Gündem

Bakan Çelik'ten Haşim Kılıç'a Kenan Evren göndermesi

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın açıklamalarını eleştirerek, 'Bir yüksek yargı kurumu başkanının karakter tartışması açmaya çalışması yakışıksız' dedi

27 Nisan 2014 01:46

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın değerlendirmelerine tepki göstererek, "Hükümete karşı yapılan uluslararası boyuttaki kara propagandanın burada daha dolaylı yollardan üretildiğini görüyoruz" dedi. Kılıç’ın daha önce de vahim bir çıkış yaptığını anımsatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aylar önce Kılıç, beni çok şaşırtan biçimde, Meclis Anayasa Komisyonu’na karşı şık olmayan ifadeler kullanmıştı. Meclis’te yürütülen uzlaşma çalışmalarını kastederek; ‘Bunu Kenan Evren de yapardı’ demişti. O gün bunu tartışmamız lazımdı. O konumdaki biri böyle konuşabilir mi? Bu üslupla Meclis’e karşı bir Kenan Evren, bir de Yekta Güngör Özden konuşurdu. Kılıç’taki üslup değişimini ben o zaman tespit etmiştim” ifadelerini kullandı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın açıklamalarını sert bir dille eleştiren Çelik, “Bizim siyasi kültürümüzde uzun zaman önce geride bıraktığımız kurtarıcı ya da demokrasinin mehdisi kurum pozisyonuna, AYM Başkanı kendi kurumunu yerleştirmiş görünüyor” dedi.

 

'Tek başına bu rolü üstlenemez'

 

Kılıç’ın konuşmasının genelinde hükümeti ve AYM’yi karşı kamplara yerleştiren bir tutum takındığını vurgulayan Çelik, şunları söyledi: “Hükümete karşı yapılan uluslararası boyuttaki kara propagandanın burada daha dolaylı yollardan üretildiğini görüyoruz. Kılıç, hükümeti otoriter bir kampın içine konumlandırırken, kendilerini hukukun üstünlüğünü, temel hak ve hürriyetleri koruyan bir noktaya yerleştiriyor. Demokrasilerde hiçbir kurum tek başına bu rolü üstlenemez.”

 

'Fevkalede yakışıksız'

 

Bir kurumun kendisini vatandaşın, cumhuriyetin, temel hak ve hürriyetlerin, hukuk devletinin teminatı olarak göstermesinin tehlikeli olduğunun altını çizen Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: “Geçmişte zaman zaman ordunun ve başka kurumların yaptığı gibi kurtarıcı misyona kendini kaptırmış. Demokrasi felsefesiyle en çelişen durum, bir kurumun kendine kurtarıcı misyonu biçmesidir. Hiç yakıştıramadığım bir durum da gömlek değiştirme metaforu üzerinden bir yüksek yargı kurumu başkanının karakter tartışması açmaya çalışması. Fevkalade yakışıksız.”

 

'Önceden tespit etmiştim'

 

Kılıç’ın daha önce de vahim bir çıkış yaptığını anımsatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aylar önce Kılıç, beni çok şaşırtan biçimde, Meclis Anayasa Komisyonu’na karşı şık olmayan ifadeler kullanmıştı. Meclis’te yürütülen uzlaşma çalışmalarını kastederek; ‘Bunu Kenan Evren de yapardı’ demişti. O gün bunu tartışmamız lazımdı. O konumdaki biri böyle konuşabilir mi? Bu üslupla Meclis’e karşı bir Kenan Evren, bir de Yekta Güngör Özden konuşurdu. Kılıç’taki üslup değişimini ben o zaman tespit etmiştim.”

 

Taziye mesajı

 

Başbakan Erdoğan ’ın 1915 olaylarına ilişkin taziye mesajını da değerlendiren Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, açıklamayı paradigma değiştiren ve zihniyet sıçraması yaşatan bir başlangıç olarak niteledi. Yıllardır pasifist ve çekimser kalınan bir konuda müthiş bir özgüven ortaya konulduğunu söyleyen Çelik, “Burada yaşanan ne varsa hepimizin ortak tarihidir. Geçmişte Osmanlı topraklarında yaşayan, bugün ‘diaspora’ olarak anılan Ermeni, Rum ya da başka grupların her birinin Anadolu’nun diasporası olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Daha önce diasporada bulunan herkese geri dönmeleri hususunda çağrı yaptığını hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Türkiye artık, ‘Madem ki suçlanıyorum, ben de karşıdakini suçlayayım’ gibisinden bir politikaya prim vermeyeceğini göstermiştir. Biz bunu yapalım, karşı taraf da şunu yapsın diye bir pazarlık da söz konusu olmamıştır. Tam tersine Türkiye gücünü bu tip pazarlıklardan değil doğru duruş üretmekten aldığını göstermiştir. Biz gerçeklerle yüzleşmekten kaçmayacak kadar da kendimize güveniyoruz.”