-Bahçeli: Kimse çoğuz diye sevinmesin SÖĞÜT (A.A) - 11.09.2011 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Kimse azız diye üzülmesin, çoğuz diye sevinmesin. Bir şeyi yapabilmek için sayısal çoğunluk marifet olsaydı, 400 çadırlık Türkmen topluluğuyla mesafe almak mümkün olmazdı'' dedi. Bahçeli, Bilecik'in Söğüt ilçesinde düzenlenen 730. Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Söğüt Şenlikleri'nde yaptığı konuşmada, Ertuğrul ocağında olgunlaşan fütuhat zihniyetinin, önce Söğüt'ü yurt tuttuğunu, arkasından da dalgalar halinde üç kıtaya yayıldığını kaydetti. Uç beyliğinden imparatorluk seviyesine giden yolun kavşak noktasında şüphesiz Ertuğrul Gazi'nin irfanı, ufku ve uzağı görebilen geniş öngörüsünün belirleyici olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu: ''Ertuğrul Gazi ile dikilen filiz; Osman Gazi'yle kökleşmiş, Orhan Gazi'yle dal vermiş, Fatih'le büyümüş, Yavuz'la gürleşmiş ve Kanuni'yle çınarlaşmıştır. Söğüt'ten başlayan tarihi yolculuk tüm kıtaları kapsayacak şekilde makas değiştirmiş ve Osmanlı sarığını kardinal külahına tercih eden bir anlayışa zemin oluşturmuştur. Eğer Söğüt'ten İstanbul'a uzanan atılganlık ve kararlılık bir başarıya ulaşmışsa, bunda; zulme karşı şefkatin, ihanete karşı sadakatin, korkaklığa karşı yiğitliğin, pısırıklığa karşı kendine güvenin, bezginliğe karşı dayanıklılığın ve ayrılığa karşı kardeşliğin üstün gelmesinin büyük bir payı vardır. At sırtında, kale önlerinde, meydanlarda mozaik olmak için ter dökülmemiştir. Ecdadımızın emanetine sahip çıkmak ve yaşatmak ise bizim boynumuzun borcudur. Buna hıyanetlik edene, tahrip edene ve değersizleştirmeye yeltenene de karşı durmak ve emellerini boşa çıkarmak Türk tarihinin omuzlarımıza yüklediği büyük bir vazifedir. Kimse azız diye üzülmesin, çoğuz diye sevinmesin. Bir şeyi yapabilmek için sayısal çoğunluk marifet olsaydı, 400 çadırlık Türkmen topluluğuyla mesafe almak mümkün olmazdı. Bu anlamlı günde Türk milletinin birliği, dirliği, bütünlüğü ve bekası için ecdadımızın vasiyeti ne gerektiriyorsa onu yapmaya yeminli olduğumuzu buradan duyurmak istiyorum.'' Bahçeli, "Türk milletinin son yurdunda bağımsız ve bütün halinde yaşayabilmesi, jeopolitiğinin ve jeostratejisinin görüş alanına giren coğrafyaların istikrar ve düzeniyle yakından ilgilidir. Bu çerçevede, başka coğrafyalardaki gelişmelere müdahil ve süreçlere taraf olunurken temkinli olunması, kendi tarih ve coğrafyamızın verileriyle billurlaştırılan politikalara göre hareket edilmesi gerekmektedir" dedi.