MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın sınır dışına çekilmesi konusunda, “Çekilmenin zamanı, boyutu, kapsamı ile ilgili Türkiye’de hiç kimsenin bilgi sahibi olduğu kanaatinde değilim. Sadece bildiğimiz bir şey var. Hasan Cemal’in başkanlığını yaptığı bir sevkiyat var. 18-24 yaş grubunda olanların Kandil’e doğru gidişini gördük. Bu konuda eğer Genelkurmay’da bir bilgi yoksa hükümet bir şey diyemiyorsa, Hasan Cemal’i bulup sormak lazım. Bu işi bilen Hasan Cemal’dir” dedi.
Alkol alışkanlığının yasakla çözülemeyeceğini, yasağın getirdiği cazibeyle gizli alkol tüketimi ve üretiminin artacağını savunan Bahçeli, “Böyle bir durum da 1930’ların Amerika’sını yaratır ve yeraltı suç örgütleri çıkar” uyarısı yaptı.
Devlet Bahçeli, “Alkol yasağıyla Türkiye’yi kilitlemek yerine gelecek nesilleri alkol alışkanlığından kurtarabilecek eğitim, kültür faaliyetlerinin yanında kısa dönem tedbir olarak da bazı hukuki tedbirlerin geliştirilmesinden yanayız. Yasağı, gelişigüzel kullanırsanız, toplumdaki birçok değeri sarsarsınız” dedi.
Bahçeli, Adana mitingi dönüşü, gazetecilerle sohbetinde alkol yasağının yanı sıra gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Akşam gazetesinden Volkan Yanardağ’ın haberine göre, Bahçeli şunları söyledi:
YASAĞIN CAZİBESİ: (Alkollü içkilere kısıtlama getiren düzenleme) Alkol yasağıyla Türkiye’yi kilitlemek yanlış. Bu bir eğitim ve kültür meselesidir. Eğer bunu yasaklarsanız ve yasağın dışında herhangi bir tedbir alamazsanız o zaman işler çok daha karışık olur. Çünkü sadece yasağın getirdiği bir cazibe vardır. Gizli alkol kullanma, kaçak alkol üretme gibi. Böyle bir durum 1930’ların Amerika’sını yaratır ve yeraltı suç örgütlerini ortaya çıkartır. Yasaklama da yapılsın ama, neye göre? Okulun kapısının önüne büfe kurup içki satılmasın. Al bayraktaki beyaz ay ve yıldızla uzlaşamadığımız bir alanda, herkes zannediyor ki; yeşil ayda anlaştık. Bu çelişkiye de düşmemek lazım... Keşke AKP, ay yıldızlı bayraktaki yanlış gidişatına yeşil aydaki gibi hassasiyet göstermiş olsa.. Yasak kavramını, gelişigüzel kullanırsanız, toplumdaki birçok değeri sarsarsınız. İstişare etmeliler, siyasilerden ziyade bilim insanlarının değerlendirme yapması lazım. Adam yüz metrede rakıyı bulamıyorsa, yüz on metrede bulduğunda ne olacak?
KOZAKÇIOĞLU İNTİHAR MI ETTİ?: Hayri Kozakçıoğlu’na Allah’tan rahmet diliyorum. Türk devletine büyük hizmetler sunmuş bir şahsiyet. Hizmet süreci Türkiye’nin çok ilginç olaylarının yaşandığı, sorumluluğu ağır bir ortamdı... Terörle mücadelede yoğun iklimde bulunan her insan günümüzde sorgulanıyor, ağır suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. Bu hizmet sürecinde kim var ise Silahlı Kuvvetler’de, Emniyet teşkilatlarında ya intihar ediyorlar, ya farklı konulardan dolayı cezaevlerine atılıyorlar ve çoğu da müebbet hapisle yargılanıyorlar. O zaman bu sağlıklı bir dönemi ifade etmiyor. Bu boyutuyla da yaklaşmak lazım. Acaba intihar etmiş midir, başka olaylar var mıdır tüm bunların araştırılması lazım.
REYHANLI’DA KAFA KARIŞIKLIĞI YARATILIYOR: Reyhanlı olayı konusunda çok büyük bir kafa karışıklığı yaratılmak isteniyor. Olayın olduğu anda Başbakan, ‘çözüm ve barışa karşı olan unsurlar’ diyor. Yani Türkiye’nin üçte ikisini aşan bir kitleyi suçlu takdim ediyor. Başbakan bu açıklamasıyla öyle bir suçlama alanı yarattı ki işin içinden çıkmak mümkün değil... Kamuoyu ne olduğunu bilmiyor. Arkasından da jandarma yazışmalarıyla ilgili bilgi sızması oldu. Bir er sorguya çekildi... Bu tartışma hangi amaca yönelik? 52 vatandaşımızın katledilmesine sebep olan olay mı netleşecek, yoksa bu bahane edilmek suretiyle bir savaş gerekçesi ve Suriye’ye yönelik bir müdahale sebebi mi olacak?
KUTUPLAŞMA UYARISI: Reyhanlı büyük çoğunluğu itibariyle Sünni vatandaşlarımızdan oluşmaktadır. Fakat buna karşın suçlananlar “Nusayri” denilen kesim. Çok netleşmeden Nusayriler ile Sünniler arasında bir gerilime dayandırırsanız, istemeseniz de Ortadoğu’da Şii Sünni kalıplar içerisinde Türkiye’yi de dahil etmek suretiyle Türkiye’yi çatışmaya, kutuplaşmaya sürüklemiş olursunuz. Bu da çok tehlikeli.
Kaç sandık getiriyorsan getir
Yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı için zaten iki sandık gelecek. Üçüncü sandıktan maksat, uzlaşma komisyonundan çıkaramadıkları kendi anayasalarını, BDP’li vekillerle birlikte 330’u bulup referanduma götürmek. “BDP ile işbirliği yaptığım takdirde bunu referandumla da çözebilirim” diyor. Bunu tehdit olarak kullanıyor. MHP, böyle bir tehdide aldırış etmez. Kaç sandık getiriyorsan getir. Türkiye’de orman sanayi çok gelişmiştir, istediğin kadar sandık üretebilirsin.
Çekilmeyi Hasan Cemal’e sormak lazım
Çekilmenin zamanı, boyutu, kapsamı ile ilgili Türkiye’de hiç kimsenin bilgi sahibi olduğu kanaatinde değilim. Sadece bildiğimiz bir şey var. Hasan Cemal’in başkanlığını yaptığı bir sevkıyat var. 18-24 yaş grubunda olanların Kandil’e doğru gidişini gördük. Bu konuda eğer Genelkurmay’da bir bilgi yoksa hükümet bir şey diyemiyorsa, Hasan Cemal’i bulup sormak lazım. Bu işi bilen Hasan Cemal’dir.