Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) üyesi Gökhan Günaydın’ın, “14 Mayıs’ta Cumhuriyet Halk Partisinin bilişim sisteminde bir eksiklik olmamıştır. Bilişim sistemi çalışmıştır, buna karşılık sandıklara hakimiyet ve ıslak imzalı tutanakların toplanması konusunda eksiklik olmuştur” açıklamasını gündeme aldığı bugünkü yazısında, “Yalan söylemişler. Yurtiçinde kurulan 192 bin 214 sandığın tamamında muhalefet yokmuş” dedi.
Pehlivan, yazısının devamında da seçimin ardından Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı görevinden istifa eden Onursal Adıgüzel’in Günaydın’ın 14 Mayıs’ta ıslak imalı tutanakların toplanmasına ilişkin “eksiklik” açıklamasına verdiği şu yanıtları aktardı:
- Seçimden sonra bize ilk tutanaklar okul önlerinden geldi. Daha sonra da ilçelerden geldi... Çünkü her okulun önünde çok yetkin bir teknoloji kullanan kişi bulma şansımız yoktu.
- 14 Mayıs’ta CHP mobil sistemine yaklaşık 113 bin sandıktan veri geldi. 28 Mayıs’ta ise 119 bin sandıktan geldi. Yani, yaklaşık yüzde 60’ını mobilden, okul önünden aldık. Fakat iş burada bitmedi. 15 Mayıs sabahına kadar bu rakam 178 bin sandığa çıktı. Seçimden sonraki pazartesi akşam da yaklaşık yüzde 99’unu ilçelerden tamamladı arkadaşlar. Ama hız çok yavaştı.
- Gökhan Bey’in kastettiği, haklı da bir eleştiridir. Özetle diyor ki, “İlk gece sabaha kadar yaklaşık 170 bin sandıktan veri geldi ve 192 bin sandığın hepsini göremedik!”
- Burada birinci sorun, elbette ki örgütsel zafiyet... Halbuki, o gece o tutanakları göndermek isteseler, bizim bütün sistemimiz buna uygun... Ama süreç çok yavaş işliyor, yani örgütlerin bu işi yapma kapasitesi tam değil.
- Şunu da hiç kimse bilmiyor tabii... Gökhan Bey’in söylediği gibi, 17 bin sandıktaki görevli görevini yapmış mı? Bunun teyidini de ancak YSK bize bir rapor gönderdiği zaman göreceğiz.
“17 bin sandıktan bahsediyoruz... 2 buçuk milyon oy farkı var, değiştirmez mi sonucu yani?”
“Gökhan Günaydın’a göre sahip çıkılmayan sandıklar sonucu değiştirecek boyutta” hatırlatmasına Onursal Adıgüzel, “17 bin sandıktan bahsediyoruz... 2 buçuk milyon oy farkı var, değiştirmez mi sonucu yani?” diye yanıt verdi.
“313’ü hariç her sandıkta bir görevli görmüştüm, onları da arayıp teyit ettik”
Adıgüzel, sonrasında şöyle devam etti:
- Ben 313’ü hariç her sandıkta bir görevli görmüştüm. Onları da telefonla arayıp teyit ettik. Bana bu isimleri gönderen kim? İlçe başkanı.
“İlçe başkanlıkları tutanakların yüzde 99’unu ertesi gün tamamladı”
- Gökhan Bey diyor ki burası flu bir alan... Ben de diyorum ki bunların gerçekten görev yapıp yapmadığını teyit etmek için YSK’den bir bildirim gelmeli. Yani ben şunu söyleyemem: ‘17 bin sandığın 17 binine de görevli gitmemiştir!’ Sadece şunu söylüyorum size: İlçe başkanlıkları tutanakların yüzde 99’unu ertesi gün tamamladı.
- Bu seçim güvenliği meselesi inanılmaz büyük bir harekât. Bunu sadece bir siyasi partiye değil, dünyanın en büyük kurumsal şirketine verseniz de aksaklıklar olur. Çünkü şöyle düşünün, 23 Nisan’da görevli atıyorsunuz... Görevli 23 Nisan’dan 14 Mayıs’a kadar vefat edebiliyor. Yedekleri vardı büyük kısmının. Fakat burada bir flu alan var... ‘17 bin sandığa görevli gitmemiştir’ demek de ‘Burada oy hırsızlığı vardır’ demek de yanlış. Gökhan Bey, ‘Tam anlamıyla sahip çıkılmadı ve bize hızlı veri gelmedi, bu da sonucu değiştirebilirdi’ diyor. Kendi perspektifinden haklı... Ama ben bunu bizim ilçe başkanımıza sorsam, ‘Hepsine sahip çıktık’ der.
“Gerçekten oy aldık da mı olmadı, yoksa sandıklara bu mahallelerden oy da mı girmemiş”
- Bir sebep de şu: Parti o bölgelerde güçlü değil, oy da almıyor. Yani şunu da konuşmak lazım. Gerçekten oy aldık da mı olmadı, yani oyumuzu mu çaldılar? Yoksa sandıklara bu mahallelerden oy da mı girmemiş?
Yazının tamamını okumak için tıklayın.