-Bahçeli'den "provakasyon" uyarısı ANKARA (A.A) - 20.10.2011 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''provokasyonlara, tahriklere dikkat edilmeli, bin yıllık kardeşliğimizi zayıflatacak, incitecek ortamlara, davetlere ve komplolara karşı uyanık olunmalıdır'' dedi. Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, terör konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yaşanan terör olaylarından dolayı vicdanların ayağa kalktığını ve öfke selinin Türkiye'yi boydan boya kapladığını ifade eden Bahçeli, buna rağmen provokasyonlara, tahriklere dikkat edilmesi, bin yıllık kardeşliği zayıflatacak, incitecek ortamlara, davetlere ve komplolara karşı uyanık olunması gerektiğini bildirdi. Konuşmasında yaşanan terör olaylarından hükümeti sorumlu tutan Bahçeli, hükümetin terörü kabullendiğini ve çözülemeyeceğini de beyan ettiğini savundu. ''Şüphesiz Türk milleti terörün iğrenç yüzüyle ne ilk defa karşılaşmaktadır, ne de bu gidişle son olacaktır'' diyen Bahçeli, şöyle konuştu. ''AKP hükümetiyle birlikte siyasal zemin bulan, üstelik sıradanlaşan ve kanıksanan terör; anlaşılmaktadır ki pis ve hain faaliyetlerini devam ettirecek, belirlediği amacına ulaşmak için her türlü insanlık dışı yolları deneyecektir. Gelişmeler ve ortaya çıkan gerçekler maalesef bu yöndedir. İçinden geçtiğimiz dönemde milletimizin maruz kaldığı terör provokasyonu ve zalimliği; vaziyeti kurtararak ya da sorunları öteleyerek geçiştirilemeyecek kadar büyümüş ve kök salmıştır. Türk milleti ve vatanı üzerinde adice hesapları ve emelleri olan odaklar, silahlı bölücülüğün kılavuzluğunda ve sunulan imkanlar çerçevesinde ilerlemekte ve tahriklerini büyük bir iştahla sürdürmektedir. Aziz milletimizin ve devletimizin bekası tehdit ve tehlikelerle sarsılmaktadır.'' Bahçeli, hükümetin ''bugünkü terör açmazında büyük bir vebali ve sorumluluğu'' bulunduğunu da ileri sürerek açıklamasını şöyle sürdürdü: ''Bölücülüğün kanlı menüsünü milletimizin önüne koyan hükümetin, terörist eylemlerin planlanıp hayata geçmesi konusunda gaflet ve hıyanete varan tavizkar bir tutum takındığı bizim açımızdan tartışmasızdır. Demokratik açılım adı verilen 'Yıkım Projesi' ile bölücülüğün akordunu tamir eden, ihanet taleplerinin karşılanacağı ümidini uyandıran AKP'nin bölücü saldırılardan şikayet etmesi tuhaf olduğu kadar, temelsizdir. Zira bugüne kadar, bölücülüğe ve arkasında duran silahlı terör örgütüne müsamaha gösteren, tolerans sınırlarını genişleten, bağışlayıcı yaklaşan AKP zihniyetinden başkası olmamıştır. Dün, 14 yıl Suriye'nin başkenti Şam'da bir villadan çetesini yöneten terörist başının, 11 yıl boyunca sığındığı cezaevi hücresi yeni ikameti ve karargahı olmuş, daha önce hiç olmadığı kadar kendisine söz hakkı verilmiştir. Hükümetin sözde çözüm çalışmaları ve başbakanın muhatap alması İmralı canisini tekrar eski yönetim gücüne kavuşturmuş, Kandil kadrolarının desteği ile Başbakan Erdoğan'ın açılım ikizi haline getirmiştir. 'İyi şeyler olacak, umutluyum' sözlerinden 'bıçak kemiğe dayandı, günlerini görecekler, bedelini ödeyecekler, siz temizlemezseniz biz temizleriz' sızlanmalarına büyük kayıplar ve şahadetler eşliğinde gelinmiştir. Başbakan Erdoğan'ın Habur'da umut verici gelişme olarak yorumladığı terörist kafilenin karşılama törenleri, bugün onlarca vatan evladının albayrağa sarılı tabutlarıyla yer değiştirmiştir.'' -''...keşke dememiş olsaydı''- ''Bitlis'in Güroymak ve Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki terör saldırılarından sonra gösterilen içi boş kararlılık çıkışlarının da bir karşılığı olmayacaktır'' diyen Bahçeli, ''Çünkü AKP'nin sicili ve yaptıkları bizim bu görüşlerimizi ziyadesiyle doğrulamaktadır'' diye konuştu. