Sağlık

Balık, her derde deva

Kalp ve damar hastalıkları, romatizma, kanser, astım, alzheimer gibi birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde etkin rol oynar, D ve E vitamini içerir, kolesterolü ayarlar...

30 Ağustos 2008 03:00


Balık tüketmenin 15 yararı

1. Balıklar, protein içeriği açısından kırmızı etlere ve kümes hayvanlarının etlerine benzemekle beraber; yağ, mineral ve vitamin içeriği açısından farklıdır. Balık eti proteinleri gerekli aminoasitlerin tamamını içerir. Bu aminoasitler diyetin protein kalitesini artırır.
2. Balık eti diğer etlere göre daha az bağdokusu içerir. Kara hayvanlarının vücutlarının yaklaşık yüzde 15'ni bağdokusu oluştururken, balıklar için bu oran sadece yüzde 3'tür. Bu farklılık balık etinin diğer etlerden daha yumuşak ve sindirilebilir olmasını sağlar.
3. Balıklar daha az miktarda yağ içerir. Balıkları diğer etlerden ayıran en önemli fark çok uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleridir. Bu yağ asitleri insan organizmasında sentezlenemezler. Kalp ve damar hastalıkları, romatizma, kanser, astım, alzheimer, gibi birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde etkin rol oynadıkları ispatlanmıştır.
4. Balık ve diğer deniz ürünlerini bol miktarlarda tüketen Japonya, Çin gibi ülkelerde kalp damar hastalıkları çok daha azdır. Amerikan Kalp Derneği (AHA) haftada en az 23 porsiyon (450 gram) balık tüketilmesini önermektedir.
5. Balıklar D ve E vitamini açısından zengindir. Ayrıca iyot, selenyum gibi mineraller, balığı ayrıcalıklı kılar. Özellikle tuzlu sularda yaşayan balıklarda fazla miktarda iyot bulunur. Balıkların bol miktarda içerdikleri mineraller arasında fosfor, magnezyum ve çinko da yer alır.
6. 1940'lı yıllarda İngiliz fizyolog Hugh Sinclair'in Eskimo diyetlerini incelemesi sonucu Grönland Adası'nda yaşayan Eskimoların yüksek düzeyde yağ tüketmelerine karşın, kalp damar hastalıklardan ölüm oranlarının çok düşük olduğu gösterilmiştir. Günde en az 30 gram balık eti tüketen erkeklerde kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm oranı hiç balık yemeyenlere göre yüzde 50 daha azdır.
7. 30 yıl süreyle "Chicago Western Electric" çalışanları üzerinde yapılan deneylerde günde en az 35 gram balık tüketen erkeklerde öldürücü kalp hastalığı riskinin hiç balık tüketmeyenlerden yüzde 40 azaldığı saptanmıştır.
8. Son dönemde yapılan çalışmalarda ise kalp damar hastalığı açısından yüksek risk grubunda olan bireylerin günde 40-60 gram balık tüketmeleri, kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskini yüzde 40-60 oranında geriletmiştir.
9. Balık tüketimiyle "trigliserid" düzeyi azalmakta ve HDL kolesterol düzeyi artmaktadır.
10. Yüksek tansiyon hastalarında kan basıncında hafif düzeyde azalma olduğu gösterilmiştir. Balıklar zengin "koenzim Q içerikleri"yle de kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etkilere sahiptir.
11. Bir ritim bozukluğu tablosu olan "Atrial fibrilasyon" rahatsızlığında balık tüketiminin riski dengeleyebileceği düşünülmektedir. Haşlanmış veya fırınlanmış balık tüketimi atrial fibrilasyonu yüzde 28-31 oranında azaltmıştır.
12. Balık tüketiminin fazla olduğu toplumlarda "diyabet" (şeker) hastalığının görülme sıklığının daha düşük olduğu görülmektedir. Yapılan klinik çalışmalarda bu durum balığın içerdiği yağ asitlerinin kan basıncı ve trigliserid düzeylerini düşürerek, insülin direncini azaltmasıyla açıklanmaktadır.
13. Son yıllarda yapılan deneysel çalışmalar balık tüketiminin kanser gelişimini önleyeceği varsayımını ortaya koymaktadır. Özellikle barsak ve meme kanseri riskinin azaltılması yönünde balık tüketimi koruyucu rol oynamaktadır.
14. Klinik bulgulara göre balık ve balık yağının romatizmal vakalarda iltihap sürecini azaltıcı etkileri görülmüştür. Bu durum özellikle Japonlarda vakaların görece düşüklüğünü açıklamaktadır.
15. Haftada en az bir kez balık tüketenler, daha az sıklıkla balık tüketenlere göre "Alzheimer" riski açısından yüzde 60 daha şanslıdır.

Okurlarım dikkat etmişlerdir; balık konusuna ayrı bir önem veriyorum. Bu tavır benim kişisel stratejim. Sağlık için balık! Ne kırmızı eti seviyorum ne...