Politika

BAHÇELİ: TOPLUMU AYIRMAK FAYDA KAZANDIRMAYACAK İSTANBUL (A.A)

28 Temmuz 2010 22:37

-BAHÇELİ: TOPLUMU AYIRMAK FAYDA KAZANDIRMAYACAK İSTANBUL (A.A) - 28.07.2010 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Asıl sorunları öteleyerek, başka hesaplar uğruna Anayasa değişikliği üzerinden toplumu mevzilere ayırmak, emin olun ki hiç kimseye bir fayda kazandırmayacaktır'' dedi. Bahçeli, İstanbul Sanayi Odasının (İSO) Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, dünyada son 200 yılın ekonomik seyrine bakıldığında krizlerin birbirini izlediğini, eksik ve fazla üretimlerin yol açtığı krizlerin faturasının çok acı olduğunu, en başta işsizlik ve yaygın bir sefaletin ortaya çıkmasına yol açtığını söyledi. Gelinen noktada sorunların hala bitmediğini, kontrolden çıkan bütçe açıkları ve çoğalan kamu borç stoklarının birçok Avrupa ülkesini köşeye sıkıştırdığının altını çizen Bahçeli, küresel krizin ülkeler üzerinde çok derin etkileri olduğunu söyledi. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Dünyada durum böyleyken bizde ise ekonominin uğradığı kazanın büyüklüğü ve neticede işleyen hiçbir tarafın kalmamış olması, yaşanmış acı gerçekler olarak hafızalardaki tazeliğini korumaktadır. Türkiye ekonomisinin iç çelişkileri ve yapısal sorunları, kendisine has krizi anında imal etmiş ve sonucunda büyük bir işsizlik, yoksulluk ve reel sektörün ağır yara aldığı karanlık bir tablo ortaya çıkmıştır. Bunun adı, 2009 büyük ekonomi krizidir. Her sektörün üzerinden silindir gibi geçen krizin, tüm karşı iddialarına rağmen, travması hala atlatılmış değildir.'' Türkiye'nin her alanda sıkıntıların arttığı bir dönem ve zaman sürecinden geçtiğini ifade eden Bahçeli, ''Endişe verici bir cepheleşme, bölücü mihrakların birliğimize yönelik hain suikastları, siyasi sorumluluk taşıyanların gerginlik politikaları hepimizin gözü önünde vuku bulmaktadır. Milletimiz kutuplaşma ve kaos girdabına sürüklenmek istenmiş, karanlık ve korku sarmalına çekilmeye çalışılmış, kargaşa ve kavga eşiğinde ayrışmanın soğuk yüzüyle karşı karşıya bırakılmıştır. Etki alanı giderek daralan, siyasi haysiyeti gün geçtikte zayıflayan bir yönetim öncülüğünde çok derin bir bunalımın dibine itilmiştir'' diye konuştu. Bahçeli, bu süreçte Anayasa değişiklikleriyle ilgili referandumun 12 Eylül'de yapılacağını ve milletin tarihi kararını vereceğini hatırlatarak, şöyle devam etti: ''Elbette milletimizin vereceği hüküm, kesin olacaktır. Sonucu ne olursa olsun buna saygı duymak, hepimizin en temel görevidir. Ancak iyi yönetilmeyen ülkemizin, sorunları dağ gibi büyüyen insanımızın, her alanda emek sarf eden çalışanımızın ve özellikle sanayicilerimizin referanduma sunulan Anayasa değişikleriyle ne elde edeceği belirsizdir.  Türk milletinin birlikte yaşamasının hukuksal senedi olan Anayasanın bazı maddelerinde yapılan değişikliğin, böylesine çatışma ve gerilim yüklü bir atmosferde referanduma götürülmesi çok tehlikeli sonuçlara yol açabilecektir. Oysa ki Türkiye'nin sorunları çoktur ve çözüm için siyasi hükümetten müdahale beklemektedir. Bunların en başında, Türkiye ekonomisindeki sorunlar ve kriz hali gelmektedir. Bahçeli, özellikle küresel güç odaklarının, Türkiye'ye doğal ve normal yollarla kabul ettiremedikleri ''dayatma'' listelerini, krizlerin neden olduğu sarsıntılı ortamlarda, kolaylıkla hayata geçirdiklerini savunarak, ''Krizlerin etkileri bunlarla da sınırlı değildir. Özellikle ekonomideki derin sorunların arkasından gelen demokrasi dışı arayış ve müdahaleler, ekonomik istikrarın demokrasinin istikrarı açısından ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir'' dedi. Bahçeli, Türkiye ekonomisinin, makro ekonomik göstergelerde ifade edilen iyileşmelerin aksine, oldukça kırılgan bir yapıya sahip olduğunu, ''geleceğe dönük planlanan adımların atılmasındaki gecikmeler ve aymazlıklar''ın da ekonomideki sorunları içten içe artırdığını belirtti. Bahçeli, ''Bunlar arasında yer alan ve geride kalan yasama yılında çıkarılması planlanan ve bir çıpa olarak düşünülen Mali Kural uygulaması, hükümetin şimdilik işine gelmemiş ve yasalaşması ileri bir tarihe ertelenmiştir. Siyasi iradenin kararsız ve birbiriyle uyumsuz politikaları ve açıklamaları güven olgusuna ciddi olarak darbe vurmaktadır'' diye konuştu. Bahçeli, şiddetli ve göreli daha hafif krizlerin kapsadığı yılların toplamının, Cumhuriyet tarihinin neredeyse beşte birini oluşturduğunu kaydetti. Bahçeli, ''iftiharla anlatılan ekonomik büyüme''nin detayına inildiğinde sevinmeye fazlaca yer ve gerek olmadığının ortaya çıkacağını dile getirerek, ''Nitekim takvim ve mevsim etkilerinden arındırarak 2009 yılının son çeyreğinden, bu yılın ilk çeyreğine kıyasla büyümenin yüzde 0,1'lik bir artış gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu, neredeyse sıfıra yakın bir büyümedir ve bunun takdir edersiniz ki başarı olarak gösterilebilecek hiçbir tarafı yoktur'' dedi. Ekonominin sorunlarının belirli aralıklarla ve ''inatla'' kendisini gösterdiğini, ancak bundan ders ve sonuç çıkaracak bir anlayışın henüz ortalıkta görünmediğini savunan Bahçeli, yenilikçiliğe açık olmak, ekonominin teknoloji üreten bir yapıya kavuşmasına ortam hazırlamak ve üretim faaliyetleri sonucunda ortaya çıkacak katma değeri dışarı bırakmadan, yurt içinde kalmasını sağlamanın ilk adım olarak düşünülmesi gerektiğini belirtti. Bahçeli, yeni bir sanayi politikasına ihtiyaç olduğuna değinerek, bu konuda hazırlıklı olduklarını ve sanayi sektörünün eksikliklerini ve ihtiyaç duyduğu konuları yakından takip edip stratejilerinin ana hatlarını belirlediklerini ifade etti.