Gündem

Balyoz mağduru Eryaşa’nın kızı: Gün geldi parasızlıktan minibüse binemedik

"Harçlığımı yemeğe vermek istemiyordum, çünkü o parayı biriktirip test kitabı alacaktım"

22 Ekim 2021 09:27

Kamuoyunda kumpas davaları olarak bilinen Balyoz davasının mağdurlarından Albay Koray Eryaşa’nın kızı Benan Eryaşa, dava sürecinde yaşadıklarını anlattı. Eryaşa, “Gün geldi parasızlıktan minibüse binemedik. Babamız alındı, mental sağlığımız alındı, paramız alındı, her şeyimiz alındı" dedi. 

Babasının tutuklandığı sırada 14 yaşında olduğunu söyleyen Benan Eryaşa, “Okulu kazandığım için çok mutlu olmam gerekiyordu. Ancak birkaç gün önce babamın yemek yememeye başladığını görmüş, neşem kaçmıştı. Sonradan duydum ki babam tutuklanacakmış. 14 yaşındayım, algılayamıyorum da. Liseye başlayacağım gündü. Annem biriyle telefonda konuşurken ağlıyordu, o an ‘Bitti’ dedim. Bitmişti sahiden: Okula başladığım gün giden babam, mezun olduğumda geri döndü.” diye konuştu.

"Babamız alındı, mental sağlığımız alındı, paramız alındı, her şeyimiz alındı"

Cumhuriyet gazetesinden İpek Özbey’e konuşan Benan Eryaşa şu ifadeleri kullandı: 

Bizden çok şey alındı. Babamız alındı, mental sağlığımız alındı, paramız alındı, her şeyimiz alındı. Elimizde kalan tek şey aile bağımızdı. Bazen onu bile zorladılar. O kadar depresyondaydım ki anneyle kızı arasında olmaması gereken kavgalar başladı. Paramız çıkışmadığı için dolmuşa binemediğimizde annem ağlama krizine girince, ‘Aaaaa neden ağlıyorsun kız, yürüyüş yaparız’ diyerek espriye vurduğumu, tepeye tırmandığımızı hatırlıyorum. Bunu 14 yaşındaki bir kıza yaşatmamaları gerekiyordu.

Bazı insanların durumu çok iyiydi ama doğrusu bizimki o kadar iyi değildi. Öğlen arkadaşlarım yemeğe çıkardı, o bir saatlik süreden nefret ederdim, çünkü ben sınıfta oturup beklemek zorundaydım. Harçlığımı yemeğe vermek istemiyordum, çünkü o parayı biriktirip test kitabı alacaktım. Bu olgunluğu hiç bu kadar erken yaşamamam gerekiyordu ama maalesef yaşadım işte. Bakın ben tüm imkânsızlıklara rağmen buraya geldim, Almanca kursumdan gelen 50 kişiydik ve bir tek ben kaldım. Çok çalıştım, çok güçlüydüm, o kadar güçlü olmasaydım kendimi öldürebilirdim. Çok kötü bir durumdaydık.”