Politika

BALE SAHNESİNİN ''UÇAN'' KAMBURU ANKARA (A.A)

03 Nisan 2011 13:24

-BALE SAHNESİNİN ''UÇAN'' KAMBURU ANKARA (A.A) - 03.04.2011 - ''Her ne kadar nazik ve temiz kalpli biri olsa da onun suçunun cezası adeta doğuştan kesilmişti. Onun, yani sırtında kocaman bir kamburla doğan Quasimodo'nun... Bir gün kalbi, nadir bir güzelliğin etkisine kapıldı, Esmerelda'nın... Korkak bir öfkenin kurbanı olan güzel, işlemediği bir suçla itham edildi ve cezası asılmaktı. Onu sadece bir kişi kurtarabilirdi. Quasimodo''... Orijinal ismi ''Notre Dame de Paris'' olan ölümsüz klasik ''Notre Dame'ın Kamburu'', Fransa'nın krallık döneminin karanlık günlerinde Victor Hugo tarafından kaleme alındı. Romanın başkahramanı olan ve çingeneler tarafından katedrale bırakılan Quasimodo'nun dramı, belki de işlenmesinin en zor olduğu mekanda, bale sahnesinde sanatçı Serhat Güdül tarafından canlandırılıyor. Vücut özürü nedeniyle yürümesi bile olanaksız olan Quasimodo'ya can veren sanatçı, yıllardır başarıyla sürdürdüğü ve dik bir duruş gerektiren bale sanatını bu kez her zamankinin aksine iki büklüm, sırtında dev kambur, yüzünde ağır bir makyaj ve yutkunmasını bile zorlaştıran takma dişlerle icra ediyor. Ankara Devlet Opera ve Balesinin kapalı gişe sahnelediği eser için saatler süren ve tanınmaz hale geldiği makyajla sahneye çıkan sanatçının performansı ilk temsilden bu yana izleyici tarafından ayakta alkışlanıyor. Müziklerini Bujor Hoinic ile Cesare Pugni'nin hazırladığı yapıtın koreografisi ve metni Armağan Davran ile Volkan Ersoy'un imzasını taşıyor.  Üç boyutlu dekorun kullanıldığı eserin en can alıcı sahnesi ise finalinde yer alıyor. Yapıt boyunca üstün performans gerektiren şartlarda dans eden Güdül, 6.5 metre yükseklikteki çan kulesinden kendini aşağı bırakıyor. Bu zor ve riskli sahne için Dağcılık Federasyonundan destek alındı. -''YA QUASIMODO OLSAYDIM''...- ''Uçan Türk'' olarak tanınan altın madalyalı dansçı Serhat Güdül, bugüne kadar kötü adam, soytarı gibi karakter rollerinde de izleyici karşısına çıktığını, ancak ''Notre Dame'ın Kamburu''nu sanat yaşamında bir dönüm noktası olarak gördüğünü söyledi. Yüzüne bakılamayacak denli çirkinliğine karşın bu görüntüsünün tam aksine duygusal ve temiz kalpli olan Quasimodo ile arasında ''duygusal bir bağ kurduğunu'' ve bunu hissederek sahneye çıktığını anlatan Güdül, küçük yaşlarda izlediği ''Notre Dame'ın Kamburu''nun o dönemde de kendisini etkilediğini, rolü canlandıracağının belirlenmesinin ardından da eserin kitabını okuduğunu, sinema filmi, müzikal ve dans yorumlarını incelediğini ifade etti.  Quasimodo'nun duygusal yönünden etkilenirken kafasından başka fikirlerin de geçtiğini anlatan Güdül, ''İnsanların acıma duygusu hissettiği, asla yerinde olmak istemediği birini canlandırmak zor oldu. Ama bana olan katkısı da şu, düşündüm ki 'ya Quasimodo olsaydım'... Sağlıklı bir biçimde hayatta olduğumuz için çok şanslıyız'' dedi. -''YILLARCA DİK DURMAYA ÇALIŞIRKEN''- Balenin dik duruşu gerektiren bir sanat dalı olduğunu ve yıllarca gördükleri eğitimde bunun öğretildiğini aktaran Serhat Güdül, ''Ancak bu eserde dik duruş, birbirinden ayrık duran bacaklar, bale duruşları bir yana eciş bücüş, sekerek dans ettim ve bu çok zor. Baledeki klasik formu bir yana koyuyorsunuz ve bunu bir de sırtınızda dev bir kambur, ağır bir makyaj, yutkunmanızı bile zorlaştıran takma dişler ve çok terlemenize neden olan bir perukla yapıyorsunuz'' sözleriyle rolünün zorluğunu anlattı.