Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, eski CHP Milletvekili Eren Erdem hakkında açıklamalarından dolayı suç duyurusunda bulundu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, suç duyurusu dilekçesini Avukatı Ahmet Özel aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iletti. Dilekçede, Eren Erdem’in Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda 'Bakan Varank’ı hedef alan asılsız birtakım iddialarda bulunduğu' belirtildi. Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
"Şüpheli özetle sözde müvekkilimin adı geçen cumhuriyet savcısına talimat vererek tutuklanmasına sebep olan gizli tanık aracılığıyla kendisine kumpas kurulduğunu iddia etmektedir. Şüphelinin bu yöndeki beyanı tümüyle asılsızdır. Mesleki kariyeri yalan ve iftiralarla dolu olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski milletvekili, şikayete konu beyanıyla hezeyanlarına bir yenisini daha eklemiştir. Şüphelinin iddia etiği gibi müvekkilimin bahsi geçen olay ile hiçbir ilgisi, bağlantısı bulunmamaktadır. Hal böyleyken şüphelinin eylemi tümüyle hakaret ve iftira suçunun unsurlarını oluşturmaktadır."
Dilekçede Erdem’in 'hiçbir somut gerçekliği olmayan asılsız iddiayı kamuoyuyla paylaşmasının açık şekilde yasalarla koruma altına alınmış olan kişilik haklarını, kişinin lekelenmeme hakkını ihlal eden bir saldırı' olduğu ifade edilerek, Erdem'in birtakım siyasi hesaplarla Bakan Varank’ı kamu nezdinde küçük düşürmeye ve suçlamaya çalıştığı kaydedildi. Erdem’in yaptığı basın açıklamasının Bakan Varank’ın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ifade edilerek, Erdem hakkında “kamu görevlisine alenen hakaret suçu” kapsamında dava açılması talep edildi.
Ne olmuştu?
Eren Erdem cezaevinden çıkmasının ardından Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda "Gizli tanık ifadesini dosyaya koyan o dönemin savcısı Fuzuli Aydoğdu’nun, HSYK’daki Genel Sekreterlik görevinden Yargı Paketi’nin Resmî Gazete’de yayımlandığı gün istifa etiği duyuruldu. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna şöyle yanıt vermişti:
"Aydoğdu, görevden istifa etmedi. Benim aldığım bilgiye göre kendisi ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül arasında fikirsel bir çatışma yaşandığı iddia ediliyor. Benim cezaevinde kalmama neden olan kişi bu Savcı. Hükümet ve içindeki birileri benim cezaevine girmemi istediler. Beni her noktada inceliyorlar ve bir şey bulamıyorlar. Bunların tamamının temiz olduğu da dosyamızda var. Bu benim aklandığım gösteren en temel şey zaten. Dosyadaki tanık beyanına göre Bakan Mustafa Varank, Fuzuli Aydoğdu’ya talimat veriyor ki bunlar duruşma tutanaklarında da mevcut. Varank, gizli tanığa bir gazeteci gönderiyor. Bana yönelik soruşturma aşamasında verdiği ifadeyi hazırlatıp altına imza attırıyorlar. Kumpas kuruluyor. Gizli tanık ifadesi dışında hiçbir yan delil yok. Aydoğdu’nun gizli tanık görevlendirdiği ortaya çıkınca, resmi tutanağa girince ve bu tutanağın da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitme olasılığı olunca Adalet Bakanı bu şahsı görevden aldı. Ben bir gizli tanığın lafıyla tutuklandım. İstanbul Grubu diye bilinen Aydoğdu’nun da içinde olduğu bu grup Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ü de hedef aldı. Üzerine atılı bütün işleri uzmanlıkla yaptılar ve benim dosyam da bunlardan biriydi. Sonuç olarak da Aydoğdu, benim dosyamla terfi etti, benim dosyamla görevden alındı."