Yaşam

'Bahçelievler katliamı örtbas edilemedi'

Bahçelievler Katliamı’nın 30 . yılında soruları yanıtlayan davanın avukatı Erşen Şansal: ‘Alışılanın aksine bu davanın faili meçhul kalmadı. Kontrger

09 Ekim 2008 03:00

Bahçelievler Katliamı’nın 30 . yılında soruları yanıtlayan davanın avukatı Erşen Şansal: ‘Alışılanın aksine bu davanın faili meçhul kalmadı. Kontrgerillanın tezgâhı olduğunu söyleyemeyiz' dedi.

Bahçelievler katilamı davası avukatlarından Erşen Şansal, Bahçelievler katliamı davasının diğer 12 Eylül dönemindeki davalarından, farklı olduğunu belirterek, “Faili meçhul kavramı, 12 Eylül yargılamalarının simgesi gibidir. Ama Bahçelievler katliamı farklı bir nitelik, bir görünüm taşır. Bu bakımdan fail meçhul değil, faaili ve fiili belli olan bir davadır” dedi.

8 Ekim 1978’de yedi Türkiye İşçi Partili (TİP) öğrenci, evlerinde ders çalışırken, bir grup ülkücü tarafından Ankara Bahçelievler semtinde vahşice katledilmişti. Tarihe ‘Bahçelievler Katliamı’ olarak geçen olayın davasını üstelenen Şansal, katliamın 30. yılında Radikal’in sorularını yanıtladı.

Avukat Şansal, katilamda hemen sonra ilk yakalanan kişinin, olayda gözcülük eden Duran Demirkıran olduğunu belirterek şunları anlattı:

Ardından yakalan isim İbrahim Çiftçi oldu. Daha sonra Ercüment Gedikli ve Ömer Özcan’ı yakalandı. Yargılamanın ardından Duran Demirkıran, Ömer Özcan ‘gözcülükten’ dolayı ceza aldı. Ercüment Gedikli ise yedi kez idama mahkûm edildi. Sonra cezası yedi kez ağırlaştırılmış müebbet hapse dönüştürüldü. O sırada Haluk Kırcı yakalandı.

Kırcı hâlâ cezaevinde: O da Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandı ve 7’şer kez ölüm cezasına mahkum oldu. Yargılama aşamasında o tarihte yakalanamayan iki kişi yakalandı. Bunlar Ünal Osmanağaoğlu ve Bünyamin Adanalı’dır. Bunlarla 7’şer kez ölüm cezasına mahkûm edildiler. Ancak ölüm cezası kaldırılınca onlarda hapis türünde cezalar aldılar. Haluk Kırcı, halen içerdedir. Ercüment Gedikli cezasını çekti, Ömer Özcan, Duran Demirkıran cezalarını tamamlayıp çıktılar. O arada bir kişi yakalandı; Mahmut Korkmaz... Korkmaz kim? Bahçelievlerde oturan, katilamın planlandığı evin kiracısı.

Yazıcıoğlu’nun tehdidi: Olayda Abdullah Çatlı’nın izinin olduğu çok açık biliniyordu. Aydınlık Gazetesinin haberine göre Muhsin Yazıcıoğlu, emniyete telefon edip ‘Çatlı’yı bırakmazsanız, Ankara’nın 150 yerinde bomba patlatırız’ demişti. Ve iddialara göre Çatlı, bu telefondan sonra elini kolunu sallayarak gitmişti. Çatlı da arananlardandı, yakalansaydı 7 kez idam verilecekti.
Örtbas edilemedi: Bahçelievler olayında bir suçüstü gibi yakalanma olayı olmasından kaynaklı olarak asla örtbas edilmedi. Bahçelievler katliamında, ‘arkasında kontrgerilla yada başka bir kuruluş var’ diyemeyiz. Buna ilişkin bir bulguya rastlanılmadı.

‘Kontrgerilla işi diyemeyiz’

‘Bahçelievler katliamı kontgerillanın bir tezgâhıydı’ diyemeyiz; böyle bir bulgu yok. Katliamın sorumlulardın İbrahim Çiftçi, enterasan bir şekilde Savcı Doğan Öz’ün ölümüyle ilgili olarak açılan davada beraat etmişti ve bu davadan da beraat etti. Haluk Kırcı’nın nedense hep yanlışlıkla 2 kez tahliye edilmesi gibi meselelerde farklı bir görünüm taşıyor. Ancak bu tür çabalar, Bahçelievler Katliamında gerçeği karartmaya yeterli olmadı.

Derin devlet bulgusu yok: Cinayetin failleri devletin resmi personeli değil. Derin devlet diye bir meseleden söz edildi. Derin devlet olgusu da şimdi Ergenekon soruşturmasıyla, devletin savcıları tarafından ortaya konulmaya başlandı. Bu derin devletin bir takım cinayetler planlandığı açık itiraflar da oldu. Bahçelievler katliamı davasına 30 yılımı verdim. Ben Bahçelievler Katliamı ile ilgili görevlendirilmiş, özel bir korumaya tabi tutulan olduğunu zannetmiyorum.

Abdullah Çatlı yakalandı mı?

Ertuğrul Mavioğlu’nun ‘Apoletli Adalet’ adlı kitabında bilgi veren, 1981 - 1989 yıllarında Askeri Yargıtay’da görev yapan M. D. isimli hâkim, Bahçelievler Davası dosyasını incelemişti. Ertuğrul Mavioğlu’na Abdullah Çatlı’nın katliamla ilgili olarak yakalandığına dair bir belgeyi gördüğünü söyledi. Katliam için zanlılar eve girdiğinde dışarıdaki arabada katliamı planlayan Abdullah Çatlı bulunduğunu anlatan M.D., “Arabayı kullanan, bu olayın gerçekleştirilmesinde emir komuta düzeyinde her şeyi yapan adam, şimdi ismini söylememe gerek yok (Abdullah Çatlı kastediliyor yn.) Bu şahsın yakalandığına dair yazılı bir belgeydi bu. Fakat bu yakalanan adamın ne olduğuna dair dosyada başkaca bir belgeye rastlayamadım... Susurluk kazası meydana geldikten sonra TBMM’de kurulan komisyona bu belge konusunda bilgi verdim. Yanıt geldi, Böyle bir belge yokmuş. Avukat Şansal, bu belgenin çalındığı iddiasını ilk defa duyduğunu belirtti.