Beyaz unla yapılan besinlerin zihin üzerinde olumsuz etkisi var. Özellikle balık, kuruyemişler, hurma, muz, et, yulaf, çavdar ve bitki çayları zihin açıyor. Kabız olmamak da önemli.
Çiğ beslen, genç kal
Her şeyi yiyin, sağlıklı kalınİşiniz nedeniyle bütün gününüzü hareket etmekle geçiriyorsanız ne mutlu size! Çünkü dilediğiniz hemen herşeyi yiyebilirsiniz. Ancak masa başı bir işiniz varsa çok özenli olmanız gerekiyor. Hareket azlığı nedeniyle içtiğiniz su bile yarayabilir! Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Uzman Diyetisyeni Zehra Akören, Radikal gazetesindeki haberde beslenme dışında zihin açmak için meditasyon öneriyor.
Bütün gününü masa başında geçirerek çalışanlar farklı mı beslenmeli? Masa başında yani oturarak çalışan kişiler, görevleri dışındaki süre içerisinde mutlaka bir saatlik açık havada yürüyüş yaparak dolaşımlarını güçlendirmeliler. Havalar soğuduğunda yoga yaparak dolaşımlarını güçlendirebilirler.
Oturarak çalışan bireyler günlük almaları gereken kalori ihtiyacına göre beslenmelerini diyetisyen kontrolünde planlamalı, kilo almamaya özen göstermeliler.
Zihin yoran işlerde çalışanlar nasıl beslenmeli? Zihinsel yorgunluğu arttıran meslekleri yapanlar zihinsel detoks için meditasyon öğrenmeliler. Transandantal meditasyon tekniği en bilimsel tekniktir. Saf karbonhidratlardan uzak durarak (Beyaz un, beyaz ekmek, şeker gibi ) kompleks karbonhidratları (tam tahıl ekmeği, çavdar, bulgur, esmer makarna) tercih etmeli, omega 3 yönünden zengin beslenmeli (deniz balığı) ya da gıda takviyesi olarak omega 3 almalı (Bu da kişiye özeldir). Kalsiyum, magnezyum ve çinko sinir iletimi için önemlidir. Ancak Magnezyum var diye bol fındık tüketmek yanlış bir seçim olabilir. Çünkü beslenme kişiye özeldir.
Peki ya bedensel olarak yorucu mesleklerde çalışanlar nasıl beslenmeli? Bedensel olarak çalışanlar en şanslı grup bence... Bedensel olarak çalışanların almaları gereken kalori ihtiyacı arttığından yine sağlıklı gıdaları seçerek ancak miktarların arttırarak, ideal kiloda kalmaya özen göstererek beslenmelerini programlamalılar. Bedenen çalışanlar nasıl olsa çok kalori yakıyorum diyerek sağlığa uygun olmayan gıdalardan sıklıkla tüketirlerse kan değerlerindeki bazı istenmeyen bulguları yükseltebilirler. Kolesterol-trigliserit gibi...
Beslenme zihinsel gelişimde etkili mi? Beslenme beyin sağlığı için önemli, bu nedenle anne olmaya karar veren kadınların kendi beslenmelerine öncelikle itina gösterip hamile kalmaya ideal kiloda olduklarına emin olduktan sonra karar vermelidirler. Bebeğin beyin gelişimi özellikle ilk üç ay içerinde anne karnında oluşacağından ve beyin glikoz kullandığından anne adayları gebelik sürecinde dengeli beslenmeye özen göstermeliler.
Zihin açıcı beslenme tarzı var mı? Zihni açan en önemli iki faktör spor ve meditasyondur. Meditasyon farkındalığınızı yükselterek seçimlerinizin sağlıklı olmasına yardımcı olur. Spor yaparak, terle vücutta oluşabilecek toksinler ve ödem atılır, iç salgı bezleri regüle edilir, beyinde endorfin, serotonin gibi mutluluk hormonlarının salgılanması sağlanır. Bu da zihinsel yorgunluğu rahatlatır. Omega 3, kalsiyum magnezyum ve çinko içeren gıdaların tüketimi de zihni güçlendirir. Deniz balığı ya da alabalık (kızartma hariç), fındık, fıstık, ceviz, ayçekirdeği, kabak çekirdeği (önerilen miktarda), hurma, muz, kırmızı et, tavuk, hindi (triphtofan içeriğinden dolayı) yulaf, çavdar, bitki çayları zihnimizi güçlendiren gıdalardır. Zihninizin açık olması için kabız olmamaya özen göstermelisiniz.
Sağlıklı beslenme adına günde kaç öğün yenmeli? Bu miktar herkes için eşit midir? Sağlıklı beslenme, öğün sayısıyla beraber, pişirme tekniklerine, gıdanın satın alınmasından tutunda muhafazasına kadar çeşitli işlemlerin doğru yapılmasına bağlıdır. Öğün saatlerinin düzenlilik göstermesi, beslenme esnasında dikkatin yiyeceklere yönlendirilmesi, televizyon seyredilmemesi, yemek sohbetlerinin konusu bile aldığımız gıdanın vücuda bırakacağı bio yararlılık açısından önemlidir. Öğün sayısı altı-sekiz olabilir, ancak yenecek çeşitler ve miktarlar yaş-cinsiyet, fiziksel aktivite düzeyine göre farklıdır.
Her öğünde hangi besinlerden olmalı? Her ana öğünde beş besin grubundan bulundurulmalı. Bunlar proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler-mineraller-micro besin öğeleri ve sudur.