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: ''İlave olarak, keşke sayın cumhurbaşkanı 'intikam' sözünden çok önce, Güroymak'a Norşin dememiş olsaydı. Keşke, 24 kahramanı toprağa verdiğimiz bölgeye geçen hafta yaptığı gizli ve sorgulanması gereken ziyareti açıkça ve egemen bir devletin cumhurbaşkanına yakışır bir şekilde yapsaydı. Geçmişte büyük çaplı terörist saldırılardan sonra ABD'ye giderek icazet arayışında olan başbakanın, yine aynı eğilim ve davranış içine girip girmeyeceği bizim merak ettiğimiz en belirgin husustur. Terörle mücadele etmek yerine müzakereyi tercih eden başbakanın, gerek siyaseti ve gerekse de ruh hali Türk milletini dirliğe ve esenliğe ulaştırmaktan tamamen uzaklaşmıştır. Özellikle dünkü konuşmasında dile getirdiği, 'muhalefetin bu işin sorumlusu hükümettir derken herhangi bir çözüm önerisi koymadan böyle bir yaklaşım sergilemesi milletimizi tahrikten başka bir şey değildir' demesi akıl tutulmasına yakalandığının apaçık göstergesidir.'' Bahçeli, Başbakan Erdoğan'a, ''Şayet bizim çözüm ve çareye yönelik tekliflerimiz yoksa sizin var mıdır? Çözümünüz teslim olmak, ateşkes ilanı için zemin yoklamak, yabancı memleketlerde katillere sırnaşmak mıdır? İmralı canisiyle görüşmek, devletin haysiyetini iki paralık etmek, milletin hakkını çiğnemek sizin sahip olduğunuz, ama kimsenin bilmediği tedbirler arasında mıdır? Iraklı aşiret reislerinin 'Terör şiddetle çözülmez, silahlar bırakılmalı, ateşkes sağlanmalı, af çıkartılmalı' şeklindeki küstahlıklarına suskun kalmak, PKK'ya 'silahı bırakır gelir masada konuşursun' diyerek alttan almak sizin tedbirlerinizden birisi midir? Küresel güçlerin arkasında ve aşiret reislerinin himayesinde kanlı bir küresel terör organizasyonunu adi suç örgütü veya masum bir sivil toplum kuruluşu gibi görmeye ve göstermeye çalışmak sizin önerilerinizden midir?'' diye sordu. Partisinin hiçbir zaman terör saldırılarını bir fırsat olarak gören ganimetçi bir tavırda olmadığını kaydeden Bahçeli, bölücülüğün önlenmesi ve terörün bitirilmesi konusunda tekliflerini ve önerilerini milletle ve muhataplarıyla paylaştıklarını, paylaşamaya da devam ettiklerini söyledi. Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın ön almak ve peşinen suçlamak için başvurduğu bu yöntemin ne kendisine bir hayrı dokunacaktır ne de günahlarını kapatmaya yetecektir. Herşey milletimizin şahitliğiyle ortadadır ve çok uzağa gitmeye mahal yoktur'' dedi. -"Oy verirken hesaba katmadılar" Partisinin terörle mücadele konusunda çeşitli zamanlarda eleştiri ve önerilerini açıkladığını bildiren Bahçeli, ''buna rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP üzerine çamur sıçratma gayretinin asla sonuç doğurmayacağını ve kendisini de aklamaya yetmeyeceğini'' ifade etti. Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun terör konusunu ele almak üzere TBMM'de komisyon oluşturulması talebini ''yanlış ve tutarsız'' olarak niteleyen Bahçeli, şunları dile getirdi: ''Eğer bölücü terörün hain ve kanlı eylemlerinin muhatabı hükümet değilse kimdir ve bu mesuliyet kimin omuzlarındadır ve bunu kim önleyecektir? AKP'ye oy ve yetki vermiş aziz milletimiz, bu tercihini yaparken doğal olarak bunu da hesaba katmıştır. Bu mantıksız ve garabet açıklama, CHP'nin de kafasının karışık olduğunun ispatıdır. PKK'nın siyasi uzantılarının Meclis salonlarında olduğu düşünüldüğünde, PKK'ya karşı hangi tedbirleri ve nasıl almak mümkün ve ihtimal dahilinde olacaktır? Bir tarafta AKP hükümeti, diğer tarafta anamuhalefet CHP çaresizlik içinde kıvranmakta ve içinde bulundukları bölücülük tuzağının bütün sancılarını yaşamaktadırlar. Gazi Meclisimiz zaten üzerine düşeni fazlasıyla yapmış ve hükümete sınır ötesi harekat için yetki vermiştir. Şimdi sıra bu yetkiyi kullanmaya ve Kandil'e, terör yuvalarının kalbine Türk bayrağını dikmeye gelmiştir. Terörist kampların etkisizleştirilerek, PKK'nın topyekûn yok edilmesi için hükümetin arkasında görmesini bildikten sonra kararlı bir millet iradesi vardır. Başbakan durmamalı, beklememeli, Kandil'in fitne saçan ışığını Türk milletinin nefesiyle söndürmeli ve taş üstünde taş bırakmamalıdır.'' -''İşbirlikçiler''- Bahçeli, kimden ve nereden kaynaklanırsa kaynaklansın; bölücü terörü içeride himaye eden, destek veren, şımartan, teşvik eden, kışkırtan ve işbirliği içinde olanların cezalandırılmasını istedi. Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Medyada yer tutmuş kiralık kalem sahipleri, ihanet tezlerinin sözcülüğünü yapan sözde aydın taife, terör yardakçısı mahfiller ve siyaset uzantıları hakkında da Cumhuriyet Başsavcılıkları gereken girişimleri acilen başlatmalıdır. Olur olmadık davalar açarak, kovuşturmalarla birçok insanın peşine düşen Cumhuriyeti savunan savcılar, Cumhuriyet düşmanlarına karşı da duruş sergilemeli ve üstlendikleri görevlerinin gereğini yerine getirmelidirler ve acilen ihaneti hazzettirmeye çalışanlara yönelik olarak hukuku işleterek yakalarından tutmalıdırlar. 12 kötü adamın saflarına sürekli yeni simaları eklemelerine imkan tanınmamalı ve bunların zehir saçan üslupları kesinlikle cezasız bırakılmamalıdır. Eğer hükümet bölücü terör sorununu çözemiyorsa ve bunu da kabul ediyorsa; milletimiz meraklanmasın, yalnız ve bir başına değildir. Yapamayan gider ve yapacak olan muhakkak gelir. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki: Milliyetçi Hareket Partisi her şart altında elini taşın altına sokmaya hazır ve kararlıdır. Terörle mücadelede önemli olan irade göstermek, milletimizin kudretini yere düşürmemek ve devletin gücünü balyoz gibi hain kafalara indirmektir. Kimse endişe etmesin; bu işin üstesinden hiç kimse gelemiyorsa, Milliyetçi Hareket, şartlar müsait olduğunda ve milletimizde talep ettiği takdirde terörün kısa süre içinde kökünü kazımaya hem azimlidir ve hem de yeminlidir. Dün nasıl terörün beli kırıldıysa, bu defa imha edilmesi milli heyecanla mutlaka başarılacaktır.'' -''OHAL ilan edilmeli''- Bahçeli, terörle mücadele için önerilerini şöyle açıkladı: '' Türk milletini alt kimliklere dönüştürecek, milletleşmeyi baltalayacak, milli kimliği hırpalayacak, milli birliği zedeleyecek ve bölücülüğün tahliye kapısı olan demokratik açılım isimli yıkım projesinden derhal vazgeçilmelidir. Yıkım koordinatörü Başbakan Yardımcısı istifa etmeli veya azledilmelidir. Bölücü terörün zirve yaptığı bölgeleri kuşatan