MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, UEFA tarafından Fenerbahçe ve Beşiktaş'a verilen cezalarla ilgili yaptığı açıklamada, ''Fenerbahçe ve Beşiktaş'a şike yaftası vurmak, bazı oyuncularını ve yöneticilerini iddialar netlik kazanmadan suçlamak kimseye, hele spor hayatına bir şey kazandırmayacaktır. Herkes bilsin ki, bu iki kulübe yönelik desteğimiz ve sevgimiz hiç azalmayacaktır'' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, UEFA Denetleme ve Disiplin Kurulu tarafından Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerine verilen cezaları değerlendirdi.
MHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Bahçeli, Fenerbahçe ve Beşiktaş'a ceza veren UEFA'nın tüzel ve gerçek kişi ayrımı gözetmediğini belirterek, şunları söyledi:
"110 yıllık bir maziden süzülüp gelen Beşiktaş ile 106 yıllık bir geçmişe sahip Fenerbahçe, UEFA tarafından haksız ve peşin hükümlerle suçlanmış ve cezalandırılmıştır. Buna göre Fenerbahçe kulübümüz 3, Beşiktaş kulübümüz ise 1 yıl süreyle Avrupa kupalarından men cezası almıştır. Fenerbahçe'nin 3. sezona ait cezasının ertelenerek, 5 senelik denetimle herhangi bir suç unsurunun bulunmaması halinde iptal edileceği kararlaştırılmıştır.
UEFA kararının elbet tartışılacak, sorgulanacak birçok yanı bulunmaktadır. Değişik müsabakalarda şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddialarının UEFA tarafından tüm yönleriyle adalete ve hakkaniyete riayet edilerek, tetkik ve tahkik edildiğini söylemek zorlama bir yorum olacaktır. Her şeyden önce UEFA, tüzel ve gerçek kişi ayrımı gözetmemiştir.
'Yetersiz ve eksik bilgilerle hüküm'
Anlayamadığımız taraf ilk etapta şahıslar ceza almazken, kulüplerimizin ne için ve hangi mantıkla cezalandırılmaları olmuştur. UEFA Denetleme ve Disiplin Kurulu'nun görevlendirdiği müfettişlikten şike ve teşvik primi iddialarına adı karışan bazı isimlerle ilgili ilave bir rapor istemesi de yetersiz ve eksik bilgilerle hüküm verildiğine karine teşkil etmiştir.
Bu kararı, 'şike iddialarıyla ilgili kanaat oluştu' şeklinde anlamlandırmak ise, bizim açımızdan gereksiz ve gerekçesizdir. Madem bazı şahıslarla ilgili şike iddiaları vardır. O halde yaklaşık bir yılı bulan süredir UEFA bunu ne için teşhis ve tespit edememiştir? Kulüplerimizin itham edilmesi, günahkar gösterilmesi ve sığ yorumlarla güvenilirliğinin sabote edilmesi, UEFA'nın kolaycı ve kestirme yollara tevessül ettiğinin ayan beyan kanıtıdır.
'Prestijlerine zarar veriliyor'
Bazı kulüp yöneticileri ve oyuncularla ilgili şüphelerden hareket edilerek, Türk futbolunun yüz akı iki kulübümüzün onur ve saygılarıyla oynamak, prestijlerine zarar vermek bize göre art niyetliliktir. Elbette mesele yalnızca iki büyük kulübümüzün suçlanması ve hak mahrumiyeti yaşaması ile sınırlı değildir.
Asıl üzerinde düşünülmesi ve durulması gerekenler Türk futbolunun ve Türk sporunun da yargılandığı, aşağılandığı ve itibarıyla oynandığı gerçeğidir. İsviçre'den Türk futbol kulüplerinin ve bunlara gönül veren milyonlarca kardeşimizi rencide etmek miyop ve muğlak batılı anlayışın ifşasından başka bir anlama gelmemiştir. Buna da kimsenin hakkı yoktur.
'UEFA objektif değil'
UEFA'nın kararlarında objektif olmadığı, Beşiktaş ve Fenerbahçe'yle birlikte incelediği Romanya'nın bir takımına karşı takındığı tarafgir bakışla da sabitlenmiştir. Bu iki kulübümüze ceza yağdıran bu kurumun hemen hemen benzer konuda bir Avrupa takımına sıra gelince yelkenleri suya indirmesi ve sadece 5 yıllık bir denetimle iddiaları savuşturması çifte standardın tescilidir.
Bu gelişmeler ışığında söylemek lazımdır ki, UEFA'nın verdiği karar kesin ve itiraz edilemez olmadığı için şimdi sırayı tahkim aşaması almıştır. Kulüplerimizin yaptıkları itirazın incelenerek doğru ve adil bir karar verilmesi Türk sporunun üzerindeki gücü biraz olsun hafifletecektir."
Başbakan'a çağrı
Başbakan ve Futbol Federasyonu'nun üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini de ifade eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye Futbol Federasyonu üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli, kendi sahasında top çevirmemelidir. Başbakan Erdoğan, geçen yılın mart ayında partisinin genel merkezinde ağırladığı UEFA nezdinde gerekli çalışma ve girişimi yapmalı ve iki büyük kulübümüze sahip çıkmalıdır. Elbette kim şike yapmışsa, teşvik primine kimler tevessül etmişse bulunup haklarında gerekli işlemler yapılmalıdır. Buna diyeceğimiz bir şey yoktur. Sporun ruhu, sportmenlik ahlakı da bunu gerektirecektir.
'Avrupa futbol lobisinin fütursuzluğu'
Ancak tüzel kişilerin hedef tahtası yapılmasına müsaade etmemek, iddialar sübut bulmadan, somut bir hal kazanmadan adı geçen kişi ya da kişilerin peşinen suçlu ilan edilmesine engel olmak sorumluluk makamındaki herkesin görevi olmalıdır. Başbakan Erdoğan meseleye seyirci kalmamalı, Avrupa futbol lobisinin fütursuzluğuna hareketsiz durmamalıdır.
Özellikle Çarşı grubunun muhalif duruşunu bahane ederek en başta Beşiktaş'la ve yöneticilerle sürtüşme gerekçesiyle, Fenerbahçe'ye şaşı ve duyarsız yaklaşmamalıdır. Fenerbahçe ve Beşiktaş'a şike yaftası vurmak, bazı oyuncularını ve yöneticilerini iddialar netlik kazanmadan suçlamak kimseye, hele spor hayatına bir şey kazandırmayacaktır. Herkes bilsin ki, bu iki kulübe yönelik desteğimiz ve sevgimiz hiç azalmayacaktır."