bir uydurma davayla, ‘Erbakan’a darbe yaptılar’ diyerek hapiste tutulan 80-90 yaşındaki generallere bakıyorum. Bir de yıllar sonra, sadece seçimde görevini yaptığı için katledilen Erbakancıların katillerinin nasıl kurtarıldığına. Haliyle, ‘25 yıl önce yaşananlara darbe diyeceksek bugüne ne diyeceğiz’ diye düşünüyorum. YSK üyelerine ‘ahmak deme ihtimali’ne hapis cezası veren yargının, sandık kurulu üyelerinin katlindeki duruşunu da görüyorum. İnsanlığın en aşağı halini resmeden kelimeleri aklımdan geçiriyorum.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.