yerlerde OHAL ilan edilmelidir. Irak'ın kuzeyine yönelik bedeli ne olursa olsun kapsamlı kara hareketi bir an önce başlatılmalı ve merkezi Irak yönetimi nezdinde gerekli girişimler acilen yapılmalıdır. Terörle arkalanmış bölücülüğün imha edilmesi için etkili ve caydırıcı bir plan hazırlanmalı ve uygulamaya koyulmalıdır. Uluslararası kamuoyunun daha fazla desteğini almak için diplomatik girişimler yoğunlaştırılmalı; terörün mali, insani ve iletişim kaynakları kökünden kurutulmalıdır. Bölücü terör örgütünün sahip olduğu ağır ve uzun menzilli silahların nerelerden ve kimlerden temin edildiği belirlenmeli, eğer varsa dost ve müttefik görünen ülkelerin terörle ilişkilerinin ne boyutta olduğu mutlaka açıklanmalıdır.'' ''Unutulmamalıdır ki, Milliyetçi Hareket geçilmeden, Türk milliyetçileri aşılmadan, Ülkücüler yenilmeden son vatanımızda Türk milletini bölmeye Allah'ın izniyle kimsenin gücü yetmeyecektir'' görüşünü dile getiren Bahçeli, ''Şehitlerimizin kanlarını dökenler, milletimizin canını acıtanlar er ya da geç yok olmaktan kurtulamayacaklardır. AKP ne yaparsa yapsın, hangi tezgahın içine düşerse düşsün; Milliyetçi Hareket Partisi tüm heybetiyle gelişmeleri izlemekte ve milletinin emrinde olduğunu haykırmaktadır ve henüz son sözümüzü söylemediğimizi, son hamlemizi yapmadığımızı da kimse aklından çıkarmamalıdır'' dedi. -SORULAR- Bahçeli, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin, ''200 PKK'lının sınırdan geçtiği ve bu saldırı 'geliyorum' diye uzmanların eleştirisi var. Saldırılarda bir istihbarat zafiyeti var mıdır?'' sorusu üzerine Bahçeli, ''Uzmanlıkları ne kadardır onu bilemiyorum. Bu sözde uzmanlarla konuyu yorumlamak doğru değildir. Gerçeği ya hükümet açıklamalı ya da Genelkurmay açıklamalıdır'' cevabını verdi. ''Neçirvan Barzani Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek. Bu saldırının ışığında bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna ise Bahçeli, ''Sözde bir Kuzey Irak'taki sünni devletin temsilcisi ile değil merkezi Irak Hükümetinin muhatap alınarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti kesin ve kararlı tavrını bildirmelidir'' yanıtını verdi. Bir başka gazetecinin, ''TBMM'de kapalı oturum var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine ise Bahçeli, şunları kaydetti: ''Türkiye'de her şeyin açık olduğu yerde bunu kapatmanın bir manası yok. Bu çok yanlış bir davranış olmuştur. Her şey açık konuşulmalıdır. Şimdi Meclis görüşmesi başlayacak, bunların kapalı yapmanın bir anlamı yok. Hükümeti, bu millet dinlemeli, muhalefeti bütün çıplaklığıyla görmeli ve dinlemeli, o PKK uzantılarını da hangi niyette olduklarını bizzat Mecliste duyarak öğrenmelidirler.'' Bahçeli, bir gazetecinin ''Hükümetin, muhalefetin şehit cenazelerine gitmesini eleştiriyor. Siz de itidal çağrısı yaptınız, şehit cenazelerine katılacak mısınız? Yine hükümetin, başbakanın medya yöneticilerini bu konuda toplamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Türkiye'de Mehmetçiğin yalnız bırakıldığı bir dönemde, şahadetinde milletimizin şehitlerimizle beraber olması düşüncesinden hareketle, 24 ilimize taşınmış olan şehitlerimize MHP vakur, soğukkanlı itidalli kendisine yakışır bir üslupla, son görevini yerine getirecektir. Bugün kapalı oturuma değil, ikindi namazındaki şehidimizin cenaze töreninde olacağım'' karşılığını verdi.