Kahvaltı etmeden de sağlıklı beslenebilir miyiz? Kahvaltı etmezsek olmaz. Çünkü kahvaltı en kral öğündür. Sağlıklı ve normal bir uyku süresi sekiz saattir. Bu süre içinde bedenimiz hareketsiz olsa bile, bazal metabolizmamız vücut fonksiyonları için çalışmaya devam ediyor. Uyku sürecinde vücudumuzda salgılanan çeşitli enzimler ve hormonlar bizi yeni bir güne hazırlarken, belli bir enerjiyi de tüketir. Dolayısıyla sabah uyandığımızda kan şeker seviyemiz düşmüş olur. Bizim kahvaltı ederek onu normal seviyesine yükseltmemiz gerekir. Ancak kahvaltı için seçeceğimiz gıdalar çok önemli. Uzun bir açlık döneminden sonra kan şekerimizi hızla yükseltecek gıdalar tüketirsek (poğaça, meyve suyu gibi) damar sağlığımız olumsuz etkilenir, fazla hareketimiz yoksa kilo alımı başlar.
Kahvaltımız nasıl olmalı? Peynir, maydanoz, nane, mevsimine göre domates, salatalık, biber, avakado (margarin yerine ekmeğe sürülebilir) L-carnitine içerdiğinden kalbi korur. Ayrıca yemesinde sakınca olmayanlar yumurta da tüketebilir. Çavdar ya da tam tahıl ekmeği kahvaltının vazgeçilmezleri arasında olmalı. Damar sağlığını korumak adına içinde domates, havuç, kırmızı biberin bulunduğu yani likopen açısından zengin soslar yenebilir.
Çocukların kahvaltısı nasıl olmalı? Çocuklar kahvaltılarında hazır gıdalar yerine doğal beslenmeyi tercih etmeli, kahvaltılarına süt ilave etmelidirler, Bu yaşta vücutlarına alacakları kalsiyum onların kemik sağlığını güçlendirmiş olacaktır. Yumurtayı daha sıklıkla tüketebilirler, kış aylarında tahin-pekmez kahvaltıya eklenebilir.
İleri yaşlarda turşu ve salamura yiyecekler yasak
VKV Amerikan Hastanesi diyetisyenleri Ayça Ilıca ve Ayşe Korkmaz yaşlılıkta beslenme hakkında bilgi verdi.
Yaşlılık dönemindeki beslenmede nelere dikkat edilmeli? Yaşlılıkla beraber kişide diş kaybına bağlı çiğneme sorunları, yutma güçlükleri, hareketlerinin azalmasına bağlı mide bağırsak sorunları dolayısıyla kabızlık ayrıca iştahta azalma gibi beslenmeyi etkileyecek birtakım sıkıntılar görülür. Beslenmenin oldukça önem kazandığı yaşlılık döneminde kişilerin günlük gereksinimini karşılayacak, kolay sindirebilecekleri, kas ve kemik kitlesini koruyacak, bağışıklık sistemini güçlendirecek şekilde beslenmeleri gerekir.
Besin çeşitliliği oldukça önemli. Özellikle ana öğünlerde her besin grubu yer almalı ve yeterli tüketilmeli. Bu besinler:
Et grubu: Etler, kurubaklagiller ve yumurta.
Süt grubu: Süt, yoğurt ve peynir.
Tahıl grubu: Ekmek, pilav ve makarna gibi unlu, nişastalı besinler.
Sebze ve meyve grubu: Tüm sebze ve meyveler.
Öğün sayısı artırılarak her öğündeki yiyecek miktarı azaltılmalı. Böylece olası sindirim problemleri önlenebilir. Üç ana üç ara olmak üzere günde altı öğün beslenme sağlanmalı, başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlanmamalı. Sindirimi kolaylaştırmak adına akşam yemeği mümkün olduğunca erken saatlerde bitirilmeli.
Yaş ilerledikçe fiziksel aktivitenin azalabileceği göz önünde bulundurularak diyetteki toplam yağ miktarı azaltılmalı. Özellikle katı yağlar en alt düzeye indirilmeli bunun yerine uygun miktarlarda bitkisel sıvı yağlar tercih edilmeli.
Pişirme yöntemlerine de dikkat edilmeli, yiyecekleri kızartma kavurma, bol yağda sote yapma yerine haşlama, ızgara, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanmalı. Çiğneme güçlüğü yaşayan kişilere mümkün oldukça küçük parça ve yumuşak gıdalar hazırlanmalı.
Bu sırada yeterli miktarda su ve sıvı alımına özen gösterilmeli, aşırı çay, kahve, gazlı içecekler gibi uyarıcılardan, çok baharatlı gıdalardan mümkün oldukça uzak durulmalı. Diyette tuz miktarına dikkat edilmeli, turşulardan ve salamura yapılmış gıdalardan mümkün oldukça kaçınılmalı. Bağırsak sisteminin düzenli çalışabilmesi için günlük posa (lif) alımı artırılmalı, posadan zengin olan kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru börülce, barbunya, soya), tam tahıllar (esmer ekmek, bulgur, kepekli pirinç/makarna/erişte/un), taze sebze ve meyveler (kabuklu yenilebilenleri soymadan) her gün belli porsiyonlarda tüketilmeli. Oluşabilecek sağlık problemlerini önlemek adına zayıflıktan ve şişmanlıktan kaçınmalı.